Soner Uçak yazdı...
Eskişehir’de, AK Parti’ye ilgi her geçen gün düşüyor. Bu gerçekliği, hem yerel medyada çıkan haber ve köşe yazılarında, hem de sosyal medya kullanıcılarının yaklaşımında görmek mümkün.
Genel seçimlerden başarılı bir şekilde çıkan AK Parti, yelkenlerini seçim zaferleri ile dolduramadığı gibi, o rüzgarı karşılayacağı bir yelkeninde olduğu şüphesi ile baş başa.
Her şeyden önce; AK Parti’nin bir heyecan yaratması, en azından kendi cenahı için, yerel seçimleri kazanma ihtimali ile mümkün.. Böyle bir ihtimalin olup olmaması bir yana dillendirilmiyor bile.
İkinci olarak; AK Parti’nin Eskişehirliler adına bir heyecan olabilmesi, sorunların farkına varmış olması, çözüm arayışları ile kendini hissettirmesi ve ihtiyaçlara cevap verebileceğini göstermesinden geçiyor.
Fakat, AK Parti, Eskişehir’de uzun bir süredir, bir arayış ve heyecan partisi değil, bir bulmuşlar ve oturmuşlar partisi.
Kimse, siyasetin riskli tarafına, siyasetçinin inisitiyaf alma hüner ve becerisine meyilli değil.
Hemen hemen AK Parti’nin tüm aktörleri siyaset alanını terk ederek, kendilerine sunulan bürokratik yapılanmaya razı vaziyette. Emir ve talimatları yerine getiren suya sabuna dokunmayan…
Zaten dikkat ederseniz; neredeyse AK Parti’nin Eskişehir’deki tüm aktörleri bir şeyleri anlatmak, bir şeylere inandırmaktan daha ziyade, bir şeyleri göstermek derdinde.
Derinlikten uzak, anlatma zahmetinden yoksun, inandırma gayretinden azade…
Gösterme derdi de Eskişehir’e ve Eskişehirliye değil, bir bürokratik alışkanlık olarak bir üst amire veya daha yukarıya bir borç niteliğinde.
En azından benim izlenimim o yönde.
Siyaset benim izlenimlerim ile ilerlemediği için dikkate alınma zorunluluğu yok elbette.
Öte yandan AK Parti için işler bununla sınırlı değil.
Kendisine AK parti tarafından açılan alan ölçeğinde mücadele etmeye adamış ender isimlerden Murat Özcan gerçekliği de yok değil.
Ancak, AK Parti’nin Özcan’a açtığı veya açabildiği alan, Eskişehir siyaset havuzunda o heyecan dalgasını yaratmak için pek de yeterli görünmüyor.
Haliyle, o da sınırları gözeterek, siyaset yapmak zorunda kalıyor. Bu zorundalık Özcan’ın sergileyebileceği performansın çok altında kalmasına neden oluyor.
Nihayetinde daha önceden Eskişehir’deki tüm kapıları çalacaklarını belirten il başkanı Süleyman Reyhan’ın kapı tıklatmalarının evin içine girmeye yeteceğini söylemek gün geçtikçe zorlaşıyor.
İki milletvekilinin ise AK Parti’nin hamama girdiği süreçte terlemekten daha ziyade, hamamda türkü söyler vaziyetleri ki; yankının sesi daha güzel kıldığı malum, bir iç huzurundan öte bir anlam ifade etmiyor.
Sonuç olarak yerel seçim siyasetçiler ile kazanılır, bürokratlığa teşne kişilerle değil.