Memleket’in hareketsiz partisi

Çok partili, iki sesli demokrasimizde, memleketin siyaset havuzuna atladığı zamandan itibaren bir beklenti oluşturduğu söylenebilir.

 Ancak, şimdiye değin ne hareketin kendisi, ne de bu hareketin partileşme ihtimali memleket sathı mahallinde beklenen sesi getirebilmiş değil.

AK Parti karşıtlığının envai çeşidinin yer aldığı parti havuzuna eklemlenecek, belli bir süre sonra ise ittifakta tutulmak ya da ittifağa tutunmak zorunda kalacak.

 Ancak ittifaka nasıl bir katkı sunacağı şimdilik bilinmeyen bir "hareket" sözkonusu.

19 Mayıs’ta partileşmesi bekleniyor.

Eskişehir’de durum daha içler acısı.

Memleket Partisi'nin yaklaşık iki aydan beri il başkanları belli, ilçe başkanları aşağı yukarı belli; aşağı yukarı diyorum, zira sürekli değişebiliyor bu isimler.

Başka türlü garipliklerde yaşanmıyor değil.  Örneğin Parti üyelerini teste tabi tuttuldukları, parti üyelerine "envanter topluyoruz" diyerek hitap edildiği, bu sorgulamaları yapan kişinin yüzünü kimsenin görmediği de kulaklarımıza geliyor.

Hatta bu görevi veren il başkanının bile, görev verdiği kişiyle karşılıklı oturmadığı söyleniyor.

Şu anda Parti binası olarak görünen yerin tadilatı bile bitmeyecekmiş izlenimi yaratıyor.

Temizlik badana işinden söz ediyoruz. İnsan örgütleme işine dahi giremedik hala. 

 Ayrıca,  Muharrem İnce'nin teyzesinin oğlu diye ciddi bir meselesi de var memeleketin de, hareketin de. Çözülmüş değil.

Ez cümle; hareket içi meseleleri bir kenara bırakırsak, Memleket Hareketinin adını bir kez  duyabildik şimdiye kadar.

 O da CHP’nin deneyimli ismi Ersen Yeniceli’nin saflarına katılması ile olmuştu.

Adında hareket olan bir oluşum, Eskişehir’de adım atmaya dahi mecali olmayan bir görüntüden öteye geçmiyor,  geçemiyor.

 Henüz partileşmemiş olabilir.

Ancak; hiç partileşemeyeceği, partileşse bile beklenen etkiyi uyandırmayacağının delili sayılabilecek bu sessizliğin, Eskişehir siyasetine yeni bir heyecan uyandırması oldukça zor.

Geçtiğimiz günlerde partisinden istifa eden Gaye Hoca’nın gündeme geldiği koordinatlara bakarsak, ne demek istediğim anlaşılabilir zannediyorum.

Neredeyse bütün oklar memleket hareketini gösterirken, Usluer’in gideceği partinin esamesi okunmadı desem yeridir.

Varsa yoksa koptuğu yerden çıkan sese gözler kulaklar çevrildi.

Yani ki; hem memleket gibi efsunlu bir kelimeyi, hem de hareket gibi iddialı bir fiili isminde barındıran memleket hareketinin sessizliği ile bu köşeye konuk olması, sizce de garip değil mi?