Ataç, Muharrem İnce’nin Tepebaşı’nda yaptığı miting için ‘korsan miting’ benzetmesinde bulunan CHP İl Başkanı Sinan Özkar ile Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel’in ‘referandumda delege çalışması’ yaptı iddialarına sert çıktı. Ataç, “Herkes haddini bilsin. Herkes ölçüsüne göre konuşsun” dedi.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, ES TV’de gazeteciler Murat Taşkın ve Cihan Yıldırım’ın sorularını yanıtladı.
Ataç'ın açıklamalarından satır başları:
“Tepebaşı’nda çok iyi netice aldık”
Referandum sonuçlarını değerlendiren Ataç, “Tepebaşı’nda çok iyi netice aldık. 1 Kasım seçimlerine göre AKP eksi 25 bin inişte, bizim ise artı 50 bin civarında çıkışımız var. Bu çok önemli bir fark. Tepebaşı’ndaki oy artışı hakikaten, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok.
CHP seçimleriyle, referandumu bir tutmamak gerekir ama yine orada bir takım şeyleri yakalamamız gerekiyor. 135 bine çıkmış. İyi rakam. Bu karşılıklı bir paslaşma” dedi.
“Birbirimizin yanında duracağımıza, birbirimize çelme takıyoruz”
Ataç, Muharrem İnce’nin Tepebaşı’nda gerçekleştirdiği miting için ‘korsan miting’ benzetmesinde bulunan CHP İl Başkanı Sinan Özkar ile Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel’in, Ataç’ı işaret ederek ‘Odunpazarı’nın bazı mahallelerinde referandum çalışması adı altında delege çalışması’ yaptı iddialarına sert sözlerle yanıt verdi.
Ataç, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “İnanın üzülüyorum. Acaba bu arkadaşlar, belediye başkanları olmasa ne netice alırlar. Bana bir anlatsınlar. Hem il başkanımız hem Odunpazarı’nın ilçe başkanı. Ne netice alabilirler. Mümkün değil. Mümkünse anlatsınlar bana nasıl mümkün olacağını. Birbirimizin yanında duracağımıza, birbirimize çelme takıyoruz. Benim usulüm değil, adabıma uymaz. Bir baksınlar. Tepebaşı’ndaki oranlara. Başarıya baksınlar. 2007’den beri CHP’nin aldığı oylara bir baksınlar.
“Ben partiye üye olduğumda Sinan kısa pantolonla geziyordu”
1971’de partiye kaydım var. Benim partiye üye olduğumda, Akın Sallerel dünyada var mıydı, yok muydu bilemiyorum. Sinan da kısa pantolonla geziyordu o zaman. Kusura bakmasınlar ama herkes haddini bilsin. Herkes ölçüsüne göre konuşsun. Konuşmasın. Susmak bence daha iyi. Konuşup da saçmalayacağımıza, konuşmayalım, susalım. Onlara uyup da bir şey yapmam. Ben işime bakarım. Neticelerime bakarım.
“Genel başkanın üstünde mi arkadaşlar?”
Genel Başkan, Muharrem İnce’nin altına bir otobüs vermiş, ‘Türkiye’yi dolaş, miting yap’ demiş. Genel Başkanın yetkisiyle çıkmış yola. O da birçok ilde başarılı mitingler yaptı. Eskişehir’e geldiyse nasıl korsan olur? Onu bir anlatsınlar. Genel başkanın üstünde mi arkadaşlar?”
“Kırsalda çalışalım fikrine katılıyorum ama…”
Özkar’ın ‘kırsalda çalışalım’ fikrine katıldığını söyleyen Ataç, “Çalışalım. Ama bazı şeyler yerinde ağırdır. Sivrihisar’da 2 bin,3 bin kişinin dinlemesi başka, Eskişehir’de 10 bin, 15 bin kişinin dinlemesi başka. Sivrihisar’da da yapılsın. Onu eleştirmiyorum” ifadelerini kullandı.
“Mahcup olmayalım diye götürdük”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Sivrihisar’da gerçekleştirdiği miting için Tepebaşı’ndan ilçeye partilileri taşımalarının da eleştirildiğini anlatan Ataç, “Mahcup olmayalım diye götürdük. O gün orada, Sivrihisar’da yaşayan insanlara baktım. Hepsi kahvehanenin önünde oturuyordu. Miting alanına dahi gelmeyenler vardı. Benim memleketim, canım ciğerim ama oradaki gerçekleri de görmek lazım” diye konuştu.
