SONER UÇAK YAZDI...
Siyaseti galibiyet ve mağlubiyet üzerinden tartışmanın doğru bir kapıyı açmayacağını bilsem de, maalesef siyaset son yıllarda yenilgiler ve mağlubiyetler üzerinden tartışılıyor.
Atı alan Üsküdar’ı geçmecelerden tutunda, son dakikada atılan goller, maç kazanmış edası ile sevinmeler, “buda mı gol değil” hezeyanları hepsi ama hepsi siyasetin sorumluluğunu topluma, muhalefete ve daha önemlisi iktidara unutturuyor.
Daha doğrusu; siyasetin sorumluluğunu unutmak, toplumu ve muhalefeti ödev derdinden kurtarırken, iktidarı ise en güçlü olanın sınıf başkanlığı yapacağı bir seçimde nobran bir tutuma itiyordu.
Sürdürülebilir korku atmosferi ve sürdürülebilir ekonomik darboğaz iktidarların zaman zaman kullanabileceği seçim malzemeleri olabilir, ancak ipin ucu kaçtığı zaman, toplumdaki huzursuzluk içsel olmaktan çıkar ve somuta dönüşür.
“Beka sorunu” denerek yaratılan atmosferin abartılması toplumda alıcı bulmadı. Çünkü altı doldurulmadı veya doldurulamadı. Dış politikada izlenen tutarsızlık “beka sorununun” tutmamasındaki en önemli nedenlerin başında geliyor kanımca.
Ekonomide ise durum “burası çok önemlinin” önemini anlamak için çaba sarf edilemeyecek bir boyuta ulaşınca, AK Parti’nin 31 Mart yerel seçimlerinde seçmenler tarafından uyarılması kadar doğal bir şey yoktu.
Nitekim öyle de oldu.
Güncel politik dil ile söylersek; AK Parti, ne kadar sayılarla oynayıp, kulağı tersten tutmaya çalışırsa çalışsın sandıkta yenildi.
Sandıktaki yenilginin bir sonraki seçimde muhakkak ki telafisi olabilir. Ancak seçim sonrası AK Parti’nin izlediği tutum, AK Parti’ye belki bir daha yeri doldurulamayacak “şeyler” kaybettirdi.
Seçim öncesi bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başta Ankara olmak üzre, değişik illerin muhalefet belediye başkan adayları için sarf ettiği cümlelerin izi hala silinmemişken, İstanbul’da yaklaşık 20 gün boyunca devam eden sayım garabeti, AK Parti’nin kaybetmekte ısrarının delili niteliğinde tutanaklara yazılsın.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en güçlü hükümetinin “hile yaptılar” feryadı yetmezmiş gibi kendisine yıllardır iktidarda tutan, yarım yamalak ülke demokrasisin çatlak sandığına vurduğu onca darbe ve ülke ekonomisinin hali ortadayken sayım ile yapılan gündem işgali AK Parti’nin içinde de artık itirazların doğmasına neden oldu.
Geçen yıl AKP İstanbul İl Başkanlığı görevinden istifa eden Selim Temurci, yerel seçime ilişkin değerlendirmesinde, "Sevdamız dediğimiz bu şehri çeyrek asır sonra kaybediyor olduğumuzu düşünmek dahi içimizi acıtıyor" dedi. "Daha da önemlisi; İstanbul’da süreci yönetememek, toplum nezdinde ahlaken-vicdanen seçimi kaybetmiş olmak Ak Partimizi bir dava hareketi olarak gören bizleri kahretmiştir" diyerek teşhisi koydu.
Kaynak Yeniçağ: "Ahlaken, vicdanen seçimi kaybettik"
Bana kalırsa, mevcut iktidar kendini avutmak için sayılar ile oynamaktan vazgeçmeli, seçim hileleri heyulasından ve bu şizofrenik halden bir an önce sıyrılmalı.
En başa dönersek, siyasetin sorumluluğu vardır ve iktidar için bu sorumluluk oldukça ağırdır.