Alpu Belediye Başkanı Rafet Demirtaş, Ayşe Kaytan Uçak’ın URAYSİM ve termik santral ile ilgili sorularını yanıtladı.
Geçtiğimiz yıl Alpu’da inşaat çalışmalarına başlanılan Ulusal Raylı Sistemler Araştırma ve Test Merkezi (URAYSİM) projesi ne aşamada?
Şuanda idare binaların yüzde 90’ı bitti. Hangarların ve içindeki test aletlerinin ihalesi yapılacak. Çok büyük bir proje. Bu merkez yaklaşık 1500 kişiyi istihdam edecek.
Test merkezinin tarım arazilerinin üzerine kurulduğu iddia edilmiş ve tepki görmüştü. Böyle bir durum söz konusu mu?
42 kilometrelik hızlı tren, tahminen 28 kilometrelik de konvansiyonel hat var. Bozan’daki vatandaşlar konvansiyonel hatların kendi arazileri üzerinden geçtiğini belirterek, ‘arazilerimiz bölünüyor…’ dediler ama hattın çok az kısmı tarım arazilerine denk geliyor. Tarım arazisini çok kapsamıyor. Çünkü yolun genişliği 7 metre. Tek yol. Burada gidiş geliş yolu yok.
“Enerji Bakanlığı, Anadolu Üniversitesi’nin önerisini kabul etti”
Proje alanının, kömür sahası üzerinden geçtiği ve bu durumun termik santral projesine önemli bir engel teşkil ettiği gündeme gelmişti. Hatta URAYSİM projesinin, iptal edilme ya da belirlenen yerinden başka bir alana kaydırılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu iddia edildi. Son durum nedir?
Birileri kömür ile bu projeyi birbirine bağlamaya çalışıp, felaket tellallığı yapmaya çalışıyor. Burada bir sıkıntımız oldu ancak projenin iptali asla söz konusu olamaz. Hızlı trenlerin test edileceği hattın 5-6 kilometrelik bir kısmı kömür sahasının içerisine giriyordu. Mete Bey (URAYSİM Projesi Yürütücüsü Prof. Dr. Mete Koçkar) ile beraber Enerji Bakanlığına gittik. Giderken de bütün belgeleri yanımızda götürdük. Enerji Bakanlığı’nda Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısının olduğu bir toplantı gerçekleştirdik. Mete Bey, “Ben bu hattı yapayım. Üç kilometrelik kısma geldiğiniz zaman da biz, sizin boşalttığınız sahaya hattı taşıyalım. Bizim boşalttığımız yere de siz geçin. Toprak gevşemesine karşın da bütün alt yapı çalışmasını biz üniversite olarak çalışacağız. Yol bizim yolumuz. Biz sağlamlaştıracağız” dedi. Bu proje orada bu şekliyle kabul edildi. Protokol yapıldı. Ben, Mete Bey, Müsteşar Yardımcısı ve Genel Müdürler imza attık.
“Kütahya Kömür İşletmeleri Müdürü projenin iptalini istedi”
O toplantıya katılan Kütahya Kömür İşletmeleri Müdürü, projenin iptalini istedi. Orada ben öfkelendim ve ayağa kalktım. Dedim ki; “Sen ne diyorsun. Bu benim bebeğim. Senin kömürün beni bağlamaz. Kömürün ömrü 50 yıl. 50 yıl sonra sen gideceksin ama bu bin yıl burada. Gerekirse kömürü çıkarttırmam. Bu projeden vazgeçmeyiz” dedim. Müsteşar Bey’de bana hak verdi.
“Öz kaynaklarımızı kullanamazsak biz zengin olamayız”
Alpu’ya kurulması düşünülen bir termik santral var. Kent merkezinden, hatta Türkiye’den termik santrale karşı çok tepki var. Nedir bu santral meselesi? Nereden çıktı?
Öz kaynaklarımızı kullanamazsak biz zengin olamayız. Biz bunu kullanacağız. İlçemize ve şehrimize ne kadar az zarar verebilir, biz bunu ne kadar kontrol altında tutabiliriz, ne kadar çok denetlettirebiliriz bizim bunları yapmamız gerekir. Düşünürken mantıklı düşünmemiz lazım. Ben siyasi olarak düşünmüyorum. Ancak düşünce çok güzel. Yine tekrarlıyorum eğer öz kaynaklarımızı kullanmazsak biz asla zengin olamayız. Biz öz kaynaklarımızı kullanamazsak asla gelecek kuşaklara iyi bir Türkiye bırakamayız. Atalarımızın meşhur bir sözü var. Nedir? ‘Taşıma suyuyla değirmen dönmez.’ Dış borç artıyor. Artar. Dış borçlanmayı enerji üzerine yapıyoruz. Elektrik alıyoruz, petrol alıyoruz, doğal gaz alıyoruz. Satın alınan hep enerji.
