AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan Esgündem26.com İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Kaytan Uçak'ın sorularını yanıtladı.
AK Parti İl Başkanı Zihni Çalışkan Esgündem26.com İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Ayşe Kaytan Uçak'ın sorularını yanıtladı. Başkan Çalışkan, "Bizim tarzımız, karakterimiz, sosyal çevremiz, kültürel yapımız ve mesleğimiz var. Bunların hepsini birleştirdiğinizde bir duruş sergiliyoruz. O duruşu sergilemeye devam edeceğiz. Ama hadsizlik edenlere de haddini bildirmeye devam edeceğiz" dedi.
-Halkımız bize bir mesaj verdi-
Seçimler sonrası hem şehrimizde hem de ülke genelinde şöyle bir algı oluştu; “Kaybettiler.”AK Parti bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyecek?
Belki geçmişteki ANAP tecrübesinden kaynaklanan sebeplerle benzeştirerek bunu söylüyor olabilirler ama her partinin ayrı karakteri var. Biz özellikle tabanı ve kemik kadrosu itibariyle belli oy oranlarına her zaman sahip olan bir kitleye hitap ediyoruz. Ciddi bir tabanımız var. Bu ciddi tabanın kaybolması, dağılması, bitmesi, perişan olması, bezginliğe düşmesi söz konusu olamaz. Biz aynı bilinçle, aynı kültürle, aynı geleceğe bakma arzusu ile tekrar siyasal yaşamımıza devam ederiz. Dönem dönem bu tür siyasi sonuçlar olabilir. Bu tüm partilerde olabileceği gibi AK Parti’de de olabilir… Belediye sayısının kaybındaki başarısızlığı şöyle değerlendirmek lazım; Biz bazı şeyleri yanlış yapmışızdır. Halkımızın gönlüne girmeyi bazı noktalarda becerememişsizdir. Halkımız belki bize bir mesaj vermeyi arzulamıştır. Bu ;“Bak yerel yönetimlere ilişkin bu mesajı veriyoruz ama dikkat et. Bu anlamda stratejilerini değiştir, geliştir, farklılaştır, günün koşullarına da uyarla” tarzında bir mesajdır. Biz bunu böyle algılarız. Bundan sonraki süreçte de aynı bilinçle, aynı iyi niyetle milleti yine hizmetinde, siyasetin de odağına koymak suretiyle devam ederiz.
-Projeler seçmen tarafından dikkate alınmıyor-
31 Mart seçimleri sonrası parti içerisinde bir özeleştiri yaptınız mı? Bununla ilgili bir rapor hazırladınız mı?
Hazırladık. Adayların kendine ilişkin kısımda ‘ben nerede yanlış yaptı mı’ veya ‘ben nerede eksik yaptı mı’ var ise, buna ilişkin özeleştiri yapması lazım. Benim il başkanı olarak ‘acaba teşkilatlar içerisinde daha farklı ne yapabilirdik’, ‘gece 24.00’e kadar çalıştık da 01.00’e kadar niye çalışmadık’ diyerek kendimize ilişkin bir özeleştiri yapabiliriz. Seçim sonuçlarının birçok faktörü olabilir. Bir yeri yönetenin her zaman avantajı vardır. Çünkü o mevcut yapıyı yönetiyor. Mevcut yapının içerisinde diyelim ki; 5 bin tane Büyükşehir, Tepebaşı ve Odunpazarı’nda işçi varsa, bu zaten aradaki farka tekabül ediyor. Bunlar iyi rakamlar. Birçok etkeni olabilir. Etkenler; teşkilatların çalışması ve performansı. Adayların çalışması ve performansı. Adayların toplum nezdinde karşılık bulması, projeler… Ben açıkçası projelerin Türkiye’deki bu seçimlerin hiçbirinde halk tarafından dikkate alındığı kanaatinde değilim. Ama böyle olması gerektiğini de düşünenlerdenim. Çünkü biz şunu çok önemsiyoruz; Biz hep daha iyisini hak ediyoruz. Belki bu bir slogan ama ben bunu slogan olduğu için söylemiyorum. Niye bizim şehrimiz diğer şehirler gibi, diğer şehirlerin iyi olan kısımlarını almak suretiyle… Düzense, bilmen şu şehrin düzeni gibi olmasın. Bu şehirde hepimiz iyisini hak ediyoruz.
