Atatürk'ün Eskişehir'e ilk gelişinin 99. yılını 21 Haziran'da şehir olarak kutladık. Mustafa Kemal’in Eskişehir’e ilk gelişinden son gelişine, Eskişehir için Atatürk’ün ne demek olduğundan, Atatürk için Eskişehir’in ne olduğuna kadar pek çok konuyu Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Yakut ile konuştuk.
-Hocam, öncelikli olarak geçtiğimiz günlerde kutladığımız Atatürk'ün Eskişehir'e ilk gelişten söz edelim. Bu ziyaretin hem Eskişehir, hem de milli mücadele açısından önemi nedir?
21 Haziran 1920'de Atatürk Eskişehir'e ilk defa geliyor. Tarihe dikkat edersek milli mücadelenin çok yoğun olduğu bir dönemdeyken bu ziyaret gerçekleşiyor. Bu yüzden tarihi biraz geri sarıp bakmakta fayda var. Milli mücadele de Eskişehir'in nasıl bir öneme sahip olduğunu bakmak gerekiyor. 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra İtilaf Devletleri Anadolu'nun en stratejik noktalarını işgal ediyorlar. Bu yerlerden biride Eskişehirdir. İngilizler 22 Ocak 1919'da kentimizi işgal ediyolar. Milli mücadele döneminde Eskişehir iki defa işgal edilmiştir. Biri İngilizler diğeri ise Yunanlılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Ancak, bu tarihten itibaren Anadolu da bir milli mücadele hareketi başlıyor. Hatırlatmakta fayda var. Eskişehir bu milli mücadele felsefesinin özümsendiği en önemli şehirlerden bir tanesi. Hatta Yunanlılar İzmir'i işgal edildikten iki gün sonra Eskişehirliler, Odunpazarında çok kalabalık bir miting yapılır ve bu işgali protesto ediyorlar. Bu miting bana göre milli mücadelenin ruhunu anlamak için çok önemlidir. Ve bana kalırsa Odunpazarı'nda bu mitingi tüm Eskişehir halkına anlatacak bir anıt yapılmalı. Eskişehirliler bu mitingi hatırlamalı. 23 Nisan 1920 de meclis açıldıktan sonra Kuvvayi Milliye'den düzenli orduya geçiş yapılır. Burada batı cephesi kurulmuştur. İlk başta buradaki ordunun başına Ali Fuat Cebesoy ardından İsmet İnönü getirilmiştir. İşte Atatürk bu noktada Ankara'dan bir tren ile 20 Haziranda hareket eder. Ertesi gün öğlen vakti Eskişehir'e ulaşır. Burada Ali Fuat Cebesoy ve diğer kurmaylarla birlikte Batı Cephesi'nin durumu masaya yatırılır. ilk ziyaret askeri işleri görüşmek için gerçekleştirilir. Ve oldukça önemli bir görüşmedir.
-Milli mücadele döneminde gerçekleşen başka ziyaretler oldu mu?
Atatürk toplamda 23 kez Eskişehir’e geliyor. 6 ya da 7 tanesi milli mücadele döneminde gerçekleşiyor. Bana kalırsa Mustafa Kemal'in her ziyareti çok anlamlı ama milli mücadele döneminde yapılan ziyaretler çok krtitktir. Milli mücadelenin temel stratejileri belirleniyor.
-Eskişehir'e dair gerçekleştirilen en kritik ziyaret sizce hangisidir?
Ben, Atatürk’ün en fazla kurtuluştan hemen sonra 15 Ocak 1923'te gelip hükümet konağında kentin ileri gelenleri ile yaptığı görüşmeleri Eskişehir için çok önemli görüyorum. Eskişehir’in kaderini de belirleyen bir ziyarettir. Mustafa Kemal o ziyarette Eskişehir’in üst düzey bürokratları çok ayrıntılı görüşmeler yapmıştır ve talimatlar vermiştir. O görüşmelerin tutanaklarına baktığımız zaman şehir ile ilgili ayrıntılara çok fazla önem verdiğini görüyoruz. 15 Ocak'ta Mustafa Kemal'in bir şehir halkına karşı söylediği o anlamlı sözleri sarf ettiğini görüyoruz. Bu ziyaret ardından şehrin çok hızlı kalkındığını da unutmamak lazım. Yunanlılar, Eskişehir’den ayrılırken şehrin dörtte üçünü yakmışlardır. Bu yakım ve yıkımın rakamları vardır. Mustafa Kemalin 15 Ocak'ta gelip bu talimatları vermesi şehrin kaderi için büyük öneme sahiptir. Bu ziyaretin dışında 1926 ve 27'deki ziyaretlerinde de bazı kritik açıklamalar yapmıştır. Mesela savcılar ve hakimlere yönelik açıklamasını yapmıştır. Bir cumhuriyet savcısının temel görevinin cumhuriyeti korumak olduğunu belirttiği demecini Eskişehir'de sarf etmiştir.
-Hocam Atatürk’ün Eskişehir’deki dolaylı yada direkt olarak ortaya koyduğu eserleri nelerdir?
