MHP YIPRATILMAYA ÇALIŞILIYOR
Ülkücü İşçiler Dernek Başkanı Halil Temen ile sendikalar, referandum ve Milliyetçi Hareket Partisi üzerine konuştuk.
İşçilerin Sendikalara Bakışı nasıl?
İşçilerin haklarını koruyup gözeten, işçilere kazanım elde edebilen, hukuka uygun hareket eden, illegal kuruluşlarla değil sadece işçinin emeği için mücadele eden Sendikalara işçiler her zaman saygı duyar. Dolayısıyla sendikaları yönetenler den ziyade, çıkan yasalar ile alakalı bir takım sıkıntılar var. Çıkan yasaların işleyişi, işçilere istedikleri çalışma imkânını sunmadığı için zaman zaman işçilerin sendikalara karşı tepkili olduğu izlenimi doğabilir ama özünde çıkan yasalar ile ilgili tepkilerdir.
'İşçiler üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyor'
İşçiler mağdur ediliyor, ikinci üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyor; bu sendikalar ile alakalı bir durum değil, ülke politikası ile ilgili bir durum bu. Hem seçim zamanı, hem de ekonomik boyut olarak bakdığımızda işçilerin sırtından geçinirler, işçi hakkı konu olunca görmezden gelinir. Bu durum ancak işçi sınıfından yetişen birinin parlamentoda yer alması ile belki değişir ama bu da pek mümkün görünmüyor şu şartlarda.
' Türkiye'de insanlar takım tutar gibi siyasi parti tutuyor'
Siyasi iktidarın kutuplaşmaya yönelik politikası insanları alınan kararların eksileri ve artılarına değil takım tutar gibi siyasi parti tutmaya yönlendiriyor. Buna sebep yine halktır yani nasıl yönetilmeye layıksak öyle yönetiliyoruz.
Önümüzde bir 16 Nisan Referandumu var bununla ilgili görüşleriniz neler?
Bu konu ile alakalı bizlerin görüşünün sorulmasının çok şık olmadığını düşünüyorum, sonuçta kurumumuzun ve Genel Merkezin kararını tüm Türkiye bilmektedir. Bir anayasal düzenlemenin olması gerekiyordu bu düzenlemenin millet tarafından yapılması kimseyi rahatsız etmemeli. Kim kendini daha doğru ifade ederse o kazanacaktır. Herkes son karara saygı duymalıdır. Tek kişide toplanan yetkiler elbette bizleri de rahatsız etmiyor değil. Fakat işin sadece o boyutuna bakmayıp 18 maddenin bu ülke için faydalı olacağını düşünüyorum. İsmimiz Ülkücü İşçiler Derneği olsa da biz tüm işçi kardeşlerimizi temsil ediyoruz. Referandum sürecinde her görüşe saygımız var bu anlamda. Bu aileyi zedeleyecek tüm söylemlerden uzak kalıyoruz.
'Referandum sihirli bir değnek değil hiç bir şey değişmeyecek'
Ülke ekonomik anlamda çökmüş durumda. Piyasada sanal bir hareketlilik var. Alınan maaşlar belli, maaşın ay içinde dağılımı belli. Açlık sınırı ortada. Toplum olarak mağdur edilmiş durumdayız. İşçiler referandum sonucunda ekonomik anlamda bir kazanım elde edermiyize bakmaz, mevzu memleket vatan ve bayraktır. Referandum ile çok bir şey değişmez, şu anki yaşam standartları nasıl ise aynen devam edecek. Referandum sihirli bir değnek değil sonuçta. Ülke ekonomik anlamda sıkıntılı olsa da her zaman bu sıkıntının üstesinden gelmiş, böyle de büyük bir ülkedir işte.
İşçi ölümlerindeki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konu ile ilgili ne kadar devlet politikası olarak iş güvenliği ile ilgili eğitimler yapılsa da bu işin uygulamaya geçmediğini görüyoruz. İşçi arkadaşlar bazen dikkatsiz davranabiliyor, İnsanlar bilinçlendirilmeli. Yasal yaptırımlar uygulanmalı, iş kazaları basit önlemler alınarak en aza indirilebilir. İşverende küçük miktarlarda para harcayarak kuracağı sistemle bu tür kazaları azaltabilir.