-Yatırıma ihtiyacımız var-
Eleştirilerimiz… Evet sosyal belediyecilik yapalım. Sosyal belediyecilik sadece salt seçim kazanmak için yapılırsa bu şehrin geleceğine yarar sağlamaz. Bu şehrin, bugün ekonomik olarak 26’ıncı ya da 30’uncu sırada olmuş olması da bizim için zorlayıcı. Niye zorlayıcı? İmar planlarının geç yapılıyor olması, sanayiye ilişkin belediye- sanayi-üniversite işbirliğinin kurulamıyor olması… Siz fiziki belediyeciliği yapmadığınız sürece istediğiz kadar sosyal belediyecilik yapın… Bu sadece bir kısım ve bir kesim tarafından hoş görülebilir ama bizim sermaye giderleri anlamında yatırıma ihtiyacımız var.
-Yatırım için yapılan borçlanmada desteğe hazırız-
Belediye borçları… Borçlar konusunda ne düşünüyorsunuz?
Borçları yatırımlarla ilgili yapıyorsanız, biz size her zaman desteğiz. Ama borçları, ‘hoş geldin bebek’, ‘güle güle Ahmet’, ‘iyi ki evlendiniz’ veya ‘hadi bakalım Çanakkale’ye’ tarzında yapıyorsanız, bu borçlanmayı seçim kazanma gayesi ile yapıyorsunuzdur anlamı taşıyordur. Ben bunu doğru bulmuyorum.
-Tepebaşı’ndaki borçlanma sıkıntı yaratır-
Tepebaşı Belediye Meclis üyeliği yaptınız için soruyorum. Belediyenin borcu yasal olarak ileri de sıkıntı yaratır mı?
Yaratır. Ahmet Bey hakkında bu konuya ilişkin suç duyurusunda bulunduk. Çünkü bir katından fazla borçlandı. Bu borçlanmayı yaparken kendi cebinden borçlanmıyor ki. Vergilerden gelecek gelirlere ilişkin borçlanıyor. Belediyelerimizin seçim kazanma gayesi ile yapmış olduğu hiçbir şeyi desteklemiyoruz.
Alpu Belediyesi de bugüne kadar AK Partili bir belediye başkanı tarafından yönetildi. Borcu ortada… CHP’li bir belediyenin borcunu eleştirdiniz, kendinize ait bir belediyenin borcunda da bahsedecek olursak…
Biz buna ‘hayır’ demiyoruz. ‘Bizim yaptığımız iyidir, onların yaptığı kötüdür’ demiyoruz. Alpu Belediyesi de eleştirilebilir. Ama Alpu Belediyesini eleştirmek benim işim değil. Biz belediye başkanlarımızın sonuna kadar iyi şeyler yapmaya gayret ettiğini söylüyoruz.
-Termik santrali tekrar istişare etmekte fayda var-
‘Termik santral’, ‘millet bahçesi…’ Eskişehir ile ilgili kritik meselelerde partiniz milletvekilleri nerede?
Ben cevap veriyorum, sorun yok. (gülüyor) Onlar da sorulduğunda cevap veriyorlar. Termik santral, Eskişehir’in kıymetli kömür kaynaklarına sahip olmuş olması sebebiyle sevindirici ve güzel. Ancak bu konuyu hemşerimiz olan Enerji Bakanımızla tekrar istişare etmemizde fayda varmış gibi duruyor. Nabi Bey’de buna ilişkin girişimlerde bulunmaya devam ediyor. Artık nasıl bir çözüm üreteceğimizi ilerleyen dönemlerde halkımızla paylaşacağız.
-Yaptığımız hizmetleri sırtımıza alıp gidecek değiliz-
Millet Bahçesi, beton yığını haline gelecek mi?
‘Beton olacak mı’ diye sorduğunuz zaman, birçok belediyenin yaptığı yerlerdeki betonlara da ‘bunlar beton değil mi’ diye bakmak lazım. Tabi ki beton olacak. Projenin görseli var. Daha önceki orta santra çizgisinin olduğu bölüm var. O bölüme ilişkin gezi alanları var. Kast ettiği şey kapalı mekan anlamında betonlaşma ve yapılaşmaysa… Orada 1200 metrekarelik bir millet kıraathanesi bölümü var. Bu da yaklaşık yüzde 1,5’luk bir bölüme tekabül ediyor. Asıl derdimiz şu; Biz millete hizmet etmeyi o kadar kendimize onur sayıyoruz ki hiç görevimiz olmadığı halde o merkezi bölgedeki otopark sorununa katkı sağlamak adına 500 araçlık otopark yapmayı hedefliyoruz. Yeter ki şehrin trafik sorununa bir çözüm de bizden olsun. Katkımız olsun. Yoksa hiçbirimiz yaptığımız hizmetleri sırtımıza alıp gidecek değiliz.
