Büyükerşen "değişim" talebinin değişmesi gerektiğini düşünüyor
Soner Uçak yazdı...
Yılmaz Büyükerşen, CHP içindeki tartışmalara doğrudan dahil olmayı tercih etmedi. Şehri yönetirken gözettiği denge politikası bu zamana kadar CHP içinde geçerliydi. Hiçbir gruplaşma içinde yer almayıp, CHP içindeki tüm gruplara eşit mesafede durmayı ya tercih etti, ya da siyaset onu bu şekilde konumlandırdı. Fakat Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında Kılıçdaroğlu’na yönelik değişim talebi Büyükerşen’i hiç de alışık olmadığımız üzere bir tartışmanın içine çekti.
Barış Yarkadaş’a yaptığı açıklama ile Büyükerşen, değişim talebin de bulunanların pek de haz etmediği açıklamalarda bulundu. Büyükerşen’e göre değişim isimler üzerinden tartışılacak bir mevzu değildi. Tartışmanın hem zemini, hem de güzergahı CHP’yi olumlu bir tarafa çekmek şöyle dursun, CHP’de parçalanmaya neden olabilecek tehlikeler taşımaktaydı.
Cumartesi günü Çağdaş Gazeteciler Derneği ile Gazeteciler Sendikasının düzenlediği pikniği ziyarete gelen Büyükerşen bir kez daha CHP içindeki değişim tartışmalarının muhatabı oldu.
Kılıçdaroğlu ile ilgili ne düşünüyordu?
Büyükerşen, Kılıçdaroğlu’nun seçimlere gidilen yolda izlediği stratejinin ciddi bir sabır ve konsantrasyon gerektiğine işaret ederken, Kılıçdaroğlu’nun değişik ideolojilere sahip partilerin bir araya gelmesi, gelebilmesi için gösterdiği enerjinin takdir edilmesi gerektiğini belirtti. Büyükerşen seçimin ikinci turunda yapılan görüşmelerde ise Kılıçdaroğlu’na ittifak ortakları tarafından sunulan açık çekleri hatırlatarak, kimsenin o dönem için Kılıçdaroğlu’nun seçim stratejisinden daha iyi bir strateji ortaya koyamadığını, yapılan itirazların olumlu anlamda seçim çalışmalarına bir katkı sunmadan ziyade çalışmaları törpülediğini ifade etti.
Büyükerşen ayrıca, var olan başarısızlıktan kimsenin kendi payını almadığını, başarısızlığın tüm yükünün Kılıçdaroğlu’nun üzerine yıkıldığını, herkesin kendisini Kılıçdaroğlu ile temize çekmesinin ciddi bir eleştiri eksikliğini beraberinde getirdiği ifade etti. Tartışmaların siyasi etik açısından da ciddi sorunlar taşıdığını ifade eden Büyükerşen, vefanın siyaset için de geçerli olması gerektiğinin altını kalın harflerle çizdi.
Anladığım kadarıyla Büyükerşen, yenilgiden çıkan bir yenilenme talebini samimi bulmuyor. Zira açıklamasının bir yerinde seçimden önce söylenenleri ve seçimden başarılı bir şekilde çıkılması halinde söyleneceklere vurgu yapıyor.
Çok dar bir alana sıkıştırılmış değişim tartışmalarının hiçbir şeyi değiştirecek bir ağırlık taşımadığı kanaatini taşıyor.