Eskişehir’de bir araya gelen ve “İstikrar İçin Evet Platformu” oluşturan 93 sivil toplum kuruluşu (STK) 16 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı sistemi için referandumda “Evet” diyeceklerini açıkladı.
İstikrar için evet
Eskişehir Çarşı Cami yanında, İstikrar İçin Evet Platformu adı altında bir araya gelen STK'lar adına bir açıklama yapan İstikrar İçin Evet Platformu Başkanı Mehmet Kepez, “Milletimizin, tarihimizin, medeniyet havzamızın bize yüklediği o büyük sorumluluğun farkındayız ve onun gereğini yapmalıyız. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış aziz vatanımızın bir karış toprağını bile içerideki ve dışarıdaki hainlere çiğnetmemek, ekonomik, siyasi ve kültürel oyunlarını ve tuzaklarını bozmak için “Evet” demeliyiz dedi. "Geçmişte iktidarsızlığın ve hükümet krizlerinin ne anlama geldiğini çok iyi bilen bir milletiz" diyen Kepez, “Ülkemizin ve vatandaşlarımızın hak ettiği ve arzulanan muasır medeniyetler seviyesine ulaşmamız açısından 16 Nisan'da önümüze konacak referandum sandığını tarihi bir fırsat olarak görmekteyiz. Dünyanın ve bölgesinin parlayan yıldızı olan Türkiye'yi 2023 bedellerine taşıyabilmenin yolu referandumdan geçmektedir. Küresel ve bölgesel şer odaklarının oyunlarını bozmak, dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur insanların ümidi olan Türkiye Cumhuriyeti devletini güçlü kılmak için önümüze gelen fırsatı layıkıyla değerlendirmek zorundayız" ifadelerini kullandı.
Darbelerin faturasını ödüyoruz
16 Nisan, bu ülkede istikrarsız zemini yok edecek, umudu büyütecek, uzun hükümetler dönemini başlatacak sistemin başlangıcı olacağını belirten Kepez, “Bu ülkenin kalkınmasının ana başlangıç noktası olabilecek bir tarih. Bu ülkenin temel sorunu istikrarsızlıktır. Parlamenter sistem bu ülkede yönetim sorunu doğurmakta ve ülkeye huzur getirmemektedir. Onun için istikrar diyoruz. Onun için istikbal diyoruz. Onun için istiklal diyoruz. 16 Nisan politik bir tercih değil hayati bir tercihtir. Türkiye’de şu anda ne olduğu belli olmayan bir sistem var. Bu ne olduğu belli olmayan sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçmek tabii ki son derece önemli ve bir o kadar da gereklidir. Biz bugün hala 27 Mayıs l960'ın faturasını ödüyoruz. Bu anayasa bir darbe anayasasıdır. Anayasamızı milletin ruhu oluşturmalıdır, kendi vesayetlerini korumak için anayasa yapan darbecilerin yaptığı bugünkü anayasamız inşallah 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması ile birlikte egemenliği tam manasıyla kayıtsız şartsız milletin anayasasına bırakacaktır. Bizler bu millet için, bu ülke için, dünya mazlumları için kim taş üstüne taş koyuyorsa onun yanındayız. 80 milyonun kardeşliği için, yeniden bu ülkenin bir ve iri olarak ayağa kalkması, bin yıllık desende bir ve beraber olan kardeşliğimizin sarsılmaz lığı için en büyük gayretimiz neyse onu göstermek zorundayız. Milletimizin, tarihimizin, medeniyet havzamızın bize yüklediği o büyük sorumluluğun farkındayız ve onun gereğini yapmalıyız. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış aziz vatanımızın bir karış toprağını bile içerideki ve dışarıdaki hainlerine çiğnetmeme ekonomik, siyasi ve kültürel oyunlarını ve tuzaklarını bozmak için "evet" demeliyiz" dedi.
Avrupalı zalimlere karşı “evet”
Özellikle Almanya ve Hollanda'nın Türkiye'ye ve Bakanlara karşı takınmış olduğu tavrı 93 STK olarak kınayıp lanetlediklerini anlatan Kepez açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Bugün demokrasinin beşiğiyiz diyen Avrupa zalimleri ve Asya münafıkları, ülkemizdeki istikrarı yok etmek, önümüzde vatandaşımızın tercihi olacak 16 Nisan'daki referandumu işlemez hale getirmek noktasında, 15 Temmuz'da yapamadıkları hain girişimi piyon olarak kullandıkları FETÖ terör örgütünün yapamadığını bugün maalesef Avrupa olarak bizi bu şekilde sıkıştırmaya çalışıyorlar. Referandumdan olumlu sonuç çıkmasına engel olmaya çalışıyorlar. Biz bir milletiz. Dışarıdan bir saldırı olduğunda içerideki husumeti unuturuz. İçerideki küçük kırgınlıkları ve dargınlıkları bir tarafa bırakırız. Ta ki dışarıdaki saldırı bertaraf olana kadar. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, Eskişehirliler olarak kendi içimizdeki kırgınlıkları bir tarafa bırakıp, bugün Avrupa zalimlerinin saldırısına karşı yekvücut olma durumundayız. Bu da gösteriyor ki evet demek zorundayız. Avrupa zalimlerine karşı evet demeliyiz. Referandumda da ülkemizin geleceği için güzel bir sonuç alacağımızdan hiç kuşkumuz yoktur.”