'Kıdem Tazminatının Varlık Fonu'na aktarılmasına asla müsaade etmeyeceğiz'
Hak edilmiş bir kazanımın bir başkası tarafından gasp edilmesine işçiler olarak müsaade etmeyiz. Bu çalışmalar önceden beri vardı, fakat ciddi tepkiler aldıkları için geri adım atmak zorunda kaldılar. Şimdi tekrar bu durumu dillendirmeye başladılar. Fakat OHAL dönemi de olsa kesinlikle kıdem tazminatlarımızın elimizden alınmasına işçiler olarak müsaade etmeyeceğiz.
Milliyetçi Hareket Partisi'deki bölünmüşlüğü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Milliyetçi Hareket Partisi'nde hala vekil olup, MYK üyesi olup, Genel Başkan Yardımcılarından olup bu konu hakkında fikrini beyan edenlerde olmuştur ama onlar hala bu partide görevlerindeler sonuçta dışlanmadılar ama nedense Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Ogan, Koray Aydın gibi isimler sanki partiden dışlanmış gibi bir algı var. Buradaki bu yanılgıyı düzeltmek gerekir bu isimlerden ihraç edilenler olmuştur ama gerekçeleri referandumdaki fikirlerini beyan etmelerinden dolayı değil tüzüğe aykırı hareket etmeleridir. Milliyetçi hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli göreve geldiği günden beri hep çalıştı bu ayrılmış olan gurupla, o dönem iyiydi de genel başkan şimdi mi kötü? Bir de böyle bakmak gerekiyor. Rakip görüldüğü için bu kadar ayrışma olduğu söyleniyor. Ama hata yapıyorlar. Bu ülkede bir gecede milletin oyunun yarısını almış, Başbakan Ahmet Davutoğlu görevden alındı fakat basında çok fazla yer almadı, çok fazla gündem oluşturmadı ama ne hikmetse Milliyetçi Hareket Partisindeki ihraç edilmeler ve partinin genel kurulu aylardır konuşuluyor. Dolayısıyla sistematik bir şekilde Milliyetçi Hareket Partisi’nin bölünüp parçalanarak seçmeninin başka partilere kayması için bir algı oluşturuluyor. Ama bu hesaplarının tutmayacağını ilk seçimde herkes görecektir.
'MHP 18 Mart 2018' de kurultaya gidiyor'
Genel Başkanımız zaten bir genel kurul kararı aldı, MHP 18 Mart 2018'de kurultaya gidiyor. Başka Siyasi partilerde de kongreler yapılıyor, herkes aday olabiliyor bu demokrasinin gereği, fakat nedense MHP’nin kongrelerinde de hep çoklu aday olmasına rağmen sanki hiç aday çıkartılmıyormuş gibi demokrasiye aykırı hareket ediliyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu sebepten Meral Akşener'in, Ümit Özdağ’ın, Koray Aydın’ın veya Sinan Ogan’ın rakip çıkması MHP'yi yıpratma yönünde konuşuluyor. Aslında normal. Genel kurul döneminde aday olmuş olsalardı bu sıkıntıların hiç birisi yaşanmazdı. Şu konuyu tekrar etmekte fayda görüyorum, bu camia bölünüp parçalanmaz. Bu ülkenin teminatı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin oy kaygısı da yoktur. Bu yüzden MHP ‘nin tek bir düşüncesi vardır bu da sloganda değil; gerçek manada Önce Ülkem ve Milletim, sonra partim ve ben diyen bir siyasi harekettir.
Halil Temen kimdir?
1977 Eskişehir Alpu’nun Büğdüz Köyü’nde doğdu. Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Üniversite hayatını yarıda bırakan Temen, 14 yıldır Büyükşehir Belediyesinde çalışmaktadır. Uzun yıllar Emek ve Odunpazarı Ülkü Ocağı Başkanlığı yaptı. İki dönem MHP İlçe Yönetiminde görev yapan Temen, Şu anda Ülkücü İşçiler Derneği Başkanıdır.