-Eskişehir olarak hızlı trenin üretimine talibiz-
Yüksek Hızlı Tren’in (YHT) Eskişehir’de üretilmesi için çağrılar var. Bu çağrıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunun için çalışıyoruz. Özellikle Eskişehir Sanayi Odası ve Ticaret Odası’nın, TÜLOMSAŞ ile ortak toplantılar yapmasını çok önemli buluyorum. Bu toplantılardan çıkacak sonuçların yine Ulaştırma Bakanlığımıza iletilecek olmasını da önemli buluyorum. Biz aynı konuyu, konunun tüm muhatapları ile değerlendiriyoruz. Hızlı trenin Eskişehir’de üretilmesi çok kıymetlidir. Bunun için çaba sarf etmeye devam edeceğiz. TÜLOMSAŞ, neredeyse 100 yıla dayanan bir sanayi kuruluşumuz. Bizim için çok kıymetli.
Sendikalar, odalar ve TÜLOMSAŞ bu konuya ilişkin projelerini bakanlığa ilettiler. Buna ilişkin mücadele farklı illerde de yapılıyor. Avantajımız, hazır kurulu bir alanımız var.
-Davaya hizmet edenler, davalarına sahip çıkacak-
Eski bakanlardan Ali Babacan’ı yeni bir parti kurma hazırlığında olduğu konuşuluyor. Yeni bir parti kurulursa AK Parti içerisinde kopuşlar yaşanabilir mi?
Benim de kulağıma geliyor bu tarzda şeyler. Fakat AK Parti davasına öteden beri hizmet edenler ve yıllar itibariyle sosyal yaşamlarında bu tür zorlukları yaşamış olanların ben AK Parti davasına bundan sonrada sahip çıkacakları düşünüyorum. Bizim en temel şeyimiz şu; Biz millet için var olan ve millete hizmetkar olan bir partiyiz. Dolayısıyla benliklerimizi düşünerek hareket etmeyiz. Kendi içimizde istişareler yapmak suretiyle hangisinin daha hayırlı olduğuna karar verir ve devam ederiz. Fakat içimizden çıkması veya ayrılması değerlendirilen partiye ben arkadaşlarımız içerisinden bir kayma olacağı kanaatinde değilim. Eğer mesele dava insanlığı ve dava adamlığıysa, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde 17 yıldır yapılan hizmetler ortada. Bizim milletimize olan sevgimiz, sevdamız, hizmet aşkımız da ortadadır.
-Bazı arkadaşlarımız haddini aşarak,hak etmedikleri halde bazı görevlere talip oluyorlar-
Partide küskünler var. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Küskünlere yönelik bir çağrınız olacak mı?
Küskünlere ilişkin mesele göreceli bir meseledir. Herhalde bu siyasetin doğasında var. En ufak bir yanlış anlamaya, yanlış ifadeye hemen darılıveriyorlar. Hasbel kader görmemiş olmanızdan kaynaklı selam verilmemiş olunmasına hemen ‘ben küstüm’ denilebiliyor. Niye küstün? Bu dava hepimizin davası değil mi? ‘X’ kişisi diyelim…‘X’ kişisi gider öteki gelir. Kimler gitti, kimler geldi. Bu işler nasip işi. Nasip ise oluyor, nasip değilse istediğiniz kadar zorlayın olmuyor. Ama bazı arkadaşlarımızın zorlayıcı çabaları var ki, bu da nasibe dönüşmüyor. Küstüğünü değerlendirdiğimiz arkadaşlarımıza gittik. Küskünlükleri gitti mi? Vallahi gitmedi. Gönlünü aldık, hatırını sorduk, bir çayını içtik ama onlar orada durmaya devam ediyorlar. Ne yapacağız şimdi? Nereye kadar. Biz kendi alanımıza kimseyi müdahale ettirmeyiz. Herkes işine gücüne baksın. Biz de işimize gücümüze bakıyoruz. Genel Merkezi ben her noktada bilgilendiriyorum. O yüzden rahat hareket ediyorum. Bana ‘alo ne yaptın’ dediklerinde, ‘şunu yaptım’ diyorum. Ama bazı arkadaşlarımız haddini aşarak belki hak etmedikleri halde bazı görevlere talip oluyorlar. Görevler Genel Merkez tarafından verilir. Sizi görürler ve ona göre değerlendirirler. 15 yıl, 16 yıl hizmet ettikten sonra ‘gel bakalım’ dediler, il başkanı yaptılar. Bizim tarzımız, karakterimiz, sosyal çevremiz, kültürel yapımız ve mesleğimiz var. Bunların hepsini birleştirdiğinizde bir duruş sergiliyoruz. O duruşu sergilemeye devam edeceğiz. Ama hadsizlik edenlere de haddini bildirmeye devam edeceğiz.
