Köse:Halkın içinde olmadan halkın sorunu çözülebilir mi?

Köse konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Kutsal saydığımız kavramların ve değerlerin ağızlarda pelesenk olduğu günümüzde, “Milli İrade, Cumhur, Halk, Millet” gibi kavramlar ağızlardan düşmüyor. Ancak, atılan her yanlış adımın bedeli her defasında cumhura, halka ve millete ödetiliyor. Son bir yıl içerisinde doğalgaz, akaryakıt, elektrik ve suya fahiş oranlarda zam yapıldı. Her ne kadar kağıt üzerinde enflasyon % 12 ilan edilse de, vatandaşın enflasyonu çok yüksek. Halkımızın alım gücü her geçen gün azalıyor. Gelir dağılımındaki makas vatandaşımız aleyhine açıldıkça açılıyor. İşsizlik sınırları zorlar hale geldi. KHK mağduriyeti, EYT problemi toplumu germeye devam ediyor. Sürekli değişen eğitim sistemi tüm eğitim camiasını ve velileri usandırdı. Tarım ve hayvancılık ithalata bağlandı. Esnaf ve tüccar endişeli…Bu sorunları çoğaltabiliriz. Saadet Partisi olarak hiçbir zaman vatandaşımızın çektiği sıkıntı ve acı üzerinden siyaset yapmadık. Maksadımız sorunları elimizden geldiğince dile getirmek ve çözüm için katkıda bulunmaktır. Bir meseleyi çözmek için o meselenin sebeplerini çok iyi tahlil etmek gerekir. Bugün yaşadığımız sıkıntıların en önemli sebebi, gerek iktidarın gerekse de yerel yönetimlerin halktan uzaklaşmasıdır. Yüzde 50 oylarla makamlara seçilenler, elitist yönetim tarzını benimseyip halktan uzaklaşıyor. Vatandaşın sorununu, 3-4 yerden maaş alan danışmanlarından sorgulayan yöneticiler hangi derde derman olabilir? Bu tip yöneticiler için elektriğe yapılan zam da, suya yapılan zam da oldukça azdır. Böyle yöneticiler, seçimden seçime iletişim merkezleri açıp, esnafı ziyaret eder ve vatandaşın evine galoş geçirilmiş ayakkabılarla girer. Bir asgari ücretlinin elektrik ve doğalgaz faturası ödemesine, su yüklemesine yakinen şahit olmadıkça, bir emeklinin ay sonunu getirme mücadelesini görmedikçe, bir esnafın, pazarcının, tüccarın ticareti döndürme çabasını anlamadıkça, işsizlikten yuvası yıkılmak üzere olan birisi ile dertleşmedikçe, atanamadığı için intiharın eşiğine gelen bir mezunla oturup bir bardak çay içmedikçe çekilen sıkıntıları nasıl anlayabilir? Halkımızın büyük bir çoğunluğunun yaşadığı zorlukları bizzat yerinde, yani halkın içinde bulunarak tahlil etmeyen yöneticiler hakkıyla halkına hizmet edebilir mi? Bu yöneticiler klasik hizmetler ve ezber projelerin dışına çıkmaları mümkün olabilir mi? Bu soruların cevabı kesinlikle “Hayır” olacaktır. Saadet Partisi olarak, Halkımızla iç içe olmaya, Vatandaşımızla bire bir iletişime geçmeye, çalmadık kapı, sıkılmadık el bırakmamaya, gönüllere dokunmaya kararlıyız.