CHP’li Usluer Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan katliamın meclis çatısı altında araştırılmasını istedi. Usluer: “Bu tür olayların başka üniversitelerde yaşanması an meselesi. Meclis konuya müdahil ve hâkim olmalıdır.” dedi.
CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer, daha önce başhekim yardımcılığı yaptığı ve 1. sırada rektör adayı olup Abdullah Gül tarafından atanmadığı Osmangazi Üniversitesinde yaşanan katliamı meclis gündeminde tutuyor. Daha önce konuyla ilgili basın açıklaması da yapan Usluer, 4 insanın hayatını kaybettiği Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde yaşanan katliamın meclis tarafından araştırılması gerektiğini söyledi.
Usluer, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında birçok urumda muhbirlik sisteminin oluşturulduğunu ve bunun hükumet tarafından desteklendiğini ifade etti. Usluer, “Araştırma görevlisi olduğu Eğitim Fakültesi’nde ve başka birçok üniversitede çok sayıda kişiyi "Bunlar FETÖ’cüdür" diye ihbar eden, ihraç edilip cezaevlerine girmesine neden olan Volkan Bayar isimli akademisyen geçtiğimiz hafta fakülte binasını basarak dört kişiyi öldürdü. Bu travmatik olayla yüzleşmeli ve bütün detaylarını aydınlatmalıyız. Fakat bu olayın ardından olayı aydınlatmak yerine haber yasağı getirilmek suretiyle konuyu kamuoyundan gizlemeye çalışanlar şunu çok iyi bilsinler; hiç kimsenin can güvenliği yok bu ülkede. Volkan Bayar’ın tehditlerinin üstünü örtmeye çalışan Eğitim Fakültesi dekanı da Bayar’ın hedefindeydi! Bu gerçeği kimse unutmasın! Bu yüzden bu olayın üstüne gitmeli ve hataları tespit etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Bayar mağdurlarının "Biz onu defalarca dekanlığa, rektörlüğe, YÖK'e şikayet ettik. Ama onu hep korudular." Değini hatırlatan Usluer; “15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamu kurum ve kuruluşlarının her bir kademesinde FETÖ terör örgütüyle ilişkili kişilerin tespiti için çalışmalar başlatıldı. Bu aşamada özellikle akademilerde muhbirlik sistemi oluşturuldu ve insanlar birbirlerini “FETÖ’cü” diyerek ihbar ettiler. Bu ihbarların birçoğunun asılsız olduğu daha sonra kişiler üzerinde yapılan araştırmalar ardından anlaşılmış, tutuklular serbest kalmıştı hatırlatırım. Serbest kalanlar işlerine geri dönemediler ama!
Bu muhbirlik bir mekanizmanın oluşması üniversiteler içinde iç barışı bozdu ve olay travmatik cinayetlere kadar geldi. Gelinen bu noktada meclis de duruma dahil olmalı ve olay detaylarıyla incelenmelidir. “ dedi.
Ayrıca OHAL sürecinde yayınlanan 696 sayılı KHK’nın 121. Maddesinde "Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fıkra hükümleri uygulanır." İbaresini de hatırlatan Usluer şöyle konuştu: Bu madde büyük bir tehlike arz etmektedir. Zira 103 kişiyi ihbar ettiği iddia edilen Bayar’ın çıkarıldığı mahkemede “Sayın Cumhurbaşkanımı dinledim ve 103 kişiyi ihbar ettim. Sonra bana sahip çıkmadılar. Ortada kaldım. Son KHK ile bize tanınan silah kullanma yetkimi kullandım. Masumum.” şeklinde ifade verdiği iddia edildi. Bu haberin ardından olaya yayın yasağı getirildi. Varsayalım ki bu iddia gerçekleri yansıtmıyor fakat bu KHK ile tam da Bayar’ın söylediği iddia edilen bu savunmayı yapmak olasıdır. Kanun bu tür durumlarda böyle bir savunma yapılmasına açıktır.