TARAFLI İL BAŞKANI NE TARAFA DÜŞER!

CHP Tepebaşı İlçe Kongresi tahminleri yerle yeksan etmedi.

Üç aşağı, beş yukarı beklenen sonuçlar alındı.

Tahminleri aşmayan bir olaya da Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç imza attı.

Her mikrofonu eline aldığında ‘parti içi ayak oyunlarından’ dem vuran Ataç, kongrede de fırsatı kaçırmadan ‘taraflı il başkanlığının’ altını kalın harflerle çizdi.

Taraf varsa, karşı tarafın olduğu da bir gerçek değil midir?  Kime karşı taraf? Karşı tarafta kimler var?  Bu taraflaşmanın ardında yatanlar nedir? gibi soruları cevaplama gereksinimi duymadan Sinan Özkar’a , ‘taraflı il başkanı’ dedi.

‘Sinan Özkar’ın görevini yerine getiremediğini’ söyleseydi, ‘Özkar bu işi beceremiyor’ deseydi, ‘Özkar ile 2019 hedefi yakalanamaz’ deseydi bu eleştirilerin ayakları illaki bazı partililer tarafından bir yere oturtulabilirdi.

Ancak ‘taraflı’ denildiğinde ve eleştirildiğinde Özkar’ın tek suçu, Ahmet Ataç’tan yana tavır sergilemediği yönünde bir izlenim yaratılıyor.

Diyelim ki; Özkar gerçekten Ataç’tan yana tavır sergilemiyor, o zaman Yılmaz Büyükerşen ve Kazım Kurt’tan yana taraf olduğu anlamını mı çıkarmalıyız Ataç’ın söylediklerinden?  Şayet böyle bir durum var ise bunun neresi suç?

Yılmaz Hoca ile Kazım Kurt, AK Parti’ye mi hizmet ediyor? Belki de Ataç, karşı taraf derken AK Parti’yi işaret ediyordu. O zaman Özkar’ın, AK Parti’nin gizli bir mensubu olduğunu mu anlamamızı bekliyor.

CHP’de bir cepheleşme var ve bunun nedeni bir türlü açıklanmıyor. Ataç, kendi cephesinden her defasında kurşun sıkıyor. Zaman, aman, mekan dinlemiyor. Tarafını belli etmiş herkesten bir taraf seçmesini bekliyor. Gördüğüm o ki; bu taraflaşmadan çevresel faktörler de ziyadesiyle memnun.

Ataç, Büyükerşen ve Kurt kavgasını örgütlemek için ciddi çaba sarf edenlerin elbette farkındayım. Ancak mevzuya biraz daha derinlik kazandırmak gerektirir ise toplumda sıradan bir belediye başkanından çok daha fazla sevgi yaratmayı başarmış Ataç’ın, sıradanlaşmak için bu denli çaba içine girmesi tüm anlamsızlığı ile karşımızda duruyor.

Özkar’a geri dönersek, kendisine ciddi bir görev düşüyor. Ne tarafa düştüğünü, zannediyorum sağlıklı bir şekilde kamuoyuna anlatması gerekiyor; Ataç, Özkar’dan ne istiyor veya Ataç ne istedi de Özkar vermedi…