Soner Uçak yazdı...
Bir önceki yazımın sonunda AK Parti il teşkilatının kendisini geliştirmesi gerektiğini belirtmiştim.
Bunun için öncelikli olarak gelişime açık bir muhalefet tarzı yakalaması, bulması gerekiyor.
Bildik sözlerin, aynı davranış kalıpları ile tekrarlanması ilerleme anlamını taşımıyor ne yazık ki!
Belediyeleri almak için ortaya konulamayan ve böyle giderse konulamayacak olan iler tutar bir siyasi iletişim tarzı olmadığı gibi, kamuoyunun algısını kendisini hiç alakadar etmeyen bir alana odaklamaya çalışmak hem yorucu, hem de bezdirici bir hal alıyor.
Yine bir önceki yazımda değindiğim üzere hikâye yaratamayan bir AK Parti ile karşı karşıyayız.
Oysa ki; şehrin de, ülke gibi yeni bir hikaye yazmaya çok ihtiyacı var.
İşin aslına bakarsak salgın gibi zorlu süreçler bir hikâyeyi zorunlu kıldığı gibi, yazılan hikâyede özne olma fırsatları da fazlasıyla sunuyor.
Ancak AK Parti il teşkilatı bir iktidar partisinden bekleneni vermediği gibi şikâyetçi komşu teyze görüntüsüne hapsolmuş bir muhalefet görüntüsünü de aşamıyor.
Haliyle ne hikaye yazmak, ne de yazılacak bir hikayede özne olmak gibi bir derdi olduğunu göstermiyor, gösteremiyor.
Yanlış anlaşılmasın! Hiçbir şey yapmıyor, ya da (son günlerde bir şeyler söyleme hastalığından) malum, bir şey söylemiyor demiyoruz.
Çünkü, bir şeyler yapıyoruz demek için bile olsa, kendisini bir şeyler söylemek ya da yapmak zorunda hissettiklerini fazlasıyla, hissettiriyorlar.
Bu aşırı gürültücü tavırlarının benim de yaptığım üzere kendisine bir yankı bulması mümkün, ancak siyasi bir kazanım sağlama potansiyeli taşıyor mu?
İşte orası çok şüpheli.
İktidar Partisinin il teşkilatlanmasından, şehirde yaşayan esnaftan tutun ,sokakta oynayan çocuğuna kadar bir beklentisi vardır.
Gelinen noktada AK Parti’nin bu beklentileri karşılayamaması anlaşılabilir.
Ancak, beklentilerin tespiti ve bu beklentilere yaklaşım konusundaki basiretsizliği anlamlandırmak için ciddi çaba sarf etmek gerekiyor.
Fakat, Eskişehir ve Eskişehirli iktidara beklentilerini sıralamaktan yoruldu; salgınla beraber eklenen yeni beklentileri saymıyorum bile.
Dolayısıyla AK Parti’yi anlamaya harcayacak bir enerjisi de yok, hem Eskişehir’in hem Eskişehirlinin.
Evet, AK Parti’nin yerel siyasette çok güçlü rakipleri var.
Fakat, gözleri kapatarak atılan tüm sert yumruklar havayı dövdükten, kollar yorgun bir şekilde yanlara düştükten sonra müsabakanın bir boks değil de, basketbol olduğunu anlaması, AK Parti’ye bu kez çok daha pahalıya mal olabilir.
Bu yüzden AK Parti’nin önce zemine, sonra rakiplere bir kez daha bakmasında fayda var. Belki akıl eder de boks eldivenlerini çıkarıp topu kavramaya meyil ederler o vakit.