BİRAZ DAHA ZORLARSANIZ TRİBÜNLERİ CENAZE EVİNE ÇEVİRECEKSİNİZ. HA GAYRET!

Hiç iki taraftar grubu arasındaki rekabetin sırrına ermek gibi bir uğraşa girdiniz mi? Mesele bir tribün dolusu insanın boğaz patlamasındaki serkeş tavrın arkasında yatan nedeni merak ettiniz mi? Mağlubiyet sonrasında bir daha gidilmeyecek bir “Davos” gibi gördüğü stadyuma ertesi hafta tüm yeminleri, yalayarak, yutarak, giden ve yemini yutmasının utancından ziyade, takımını destekleyecek olmasının vermiş olduğu gururun baskınlığına şahit oldunuz mu bir tribün müdaviminin?

Kağıt biletin anılardaki yerine hürmeten birkaç ay “ben kart mart almam” dedikten sonra kart kuyruğunda sıra bekleyenin “ne var canım takımızı desteklemeyecek miyiz?” sözü ile “doğru yolu” bulmanın mutluluğunu hissetiniz mi?  
“Yasaktır masaktır bilmem karşı tribün yakarsa geri, kalmayalım” diyerek ekmek arasında meşale sokmanın o tatlı heyecanını anlayabilir misiniz?
Zannetmiyorum. Ve üzülerek şunu belirtmek istiyorum bunları anlamadan çözüm üretemezsiniz.

Manejerlerin hiçbir şey üretmeden oradan al, oraya sat mantığını anladığınızdan şüphem yok. İmparator diye baş tacı edilenin kebap dükkanını basmasını anlarsınız “canım ne var ya yılların birikimi, ego yapıyor işte” Trilyonların döndüğü bir sermaye pazarında kulüplerin batışına da bir kulp bulunur elbette. Futbolcuların saçma sapan kaprisi, futbolu yönetenlerin niçin yönetemediklerine, spor programı denilerek küfür anlatanlara, hepsine ama hepsine bir savunma elbette vardır.

Yanlış anlaşılmasın meşaleden dolayı insanlar elbette zarar görebilir. Onların oraya nasıl girdiği araştırılsın. Daha iyi, olmadı daha iyi önlemler alınsın. Ama sabahın kör bir saatinde apar topar evlerden insanları toplamak ne! Neyi süpürmek istiyorsunuz?

Hiç unutmuyorum! Geçen sezonun ilk yarısında Eskişehirspor Göztepe maçında küfürden dolayı kim ceza aldı biliyor musunuz? Konuşma engelli Sait Kolbüken? Kameralara takılmış, ağzı açıkmış. Adalet heykelinin gözü bağlıdır. Bizim adaletin gözü kör, kulağı sağır, vicdanı kararmıştır.
Sabahın köründe toplanıyor insanlar evlerinden. Final maçında meşale yakmışlar. Hangi kamera tespit etti? Sait’e ceza veren kameralar mı?
Taraftarlar acı bir göçe zorlanıyor. Hem de hukuk yoluyla. Gidin, ama bağırmayın, şunları yapın ama bunları yapmayın, güvenliğinizi alamıyoruz sorun çıkarmayın.
Tribünlerin dolmadığından söz ediliyor. Bu şartlar altında değil tribünlerin dolmaması, tribünlere insanların gelmesi şaşırtıcı olur.
Taraftarlar bir kampanya başlatmış “terörist değiliz Eskişehirliyiz”  diye. İçine biraz milliyetçilik katıyorlar, biraz hükümete sesleniyorlar, biraz kamuoyu yaratmaya çalışıyorlar. Hukuki bir olay için hukuğa seslenen yok.
Ha gayret! Kurumlar bir bir gidiyor elden. Hukuk derin yaralar almış, güven endeksinde diplerde dolanıyor.
Taraftarların yurdu tribünler ise cenaze evine dönüştü, dönüşecek. Biraz daha gayret.