İşçilerin haklarını koruyup gözeten, işçilere kazanım elde edebilen, hukuka uygun hareket eden, illegal kuruluşlarla değil sadece işçinin emeği için mücadele eden Sendikalara işçiler her zaman saygı duyar. Dolayısıyla sendikaları yönetenler den ziyade, çıkan yasalar ile alakalı bir takım sıkıntılar var. Çıkan yasaların işleyişi, işçilere istedikleri çalışma imkânını sunmadığı için zaman zaman işçilerin sendikalara karşı tepkili olduğu izlenimi doğabilir ama özünde çıkan yasalar ile ilgili tepkilerdir.
'İşçiler üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyor'
İşçiler mağdur ediliyor, ikinci üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyor; bu sendikalar ile alakalı bir durum değil, ülke politikası ile ilgili bir durum bu. Hem seçim zamanı, hem de ekonomik boyut olarak bakdığımızda işçilerin sırtından geçinirler, işçi hakkı konu olunca görmezden gelinir. Bu durum ancak işçi sınıfından yetişen birinin parlamentoda yer alması ile belki değişir ama bu da pek mümkün görünmüyor şu şartlarda.
' Türkiye'de insanlar takım tutar gibi siyasi parti tutuyor'
Siyasi iktidarın kutuplaşmaya yönelik politikası insanları alınan kararların eksileri ve artılarına değil takım tutar gibi siyasi parti tutmaya yönlendiriyor. Buna sebep yine halktır yani nasıl yönetilmeye layıksak öyle yönetiliyoruz.
Önümüzde bir 16 Nisan Referandumu var bununla ilgili görüşleriniz neler?
Bu konu ile alakalı bizlerin görüşünün sorulmasının çok şık olmadığını düşünüyorum, sonuçta kurumumuzun ve Genel Merkezin kararını tüm Türkiye bilmektedir. Bir anayasal düzenlemenin olması gerekiyordu bu düzenlemenin millet tarafından yapılması kimseyi rahatsız etmemeli. Kim kendini daha doğru ifade ederse o kazanacaktır. Herkes son karara saygı duymalıdır. Tek kişide toplanan yetkiler elbette bizleri de rahatsız etmiyor değil. Fakat işin sadece o boyutuna bakmayıp 18 maddenin bu ülke için faydalı olacağını düşünüyorum. İsmimiz Ülkücü İşçiler Derneği olsa da biz tüm işçi kardeşlerimizi temsil ediyoruz. Referandum sürecinde her görüşe saygımız var bu anlamda. Bu aileyi zedeleyecek tüm söylemlerden uzak kalıyoruz.
'Referandum sihirli bir değnek değil hiç bir şey değişmeyecek'
Ülke ekonomik anlamda çökmüş durumda. Piyasada sanal bir hareketlilik var. Alınan maaşlar belli, maaşın ay içinde dağılımı belli. Açlık sınırı ortada. Toplum olarak mağdur edilmiş durumdayız. İşçiler referandum sonucunda ekonomik anlamda bir kazanım elde edermiyize bakmaz, mevzu memleket vatan ve bayraktır. Referandum ile çok bir şey değişmez, şu anki yaşam standartları nasıl ise aynen devam edecek. Referandum sihirli bir değnek değil sonuçta. Ülke ekonomik anlamda sıkıntılı olsa da her zaman bu sıkıntının üstesinden gelmiş, böyle de büyük bir ülkedir işte.
İşçi ölümlerindeki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu konu ile ilgili ne kadar devlet politikası olarak iş güvenliği ile ilgili eğitimler yapılsa da bu işin uygulamaya geçmediğini görüyoruz. İşçi arkadaşlar bazen dikkatsiz davranabiliyor, İnsanlar bilinçlendirilmeli. Yasal yaptırımlar uygulanmalı, iş kazaları basit önlemler alınarak en aza indirilebilir. İşverende küçük miktarlarda para harcayarak kuracağı sistemle bu tür kazaları azaltabilir.