-Her şeye rağmen burada durmaya devam ediyorum-
Seçimler sonrası il başkanlığı için Ankara’da mesai harcayanlar oldu. Zihni Çalışkan koltuğu devredecek mi?
Vallahi her şeye rağmen ben durmaya devam ediyorum. Vardır bunda da bir hikmet. İl başkanlığı koltuğuna acilen ihtiyacı olanlar bu noktada hareket etmeye devam ediyorlar. Ben de teşkilat genel merkezi ile onların dediği prensipler doğrultusunda çalışmaya devam ediyorum. Aynı şekilde il başkanlığını da layık bir şekilde yapmaya devam ediyorum. Devam edeceğim.
Siyasette bir hedef var mı?
Nasip. Ben İspanya’dayken il başkanı oldum. ‘Alo gel kardeşim’ dediler gittik, aldık. Bir gün ‘bırak kardeşim, yeter yaptığın’ derler, bırakırız. Kendime dönük bir çevrem, bir mesleğim var. Dolayısıyla bu şehirde yarın da sizinle oturmaya devam edeceğim. Diğer il başkanlarımızın olduğu gibi. 7 tane il başkanımız geldi, gitti. Bir tanesine nasip oldu. Nasip olursa olur, nasip olmazsa yapacak bir şey yok. Bunun için ayrıca ve ekstra çaba sarf eder misiniz? Hayır. Çünkü yapmamız gerekeni yapmaya devam edeceğiz. Takdir buyururlarsa bir görev daha verirler, takdir buyurmazlarsa biz sandık başkanı ve müşavir olarak çalışmaya devam ederiz.
-Termik konusundaki eleştirileri olumsuz değerlendirmiyorum-
Yerel seçimler öncesi Büyükşehir adayınız Sakallı’nın termik santral konusundaki sorulara ‘şehrin yararına olmayan hiçbir projeye imza atmam’ şeklinde yanıt verdiğini, öte yandan Eskişehirspor’a bir kaynak yaratılacağını duyduk… Seçim oldu, bitti. Konuşulanlarda buhar oldu gibi…
Eskişehir’de kömürün olması kıymetli. Bu kömürün nasıl değerlendirileceği ilişkin projeler tartışılabilir. Bu belki hazır kurulmuş olan Adularya santraline kömürün nakliye edilmesi yöntemi ile de olabilir. Bu yöntemlerden bir tanesi. Ben avukatım, teknik olarak bu meselelerden çok anlamam ama bu olabilir. Bunun dışında farklı değerlendirmeler yapılabilir. Eskişehir’deki kömür rezervi Türkiye’deki ikinci büyük rezerv diye söyleniyor. Kömür enerji kalitesi anlamında çok iyi kalitede değil ama kömür rezervimiz var. Termik santral konusunun kamuoyunda tartışılıyor ve olgunlaştırılmış olması da güzel. Ben ‘niçin tepki veriliyor’a ilişkin kısmı da çok olumsuz değerlendirmiyorum. Çünkü bunlar, bizim bakanlığımıza anlatma ve bilgilendirme anlamında faydamıza oluyor. Termik santral hassasiyetle üzerinde durduğumuz bir konu. Çözümü sadece il başkanlığı olarak sadece bize bağlı değil aynı zamanda enerji bakanlığı yönü olan bir konu. Biz buradan halkımızdan duyduklarımız anlatmaya devam edeceğiz. Umut ediyoruz şehrin hayrına bir noktada sonuçlanır.