“Benim, Odunpazarı’nda referandumu anlatmamın ne gibi sakıncası var ?”
Ataç, Odunpazarı’nda delege çalışması yaptınız mı sorusuna ise, “Referandum süresince birçok belediye başkanı başka illere gitti. Orada birkaç gün kalıp çalıştılar. Benim, Odunpazarı’nda referandumu anlatmamın ne gibi sakıncası var. Kendileri de geldiler. Çukurhisar’a geldiler, başka taraflara geldiler…Biz ağzımızı açıp, bir şey söylemedik. Oradan bir dernek davet ediyor, ‘ben gelemem, kusura bakmayın, il başkanı kızar mı’ diyeceğim. Ben gidip oradaki insana, Cumhuriyet Halk Partisi adına referandumu anlatacağım. Gittiğimiz yerlerde kapılardan insanlar giremiyordu. Doluyordu her yer. Kötü mü iş yaptık yani? Ben Emek’teki ne partinin adamını bilirim, ne de sorumlusunu. Ben onu yapsaydım, geçen seçimde yapardım. Ben de sokaklara atlasaydım, meydanlara atlasaydım benim de tavrım daha farklı olurdu. Ama yapmadım öyle bir şey” diye yanıt verdi.
“İl başkanının Eskişehir’i kucaklaması lazım”
CHP’nin kongre süreciyle ilgili de konuşan Ataç, “Kongre sürecine girildi. Eskişehir’de çalışmalar olacak. Hepimiz bir tarafta görev alacağız. Bir tarafa çalışacağız. Ama inanın hiç kafamda daha öyle bir şey yok. Projelerle ilgili kafam çok yoğun. Parti içi çalışmaları şuanda dikkatimi çekemedim. Ama ben yine üslubumu bozmam. Önce biz kendi bölgemizi bir halledelim. Ondan sonra il de kime destek vereceğiz, ne yapacağız ona bakacağız. Kendiliğinden şekillenir zaten. İl başkanının bir kere Eskişehir’i kucaklaması lazım” dedi.
“İl başkanı tarafsız olacaksa destek veririm”
Ataç, “Yönetimler konusunda, üç belediye başkanı ve üç milletvekili bir mutabakat sağlayabilir mi” sorusuna “Öyle bir çağrı gelirse, tabi ki desteklerim. Destek veririm. Ben o zaman da söyledim. Benim oy attığım il başkanı seçilir, seçilmez. O ayrı bir şey. İl başkanı eğer tarafsız, hakikaten il başkanlığı görevi yapacaksa ben de desteğimi veririm. Sinan Başkana da birçok konuda destek verdim. Tepebaşı bölgesinde referandumda çok rahat çalıştılar. Belediye başkanı için parti çok önemlidir, delege önemlidir ama bir halkın üstünde değildir” diyerek yanıt verdi.
“Onun, bunun il başkanı olmasın…”
Ataç, “Kongre sürecinde ortalık çok karışır mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Kimin ne yapacağını ben çok iyi biliyorum. Günü gelince gereken yapılacak. Bizim düşüncemizde, ‘bizim adamımız olsun’ demiyorum. Partinin adamı olsun. Partinin il başkanı olsun. Onun, bunun il başkanı olmasın. Tarafsızlık konusunu onun için diyorum. Tarafsız olmadığı zaman işler çok farklı noktalara gidiyor.”
“CHP’li meclis üyelerimiz de bizim karşımızda oldular”
Ataç, son Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında Tepebaşı’na yönelik ret edilen kararları neden protesto ettiğini ise şöyle açıkladı: “Belediye biraz para kazansın. Neden üvey ana gibi davranıyorlar. Kızmak da haklı değil miyiz? Bizim projelerimizin önünü niye tıkıyorlar? Burada kasıt var. Siyaset var. Üzüldüğüm bir başka şey var. Bizim CHP’li meclis üyelerimiz de bizim karşımızda oldular.”
