Türkiye’de son dönemde aşı karşıtlığında artış gözlendiğini belirten Eskişehir Tabip Odası Başkanı Hamit Güçlüer, “2011’de çocuklarına aşı yaptırmayan 183 aileyken, 2017 yılında bu rakam 23 bine çıktı” dedi.
esgundem26.com/Türkiye'de aşı karşıtlığı hızlı bir biçimde artıyor. Aşı karşıtları çocuğuna aşı yaptırmamanın ebeveynlerin hakkı olduğunu savunurken, bilim dünyası aşıyla ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığı görüşünde.
KIZAMIK VAKALARI ARTTI
Eskişehir Tabip Odası Başkanı Hamit Güçlüer, son zamanlarda aşı karşıtlığının hızla arttığına vurgu yaptı. Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre çocuğuna aşı yaptırmayı reddeden aile sayısının 2011’de 183 iken, 2017’de 23 bine çıktığına dikkat çeken Güçlüer, “Ne yazık ki günümüzde sadece aşı yaptırmayan değil aşısı olan çocukların da risk altında olduğu bir durum söz konusudur. Kızamık vakalarının arttığı gözlenirken bunlar arasında aşılı çocukların da olduğu görülmektedir” dedi.
SAĞLIK BAKANLIĞI SUSKUN
Sağlık Bakanlığı’nın aşı reddine karşı irade göstermesi gerektiğini vurgulayan Güçlüer, “Aşı konusunda Sağlık Bakanlığı kendisini kenara çekmiş görünüyor. Toplumda giderek artan aşı karşıtlığı ve bu konuda yürütülen tartışmalar karşısında Sağlık Bakanlığı ne yazık ki suskunluğunu sürdürüyor. Aşı ve bağışıklama hizmetleri artık bakanlığın faaliyet rapolarında dahi yer almayan tali bir konu haline geldi. Aşının büyük oranda uygulandığı kurumlar olan aile sağlığı merkezlerindeki sağlık çalışanları, aileler ile karşı karşıya kalmakta, Bakanlığın iradesinin eksikliğini her gün yaşamaktadırlar. Sağlık çalışanları, aşılar konusundaki bilgilerini tazeleyebilecek kurumsal destekten yoksun bir biçimde aşılama hizmetlerini yürütmeye gayret etmektedirler.
Sağlık Bakanlığı, aşılama hizmetlerini tanımladığı Genişletilmiş Bağışıklama Genelgesi’ni 2009’dan bu yana güncellememiştir. Gerek popülist söylemler nedeniyle gerekse aşı karşıtlığı üzerinden medyaya yansıyan haberler ailelerin kafasında şüpheler oluşturduğunda, Sağlık Bakanlığı yine sessizliğini korumuştur. Oysa Bakanlıktan beklenen topluma güçlü mesajlar vererek aşılanmayı teşvik etmesi iken bu suskunluk aşıyı reddedenlerin sayısını büyütmekten başka bir işe yaramamaktadır” ifadelerini kullandı.
AŞILAR GÜVENLİ VE ETKİN ÜRÜNLERDİR
Aşıların güvenli ve etkin ürünler olduğunun altını çizen Güçlüer, “ Aşılar güvenli ve etkin ürünlerdir. Aşıya karşı çıkanların iddialarından biri, aşıların içinde bulunan maddeler nedeniyle güvenilir olmadığıdır. Oysa aşıların geliştirilme süreci, diğer ürünlere göre çok daha titiz bir çalışma ile yürütülmektedir. Bir kez daha altını çizmek istiyoruz ki aşılar gönül rahatlığıyla kullanılabilecek ürünlerdir” diye konuştu.
AŞI KARŞITLIĞI ‘ÖZGÜRLÜK’ DEĞİL TEHDİT
Aşılama hizmetinin yaygınlaşmadığı yıllarda Türkiye’de doğan her bin bebekten 150-200’ünün bir yaşını görmeden öldüğünü söyleyen Güçlüer, “Aşıyla korunabilir hastalıklar çoğunlukla yaşamı tehdit eden yani ölüm ya da sakatlıkla sonuçlanan hastalıklardır. Çocuklarınızı aşılatmadığınızda onların yaşamını riske atarsınız. Aşı sadece uygulandığı kişiyi korumaz. Hastalık etkeninin toplumdaki dolaşımını engelleyerek toplumdaki riskli kişileri de korur. Aşılama oranının düşük düzeyde kalması, kanser tedavisi gören ya da doğuştan bağışıklık sistemi hastalığı olan çocukları risk altında bırakmaktadır. Bu nedenle aşı olmasına engel durumu olmayan çocukların aşılanması, aşı olma konusunda engelleri olan çocukları da dolaylı olarak korumaktadır. Aşı olmayı reddetmek bireysel özgürlük değil kamu sağlığını tehdit eden bir davranıştır” ifadelerini kullandı.
SAĞLIK BAKANLIĞI GÖREVE
Sağlık Bakanlığını, aşılanma konusunda sorumluluk almaya davet eden Güçlüer, “Mevzuatta aşılama konusundaki belirsizliği sona erdirmeli, bu konudaki yasal düzenlemenin ivedilikle yapılması sağlanmalıdır. Sağlık çalışanlarını aşılar ve aşılama hizmetleri konusunda güncel ve bilimsel bilgiler ile donatmalı, sürekli hizmet içi eğitimlerle çalışanları desteklemelidir. Sağlık Bakanlığı, medya ve her türlü iletişim aracını kullanarak aşı savunuculuğu yapmalı, halkın şüphelerine karşı bilimsel ve gerçekçi yanıtlar verilmeli, halk bilgilendirilmelidir.”