'Kıdem Tazminatının Varlık Fonu'na aktarılmasına asla müsaade etmeyeceğiz'
Hak edilmiş bir kazanımın bir başkası tarafından gasp edilmesine işçiler olarak müsaade etmeyiz. Bu çalışmalar önceden beri vardı, fakat ciddi tepkiler aldıkları için geri adım atmak zorunda kaldılar. Şimdi tekrar bu durumu dillendirmeye başladılar. Fakat OHAL dönemi de olsa kesinlikle kıdem tazminatlarımızın elimizden alınmasına işçiler olarak müsaade etmeyeceğiz.
Milliyetçi Hareket Partisi'deki bölünmüşlüğü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Milliyetçi Hareket Partisi'nde hala vekil olup, MYK üyesi olup, Genel Başkan Yardımcılarından olup bu konu hakkında fikrini beyan edenlerde olmuştur ama onlar hala bu partide görevlerindeler sonuçta dışlanmadılar ama nedense Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Ogan, Koray Aydın gibi isimler sanki partiden dışlanmış gibi bir algı var. Buradaki bu yanılgıyı düzeltmek gerekir bu isimlerden ihraç edilenler olmuştur ama gerekçeleri referandumdaki fikirlerini beyan etmelerinden dolayı değil tüzüğe aykırı hareket etmeleridir. Milliyetçi hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli göreve geldiği günden beri hep çalıştı bu ayrılmış olan gurupla, o dönem iyiydi de genel başkan şimdi mi kötü? Bir de böyle bakmak gerekiyor. Rakip görüldüğü için bu kadar ayrışma olduğu söyleniyor. Ama hata yapıyorlar. Bu ülkede bir gecede milletin oyunun yarısını almış, Başbakan Ahmet Davutoğlu görevden alındı fakat basında çok fazla yer almadı, çok fazla gündem oluşturmadı ama ne hikmetse Milliyetçi Hareket Partisindeki ihraç edilmeler ve partinin genel kurulu aylardır konuşuluyor. Dolayısıyla sistematik bir şekilde Milliyetçi Hareket Partisi’nin bölünüp parçalanarak seçmeninin başka partilere kayması için bir algı oluşturuluyor. Ama bu hesaplarının tutmayacağını ilk seçimde herkes görecektir.
'MHP 18 Mart 2018' de kurultaya gidiyor'
Genel Başkanımız zaten bir genel kurul kararı aldı, MHP 18 Mart 2018'de kurultaya gidiyor. Başka Siyasi partilerde de kongreler yapılıyor, herkes aday olabiliyor bu demokrasinin gereği, fakat nedense MHP’nin kongrelerinde de hep çoklu aday olmasına rağmen sanki hiç aday çıkartılmıyormuş gibi demokrasiye aykırı hareket ediliyormuş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu sebepten Meral Akşener'in, Ümit Özdağ’ın, Koray Aydın’ın veya Sinan Ogan’ın rakip çıkması MHP'yi yıpratma yönünde konuşuluyor. Aslında normal. Genel kurul döneminde aday olmuş olsalardı bu sıkıntıların hiç birisi yaşanmazdı. Şu konuyu tekrar etmekte fayda görüyorum, bu camia bölünüp parçalanmaz. Bu ülkenin teminatı olan Milliyetçi Hareket Partisi'nin oy kaygısı da yoktur. Bu yüzden MHP ‘nin tek bir düşüncesi vardır bu da sloganda değil; gerçek manada Önce Ülkem ve Milletim, sonra partim ve ben diyen bir siyasi harekettir.
Halil Temen kimdir?
1977 Eskişehir Alpu’nun Büğdüz Köyü’nde doğdu. Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Üniversite hayatını yarıda bırakan Temen, 14 yıldır Büyükşehir Belediyesinde çalışmaktadır. Uzun yıllar Emek ve Odunpazarı Ülkü Ocağı Başkanlığı yaptı. İki dönem MHP İlçe Yönetiminde görev yapan Temen, Şu anda Ülkücü İşçiler Derneği Başkanıdır.