“Hoca Espark’ı bahane ederek, kafaya taktı oraya”
Geçtiğimiz aylarda Espark’ın yanındaki arazi nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile karşı karşıya gelen Ataç, belediyenin zarara uğratıldığını savundu. Ataç, “Hoca, Espark’ı bahane ederek kafayı taktı oraya. ‘Ben burayı yeşil alan yapacağım’ diye… Büyükşehir burasıyla ilgili hem 1/1000’lik hem de 1/5000’lik plan hazırlamış. Tepebaşı’nı plan yapma yetkisinden baypass etmiş. Böyle bir haksızlık ve kanunsuzluk var. Hoca bir konuşmasında ‘ biz onlara iyilik yaptık. Orası otoparktı, orayı çay bahçesi yapıp, para kazanacaklar’ diyor. 40-50 milyonluk arsa üzerinde çay bahçesi, adama gülerler. 50 milyonluk alanı sen nasıl yeşil alan yaparsın arkadaş? Bu olaydan iki üç ay önce de Haller Gençlik Merkezi karşısındaki tuvaletlerin olduğu alanı da Hoca, otel alanı yaptı. Yeşili bu kadar seviyorsan orayı da yeşil alan yapsaydın. Niye otel yapıyorsun. Espark’ın yoğunluğunu bahane ediyorlar. Hoca oranın her şeyinde başındaydı. İzin vermeseydi o zaman. Yaptırmasaydı onu” diye konuştu.
“Dündar Ünlü, bunları yapmakla bir şey kazanamazsın”
Ataç, AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü’nün kendisine yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Ataç, “Dündar Ünlü geçenlerde yaptığı açıklamada benimle ilgili hak etmediğim şeyler söyledi. ‘Eyyam yaptığımı, popülizm yaptığımı, okullara niye girdiğimi…’ Okullar kimsenin babasının malı değil. Biz niye girmeyecekmişiz? Senin milletvekillerin, belediye başkanların niye giriyor okula? Siyaset mi yapıyorsunuz orada? Yağmur duasına gidiyormuşum onu eleştiriyor, yolu eleştiriyor… Dündar Ünlü, bunları yapmakla bir şey kazanamazsın. Bugüne kadar ben senin hakkında hiçbir yerde konuşmadım. Hiçbir yerde eleştirmedim. Sen niye böyle yapıyorsun anlamıyorum. Konuştukları zaman, Tepebaşı halkı cevabını veriyor. Önce onu bir düşünsüler. Belediyecilik adına bizim utanılacak hiçbir şeyimiz yok. Her şey açık ve net” ifadelerini kullandı.
“Borçsuz belediye var mı?”
Ataç, Belediyenin borcuyla ilgili yapılan eleştirilere ise, “Borçsuz belediye var mı? Onu söylesinler bana. Kendi belediyelerine baksınlar, ne halde” dedi.
Ataç'ın açıklamalarından satır başları:
“Tepebaşı’nda çok iyi netice aldık”
Referandum sonuçlarını değerlendiren Ataç, “Tepebaşı’nda çok iyi netice aldık. 1 Kasım seçimlerine göre AKP eksi 25 bin inişte, bizim ise artı 50 bin civarında çıkışımız var. Bu çok önemli bir fark. Tepebaşı’ndaki oy artışı hakikaten, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok.
CHP seçimleriyle, referandumu bir tutmamak gerekir ama yine orada bir takım şeyleri yakalamamız gerekiyor. 135 bine çıkmış. İyi rakam. Bu karşılıklı bir paslaşma” dedi.
“Birbirimizin yanında duracağımıza, birbirimize çelme takıyoruz”
Ataç, Muharrem İnce’nin Tepebaşı’nda gerçekleştirdiği miting için ‘korsan miting’ benzetmesinde bulunan CHP İl Başkanı Sinan Özkar ile Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel’in, Ataç’ı işaret ederek ‘Odunpazarı’nın bazı mahallelerinde referandum çalışması adı altında delege çalışması’ yaptı iddialarına sert sözlerle yanıt verdi.
Ataç, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “İnanın üzülüyorum. Acaba bu arkadaşlar, belediye başkanları olmasa ne netice alırlar. Bana bir anlatsınlar. Hem il başkanımız hem Odunpazarı’nın ilçe başkanı. Ne netice alabilirler. Mümkün değil. Mümkünse anlatsınlar bana nasıl mümkün olacağını. Birbirimizin yanında duracağımıza, birbirimize çelme takıyoruz. Benim usulüm değil, adabıma uymaz. Bir baksınlar. Tepebaşı’ndaki oranlara. Başarıya baksınlar. 2007’den beri CHP’nin aldığı oylara bir baksınlar.
