Cemal Yavuzol, Eskişehirspor'u yazdı...
Eskişehirspor, İstanbulspor maçı ile sezonun ikinci yarısına kötü bir giriş yaptı. Kötü olan sadece skor, alınan iç saha mağlubiyeti değildi. Maçta baştan sona ne yaptığını bilmeyen, oyun düzeni, oyun disiplini olmayan, fiziksel ve form olarak lige hazır görünmeyen; bunun sonucunda da rakibe 9 net gol fırsatı veren, 2 tane gol yiyen, maçı izleyen herkesi karamsarlığa iten bir Eskişehirspor izledik. Bu kadar kötü oynayıp, bu kadar pozisyon verip maç 2-1 bitiyorsa; bunda Kayacan'ın rolü büyüktü. Kayacan da arkadaşlarına ayak uydursaydı, skoru varın sizler tahmin edin... Ne diyelim, iyi ki varsın Kayacan.
Bu maçta görüldüğü gibi Eskişehirspor'un Antalya kampı iyi geçmemiş. Ne takım ne de Yücel Hoca ikinci yarıya hazır değil. Özellikle yabancı oyuncuların (Akaminko hariç) Noel tatili devam ediyor. Buruno'yla Ofoedu'nun sahadaki görüntüleri içimizi kararttı. İkisi de güçsüzlükten yerden kalkamadılar. Bir an önce toparlanmalı, form tutmalılar. Bu yazdıklarımız Felix için geçerli değil. Bu oyuncumuzun sadece nüfus kağıdı yabancı değil, kendisi de futbola yabancı. Yücel Hoca'nın kim aklına giriyorsa, kim etkiliyorsa; takıma büyük kötülük yapıyor. Diyeceksiniz ki: "Oyuncumuz mu var?" Ben de "Sezon başı apar topar gönderdiğiniz Gökhan Köseoğlu var" diyorum. Son 3 sezonda Ankara Demir ve Niğdespor'la 2 şampiyonluk yaşadı. Şu anda Diyarbekirspor'da 3. şampiyonluğa gidiyor. Takımın banko oyuncusu. Senin oyuncun, yani kiralık. Geri çağırabilirsin. Sana Felix'ten, Bilal Aziz'den, Uğur'dan daha faydalı olur. Hadi hocanın haberi yok, etrafındakiler ne iş yapar?
Yücel Hoca'nın oyuncu tercihleri, mevki değişiklikleri, taktiksel hataları, oyuna müdahalede geç kalması... Bunlar daha uzun uzun konuşulabilir. Ama bundan çok daha önemli bir konu var. Maalesef oyuncularımızın taraftarımızla arası açılıyor. Maçta Uğur, maçtan sonra Kaan, stad dışında Dorukhan'ın taraftarlarla yaşadıkları diyaloglar çok tehlikeli. Bu konu derhal halledilmeli, yoksa kale içten yıkılır. O zaman bizi kimse kurtaramaz. Benim tavsiyem: Lig sonuna kadar herkes işini yapsın. Sezon sonunda giden gider, kalan kalır. Profesyonellikte bunlar var.
İkinci yarı başlarken play-off hesapları yaparak, "6.yla aramızda altı puan var, 2 maçta yakalarız" diyenlere, ben de 6.yı yakalamak için, 8 takımı birden geçmemiz gerektiğini, 15. sırada olduğumuzu hatırlatıyorum. Manisa ile Gaziantep'in havlu attığını düşünürsek; onların üzerindeki Denizlispor'un ilk hedefi: Bizi yakalamak. Üstelik transferi açtı, şu ana kadar bu liglerde kendini kanıtlamış 5 oyuncu aldı. Tehlike çok yakın, aman dikkat!
Müsabakayla ilgili tek olumlu düşüncem: Genç Furkan'ın oyuna dahil oluşu ve hiç sırıtmaması. Umarım o da Fıratcan gibi unutulmaz.
En kısa zamanda toparlanma temennisiyle, hoşçakalın...