Eskişehir Çarşı Cami yanında, İstikrar İçin Evet Platformu adı altında bir araya gelen STK'lar adına bir açıklama yapan İstikrar İçin Evet Platformu Başkanı Mehmet Kepez, “Milletimizin, tarihimizin, medeniyet havzamızın bize yüklediği o büyük sorumluluğun farkındayız ve onun gereğini yapmalıyız. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış aziz vatanımızın bir karış toprağını bile içerideki ve dışarıdaki hainlere çiğnetmemek, ekonomik, siyasi ve kültürel oyunlarını ve tuzaklarını bozmak için “Evet” demeliyiz dedi. "Geçmişte iktidarsızlığın ve hükümet krizlerinin ne anlama geldiğini çok iyi bilen bir milletiz" diyen Kepez, “Ülkemizin ve vatandaşlarımızın hak ettiği ve arzulanan muasır medeniyetler seviyesine ulaşmamız açısından 16 Nisan'da önümüze konacak referandum sandığını tarihi bir fırsat olarak görmekteyiz. Dünyanın ve bölgesinin parlayan yıldızı olan Türkiye'yi 2023 bedellerine taşıyabilmenin yolu referandumdan geçmektedir. Küresel ve bölgesel şer odaklarının oyunlarını bozmak, dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur insanların ümidi olan Türkiye Cumhuriyeti devletini güçlü kılmak için önümüze gelen fırsatı layıkıyla değerlendirmek zorundayız" ifadelerini kullandı.
Darbelerin faturasını ödüyoruz
16 Nisan, bu ülkede istikrarsız zemini yok edecek, umudu büyütecek, uzun hükümetler dönemini başlatacak sistemin başlangıcı olacağını belirten Kepez, “Bu ülkenin kalkınmasının ana başlangıç noktası olabilecek bir tarih. Bu ülkenin temel sorunu istikrarsızlıktır. Parlamenter sistem bu ülkede yönetim sorunu doğurmakta ve ülkeye huzur getirmemektedir. Onun için istikrar diyoruz. Onun için istikbal diyoruz. Onun için istiklal diyoruz. 16 Nisan politik bir tercih değil hayati bir tercihtir. Türkiye’de şu anda ne olduğu belli olmayan bir sistem var. Bu ne olduğu belli olmayan sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçmek tabii ki son derece önemli ve bir o kadar da gereklidir. Biz bugün hala 27 Mayıs l960'ın faturasını ödüyoruz. Bu anayasa bir darbe anayasasıdır. Anayasamızı milletin ruhu oluşturmalıdır, kendi vesayetlerini korumak için anayasa yapan darbecilerin yaptığı bugünkü anayasamız inşallah 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması ile birlikte egemenliği tam manasıyla kayıtsız şartsız milletin anayasasına bırakacaktır. Bizler bu millet için, bu ülke için, dünya mazlumları için kim taş üstüne taş koyuyorsa onun yanındayız. 80 milyonun kardeşliği için, yeniden bu ülkenin bir ve iri olarak ayağa kalkması, bin yıllık desende bir ve beraber olan kardeşliğimizin sarsılmaz lığı için en büyük gayretimiz neyse onu göstermek zorundayız. Milletimizin, tarihimizin, medeniyet havzamızın bize yüklediği o büyük sorumluluğun farkındayız ve onun gereğini yapmalıyız. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış aziz vatanımızın bir karış toprağını bile içerideki ve dışarıdaki hainlerine çiğnetmeme ekonomik, siyasi ve kültürel oyunlarını ve tuzaklarını bozmak için "evet" demeliyiz" dedi.
Avrupalı zalimlere karşı “evet”
Özellikle Almanya ve Hollanda'nın Türkiye'ye ve Bakanlara karşı takınmış olduğu tavrı 93 STK olarak kınayıp lanetlediklerini anlatan Kepez açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Bugün demokrasinin beşiğiyiz diyen Avrupa zalimleri ve Asya münafıkları, ülkemizdeki istikrarı yok etmek, önümüzde vatandaşımızın tercihi olacak 16 Nisan'daki referandumu işlemez hale getirmek noktasında, 15 Temmuz'da yapamadıkları hain girişimi piyon olarak kullandıkları FETÖ terör örgütünün yapamadığını bugün maalesef Avrupa olarak bizi bu şekilde sıkıştırmaya çalışıyorlar. Referandumdan olumlu sonuç çıkmasına engel olmaya çalışıyorlar. Biz bir milletiz. Dışarıdan bir saldırı olduğunda içerideki husumeti unuturuz. İçerideki küçük kırgınlıkları ve dargınlıkları bir tarafa bırakırız. Ta ki dışarıdaki saldırı bertaraf olana kadar. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, Eskişehirliler olarak kendi içimizdeki kırgınlıkları bir tarafa bırakıp, bugün Avrupa zalimlerinin saldırısına karşı yekvücut olma durumundayız. Bu da gösteriyor ki evet demek zorundayız. Avrupa zalimlerine karşı evet demeliyiz. Referandumda da ülkemizin geleceği için güzel bir sonuç alacağımızdan hiç kuşkumuz yoktur.”