“Ben partiye üye olduğumda Sinan kısa pantolonla geziyordu”
1971’de partiye kaydım var. Benim partiye üye olduğumda, Akın Sallerel dünyada var mıydı, yok muydu bilemiyorum. Sinan da kısa pantolonla geziyordu o zaman. Kusura bakmasınlar ama herkes haddini bilsin. Herkes ölçüsüne göre konuşsun. Konuşmasın. Susmak bence daha iyi. Konuşup da saçmalayacağımıza, konuşmayalım, susalım. Onlara uyup da bir şey yapmam. Ben işime bakarım. Neticelerime bakarım.
“Genel başkanın üstünde mi arkadaşlar?”
Genel Başkan, Muharrem İnce’nin altına bir otobüs vermiş, ‘Türkiye’yi dolaş, miting yap’ demiş. Genel Başkanın yetkisiyle çıkmış yola. O da birçok ilde başarılı mitingler yaptı. Eskişehir’e geldiyse nasıl korsan olur? Onu bir anlatsınlar. Genel başkanın üstünde mi arkadaşlar?”
“Kırsalda çalışalım fikrine katılıyorum ama…”
Özkar’ın ‘kırsalda çalışalım’ fikrine katıldığını söyleyen Ataç, “Çalışalım. Ama bazı şeyler yerinde ağırdır. Sivrihisar’da 2 bin,3 bin kişinin dinlemesi başka, Eskişehir’de 10 bin, 15 bin kişinin dinlemesi başka. Sivrihisar’da da yapılsın. Onu eleştirmiyorum” ifadelerini kullandı.
“Mahcup olmayalım diye götürdük”
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, Sivrihisar’da gerçekleştirdiği miting için Tepebaşı’ndan ilçeye partilileri taşımalarının da eleştirildiğini anlatan Ataç, “Mahcup olmayalım diye götürdük. O gün orada, Sivrihisar’da yaşayan insanlara baktım. Hepsi kahvehanenin önünde oturuyordu. Miting alanına dahi gelmeyenler vardı. Benim memleketim, canım ciğerim ama oradaki gerçekleri de görmek lazım” diye konuştu.
“Benim, Odunpazarı’nda referandumu anlatmamın ne gibi sakıncası var ?”
Ataç, Odunpazarı’nda delege çalışması yaptınız mı sorusuna ise, “Referandum süresince birçok belediye başkanı başka illere gitti. Orada birkaç gün kalıp çalıştılar. Benim, Odunpazarı’nda referandumu anlatmamın ne gibi sakıncası var. Kendileri de geldiler. Çukurhisar’a geldiler, başka taraflara geldiler…Biz ağzımızı açıp, bir şey söylemedik. Oradan bir dernek davet ediyor, ‘ben gelemem, kusura bakmayın, il başkanı kızar mı’ diyeceğim. Ben gidip oradaki insana, Cumhuriyet Halk Partisi adına referandumu anlatacağım. Gittiğimiz yerlerde kapılardan insanlar giremiyordu. Doluyordu her yer. Kötü mü iş yaptık yani? Ben Emek’teki ne partinin adamını bilirim, ne de sorumlusunu. Ben onu yapsaydım, geçen seçimde yapardım. Ben de sokaklara atlasaydım, meydanlara atlasaydım benim de tavrım daha farklı olurdu. Ama yapmadım öyle bir şey” diye yanıt verdi.
“İl başkanının Eskişehir’i kucaklaması lazım”
CHP’nin kongre süreciyle ilgili de konuşan Ataç, “Kongre sürecine girildi. Eskişehir’de çalışmalar olacak. Hepimiz bir tarafta görev alacağız. Bir tarafa çalışacağız. Ama inanın hiç kafamda daha öyle bir şey yok. Projelerle ilgili kafam çok yoğun. Parti içi çalışmaları şuanda dikkatimi çekemedim. Ama ben yine üslubumu bozmam. Önce biz kendi bölgemizi bir halledelim. Ondan sonra il de kime destek vereceğiz, ne yapacağız ona bakacağız. Kendiliğinden şekillenir zaten. İl başkanının bir kere Eskişehir’i kucaklaması lazım” dedi.
“İl başkanı tarafsız olacaksa destek veririm”
Ataç, “Yönetimler konusunda, üç belediye başkanı ve üç milletvekili bir mutabakat sağlayabilir mi” sorusuna “Öyle bir çağrı gelirse, tabi ki desteklerim. Destek veririm. Ben o zaman da söyledim. Benim oy attığım il başkanı seçilir, seçilmez. O ayrı bir şey. İl başkanı eğer tarafsız, hakikaten il başkanlığı görevi yapacaksa ben de desteğimi veririm. Sinan Başkana da birçok konuda destek verdim. Tepebaşı bölgesinde referandumda çok rahat çalıştılar. Belediye başkanı için parti çok önemlidir, delege önemlidir ama bir halkın üstünde değildir” diyerek yanıt verdi.
