Komşu komşunun oyuna muhtaçtır

   Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından tozu dumana katan siyasi hareketlilik,  yerini daha görünür bir manzaraya bırakıyor. Örneğin, seçim öncesinde ekonomi politikasında nas diyen Erdoğan, şuan bambaşka bir yerde konumlanmış durumda. O toz bulutu esnasında hiç görünmedi bile. Sadece ekonomi de değil, dış politikadan iç politikaya kadar pek çok alanda yer değişiklikleri aynı toz bulutu tarafından çok rahat bir şekilde gerçekleştirilebildi. Uzmanlık gerektiriyor. 

İYİ Parti lideri Meral Akşener seçim mağlubiyeti karşısında “keşke bu kadar iyi kalpli olmasaydım” özeleştirileri ardından, Bahçeli’ni komşuluk davetine yekten “olur” demese de bir sokak ötede yeni bir ev kiralamış gibi duruyor. Yeni yerleştiği yerden eski komşularına veriyor veriştiriyor.  Seçim sonrasında neredeyse kavga ettiği tek parti CHP oldu. 

Toz dumanın ele geçirdiği bir başka alan ise CHP. Hazır ortalık toz dumanken “bizde başkan değiştirelim” diyenler o toz ve dumanın avantajını kullanamadı. Tozlar indikçe, manzara berraklaştıkça değişim talebinde bulunanların da motivasyonları azaldı. Şimdi değişim talebinde bulunanlar daha açık görünmenin vermiş olduğu çekimserlikle hareket ediyorlar.

Gelelim hareketli günlerin ardından Eskişehir’de neler olduğu veya neler olacağına.

Eskişehir’de tozu dumana katan isim şüphesiz Nebi Hatipoğlu oldu. Hatipoğlu’nun genel merkezin de olurunu alarak Eskişehir’de yaşattığı hareketlilik sonrasında İYİ Parti İttifak ortağı CHP’den tamamen koptu. Bununla da yetinmeyip CHP tabanı ile de arasına ciddi bir mesafe koyarak,  İYİ Parti’yi, AK parti ve MHP’nin yanında konumlandırdı.

İYİ Parti tabanının bu yeni yerleşkeden ne denli memnun olup olmayacağını önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz. Ancak,  şu bir gerçek ki AK Parti ve MHP karşıtlığından, CHP karşıtlığına geçiş yukardan ne denli kolay görünse de, tabanda çok farklı bir iç huzursuzluğu yaratabilir.

Üstelik bu taşınmanın ev hanesine yani tabana net bir şekilde anlatılmadığı göz önüne alındığında. Örneğin “İYİ Parti’nin AK Parti ve MHP ile ittifak yapabileceği” gibi ev halkını ziyadesiyle rahatsız edebilecek bir sözün Hatipoğlu gibi güçlü bir isim tarafından söylenmesi hiç de öyle “şahsi görüşüm” denilerek geçiştirilebilecek bir olay değil.

 Ya da “yerel de AK Parti kazansa üzülmem” diyebilmek İYİ Parti tabanının Hatipoğlu tarafından pek de tanınmadığı anlamına pekâlâ gelebilir.

 Fırtınalı günler sonrasında İYİ Parti’nin kendine yeni bir alan açtığını söylemek çok zor. O fırtınalı günlerin ardından yaşananların aslında nasıl da bir savrulma olduğunu daha rahat görebiliyoruz.  Gelinen yeri bir tercih olarak göstermek, “bakın burası daha geniş veya bu komşularımız daha iyi, hem etraf daha yeşil” demekle ev halkının gönlünün alınabilmesi çok da olası görünmüyor.

Sonuç olarak; İYİ Parti’nin yerel seçimde eski komşularından oy alabilme ihtimali kaldığını söylemek çok zor. Ancak, AK Parti’nin Eskişehir’deki pek çok aktörünün Nebi Hatipoğlu’nun sözlerini bir “hoş geldiniz” edasıyla karşıladığına şahit oluyoruz. Bazı AK Partilierin “Hatipoğlu’nun dediği gibi” diyerek sözlerine başlamasına ramak kaldı.

Peki; AK Parti’ ve MHP’den İYİ Parti’ye gelecek oylar İYİ Parti’nin kazanmasına yetecek mi? Daha doğrusu kaybetmemesine? Peki; AK Parti, İYİ Partililere "biz kazanırız, bize oy verin" diyebilecek mi?