Çok meşhurdur; Kalabak Suyu tamamen Atatürk’ün talimatı ile hayat buluyor. 1936'da Atatürk yaptığı ziyarette su problemini görür ve içilebilir bir suyun şehre getirilmesi talimatını verir. Asıl hedefi bu suyun şebeke yolu ile hanelere ulaştırılmasıdır. Ancak bu baya maliyetli bir iş olduğu için o dönem bu sorun bazı bölgelere yapılan çeşmelerle çözülür. Atatürk içme suyu, ile ilgili verdiği talimatı daha sonraki dönemde de takip eder. Dönemin belediye Başkanı Topcuzade Kamil Kaplanlı suya Atatürk’ün adının verilmesini ister ama Atatürk bunu kabul etmez. Bunun dışında şeker fabrikası tamamen Atatürk’ün eseridir. 1930’ların başında devletçi ekonomiye geçiş sürecinde bir Sovyet uzman Eskişehir’e gelir ve burada bir fabrika kurulması yönünde araştırma yapar. Tekstil fabrikası mı, yoksa bira fabrikası mı kurulması gerekir yönünde tartışmalar yapılır. O dönemde Eskişehir ticaret hayatının önde gelenleri şeker fabrikası kurulmasını ister. Sovyet uzmanda zaten Eskişehir'in bir fabrika kurulması için gerekli alt yapıya sahip olduğunu belirtir Ankara’ya . Bunun yanı sıra şeker fabrikasına kurulmasına karşı çıkanlarda var. Eskişehir'de şeker fabrikasının kurulamayacağına yönelik söylemler üretilir. Ancak Mustafa Kemal’in talimatları ile şekerfabrikasının kurulması kesinleşir. Mustafa Kemal İstanbul’dan Ankara’ya geçerken yanında bulunan Celal Bayar'a sorar Eskişehirdeki şeker fabrikasıile ilgili son durumu sorar. Bunun üzerine Celal Bayar iki yer tespit ettiklerini belirtir. Bir tanesi Karabayır dediğimiz yer, diğer yer ise şimdiki yeri. Mustafa Kemal mevcut yeri göstererek insanlar tren ile buradan geçerken gurur duymalı der. Ve o dönem çok gösterişli bir törenle temel atılır. Eskişehir Şeker Fabrikası günlerce basında yer alır. Bunların yanı sıra TÜLOMSAŞ cer atölyesi 1894'e dayanıyor ama 1924-25'ten sonra millileştirilmesi ve Türklerden oluşan işçi ve mühendislerinin arttırılması Atatürk’ün poltikalarının sonucudur Mesele bugünkü Atatürk Lisesi tamamen Atatürk'ün isteği doğrultusunda açılmıştır. O dönem Eskişehir’de orta okul var ama lise yok. Atatürkün ziyaretlerinin bir tanesinde bir orta okullu öğrencisi Atatürk'ün karşısına çıkar ve okumak istediğini ancak lise olmadığını belirtir. Bunun üzerine Atatürk, Hükümet Konağı olarak belirlenen Atatürk Lisesi’nin okul olması talimatını verir. İç işleri bakanlığı o dönemde birazda olsa itiraz ediyor. Hatta bir iki kez hükümet aygıtının daha iyi çalışması için binaya ihtiyaç olduğu yazılıyor. Fakat, Lise olması karar değişmiyor. Dolayısıyla Eskişehir'in her karışında doğrudan ya da dolaylı olarak Atatürk’ü bulabilirsiniz.
-Tüm bunlar yapılırken Atatürk, Eskişehir’i kimden ya da kimlerden soruyordu?
Mustafa kemal doğrudan halkla irtibat haline geçmeyi seven ve önemseyen bir devlet adamıydı. Ziyaretlerinin tamamında halk ile buluşmayı amaç edindiğini görüyoruz. Dolayısıyla Eskişehir’in sorunlarının pek çoğunu halkın kendisinden öğrenmiştir. Bunun yanı sıra o dönem Eskişehir’in ileri gelenlerinden de Mustafa Kemal’in bilgiler aldığını biliyoruz. Örneğin 1922 yılın sonlarına doğru Eskişehir’den beş kişilik bir heyet Mustafa Kemal’e gider ve Büyük Millet Meclisi’nin Eskişehir’de kurulmasını ister.
-Hocam tüm anlattıklarınızın ışığında Eskişehir ve Atatürk arasında nasıl bir ilişki söz konusu?
Atatürk'ün vefatı sonrasında İstanbul'da Ankara götürülen naaşı Eskişehir’den geçerken, Reşadiye Meydanı’nda çok kalabalık bir kesim tarafından uğurlandığını biliyoruz. Eskişehir gözyaşları ile Atatürk’ü uğurlar. Eskişehir milli mücadelenin merkezi durumunda olan bir şehir 1 ve 2. İnönü Savaşı, Sakarya’nın önemli bir ayağı. Bu nedenle Atatürk, Eskişehir’e Eskişehir’de Atatürk’e yoldaşlık yapmıştır. Atatürk'ün gözünden Eskişehir’e bakınca Eskişehir bir cumhuriyet kenti. Eskişehir yunanlılar tarafından yakılıp yıkıldıktan sonra cımhuriyet felsefesi ile küllerinden yeniden doğmuştur. Eskişehir atatürk devrimlerine canı gönülden bağlı olmuştur. 1925 yılında çıkan şapka kanunu mecliste tartışılırken Eskişehir’de şapka takılmaya başlanıyor. Eskişehir’deki orta sınıf İstanbul’dan şapka siparişi veriyor. Tekke ve zaviyelerin kapatılma kararı alınması ardından tekke ve zaviyelerin bazıları kendiliğinden kapanıyor. Alfabe devrimi hemen ardından millet mekteplerinin Eskişehir’de çok hızlı bir şekilde kurulduğunu görüyoruz. Atatürk'e değişik zamanlarda suikast haberlerinin basında yer aldığı zaman Eskişehirlilerin bu suikast tertiplerini protesto ettiklerini görüyoruz. Eskişehirlilerin Atatürk ve cumhuriyet ideolojisine bakışına bir kaç örnek olarak bunları verebiliriz.