“Onun, bunun il başkanı olmasın…”
Ataç, “Kongre sürecinde ortalık çok karışır mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Kimin ne yapacağını ben çok iyi biliyorum. Günü gelince gereken yapılacak. Bizim düşüncemizde, ‘bizim adamımız olsun’ demiyorum. Partinin adamı olsun. Partinin il başkanı olsun. Onun, bunun il başkanı olmasın. Tarafsızlık konusunu onun için diyorum. Tarafsız olmadığı zaman işler çok farklı noktalara gidiyor.”
“CHP’li meclis üyelerimiz de bizim karşımızda oldular”
Ataç, son Büyükşehir Belediye Meclisi toplantısında Tepebaşı’na yönelik ret edilen kararları neden protesto ettiğini ise şöyle açıkladı: “Belediye biraz para kazansın. Neden üvey ana gibi davranıyorlar. Kızmak da haklı değil miyiz? Bizim projelerimizin önünü niye tıkıyorlar? Burada kasıt var. Siyaset var. Üzüldüğüm bir başka şey var. Bizim CHP’li meclis üyelerimiz de bizim karşımızda oldular.”
“Hoca Espark’ı bahane ederek, kafaya taktı oraya”
Geçtiğimiz aylarda Espark’ın yanındaki arazi nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile karşı karşıya gelen Ataç, belediyenin zarara uğratıldığını savundu. Ataç, “Hoca, Espark’ı bahane ederek kafayı taktı oraya. ‘Ben burayı yeşil alan yapacağım’ diye… Büyükşehir burasıyla ilgili hem 1/1000’lik hem de 1/5000’lik plan hazırlamış. Tepebaşı’nı plan yapma yetkisinden baypass etmiş. Böyle bir haksızlık ve kanunsuzluk var. Hoca bir konuşmasında ‘ biz onlara iyilik yaptık. Orası otoparktı, orayı çay bahçesi yapıp, para kazanacaklar’ diyor. 40-50 milyonluk arsa üzerinde çay bahçesi, adama gülerler. 50 milyonluk alanı sen nasıl yeşil alan yaparsın arkadaş? Bu olaydan iki üç ay önce de Haller Gençlik Merkezi karşısındaki tuvaletlerin olduğu alanı da Hoca, otel alanı yaptı. Yeşili bu kadar seviyorsan orayı da yeşil alan yapsaydın. Niye otel yapıyorsun. Espark’ın yoğunluğunu bahane ediyorlar. Hoca oranın her şeyinde başındaydı. İzin vermeseydi o zaman. Yaptırmasaydı onu” diye konuştu.
“Dündar Ünlü, bunları yapmakla bir şey kazanamazsın”
Ataç, AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü’nün kendisine yönelik eleştirilerine yanıt verdi. Ataç, “Dündar Ünlü geçenlerde yaptığı açıklamada benimle ilgili hak etmediğim şeyler söyledi. ‘Eyyam yaptığımı, popülizm yaptığımı, okullara niye girdiğimi…’ Okullar kimsenin babasının malı değil. Biz niye girmeyecekmişiz? Senin milletvekillerin, belediye başkanların niye giriyor okula? Siyaset mi yapıyorsunuz orada? Yağmur duasına gidiyormuşum onu eleştiriyor, yolu eleştiriyor… Dündar Ünlü, bunları yapmakla bir şey kazanamazsın. Bugüne kadar ben senin hakkında hiçbir yerde konuşmadım. Hiçbir yerde eleştirmedim. Sen niye böyle yapıyorsun anlamıyorum. Konuştukları zaman, Tepebaşı halkı cevabını veriyor. Önce onu bir düşünsüler. Belediyecilik adına bizim utanılacak hiçbir şeyimiz yok. Her şey açık ve net” ifadelerini kullandı.
“Borçsuz belediye var mı?”
Ataç, Belediyenin borcuyla ilgili yapılan eleştirilere ise, “Borçsuz belediye var mı? Onu söylesinler bana. Kendi belediyelerine baksınlar, ne halde” dedi.