“Muhalefet olmak çözüm getirmez, çözüm üretmek çözümsüzlüğü yok eder”
Bence muhalefet olmak çözüm sağlamaz. Çözüm üretmek, çözümsüzlüğü yok eder. Termik santralde 3 bin kişi çalışacak. 1500 kişi raylı sistemlerde çalışacak. Toplam 4 bin 500 kişiye iş imkanı doğacak. Burada petrol de aradılar. Petrol de bulduklarına inanıyorum. Çünkü üç yerde çatlak tespit edildi. Bu iktidar asla 10 günlük düşünmez. Bu iktidar 100 yıllık düşünüyor. Bizim çocuklarımıza, torunlarımıza 100 yıllık bir devlet bırakmamız lazım. Biz hala atalarımızın bize bıraktığı 600 yıllık devlette yaşıyoruz. Bir miras üzerinde yaşıyoruz.
Kömür sahası hangi mahalleleri kapsıyor?
Bahçecik’ten başlayıp Ağapınar ve Gökdere Mahallesi’ni kapsıyor.
Burada ne kadarlık bir kömür rezervi var?
1, 5 milyar ton devletin, Eczacıbaşı’nın sahasında ise 280 milyon ton kömür var.
ÇED süreci ne aşamada, bir bilginiz var mı?
ÇED sürecinin bittiğini biliyorum ama sonucu hakkında bir bilgim yok.
Termik santral konusunda bölgenizde yaşayan vatandaşlarla konuşuldu mu?
Elbette ki konuşuldu.
Termik santrale karşı verilen tepkilerde en çok dikkat çekilen konu çevreye ve insan sağlığa vereceği zarar. Anladığım kadarıyla sizin için ilçeye termik santral kurulmasında bir sakınca yok. Peki siz, termik santrali istemeyenlerle aynı endişeyi taşımıyor musunuz?
Bu proje 2010’dan beri üzerinde çalıştığımız bir proje. Murat Mercan, o zaman bakan yardımcısıydı. O zaman Enerji Bakanı Taner Yıldız ile görüşmüştüm. Kendisine “Sayın Bakanım bunun bacasından birçok gaz çıkacak. Çıkan gazlar ovamıza, benim bölgeme muhakkak ki zarar verir. Bu konuda ne düşünüyorsunuz” diye sormuştum. Çok güzel bir cevap verdi. Dedi ki ; “Orada yaşayan insanlar bu ülkenin vatandaşı, benim kardeşlerim. Alpu’ya kurulacak olan termik santral, dünyadaki en son teknolojiye sahip olacak.”
Baca gazları Eskişehir’de bir hava kirliliği oluşturmaz. Buradan çıkacak kül ise oluşturulacak kül havuzlarında serilip, ıslatılacak. Hamur haline getirilecek. İnanıyorum ki bu kül bilim adamları tarafından da çok güzel değerlendirilecektir. Külün bir zararı olmaz.
“Eskişehir’e doğal gaz gelmeden önce de hava kirliydi, öldü mü bu millet?”
Hocam, (Yılmaz Büyükerşen) çıkmış bir televizyon kanalında ‘hava kirliği’ falan diyor. Eskişehir’e doğalgaz gelmeden önce, Şahintepe’sine çıkıp Eskişehir’e baktığında şehri görebiliyor muydunuz? Göremezdiniz. Kimse göremezdi. Gaz çarşaf gibiydi, Eskişehir’in üzerini kapamıştı. Öldü mü bu millet kanserden? Herkes mezarlıkta mı yatıyor? Yok. Herkes yaşıyor. Dışarıya kimse çamaşırını asamıyordu. Yalan mı? Doğalgaz geldi, şimdi millet biraz temiz hava almaya başladı. En büyük tehlike egzoz gazlarıdır.
Anlattıklarınızdan şöyle bir sonuç çıkıyor. Termik santral sizi endişelendirmiyor. Doğru mudur?
Hiçbir endişem yok. Daha da güçleneceğiz. Enerjide dışa bağımlıyız. Kendi elektriğimizi kendimiz üreteceğiz. Öz kaynaklarımızı kullanacağız.
Termik santral kurulursa bölgeye olumlu ne gibi etkileri olur?
Burada seracılık olacak. Buradan çıkan suyu seralara verecekler. Sadece fabrikada binlerce insan çalışmayacak. Aynı zamanda binlerce insan seracılık yapacak. Hava sıcaklığı burada artık eksi 1’in altına düşmeyecek. Ilıman bir havaya kavuşacağız. Don olmayacak. Herkes su gibi para kazanacak. Antalya’daki seralarda nasıl çiçek yetiştiriliyorsa burada çiçek yetiştirilecek. Alpu’dan göçü engelleyecek. İnsanlar artık Alpu’da yaşamak için gelecek.
Ben termik santrali çok güzel bir meyve ağacına benzetiyorum. Ve dallarından hem şehrimiz için hem de ülkemiz için çok güzel meyveler verecek. Buna çok inanıyorum. Yukarıdaki büyüklerimiz çok güzel bir proje hazırlıyorlar. Ama her şey her yerde söylenmez.
Termik santrali bir meyve ağacına benzettiniz. Sizin sözünüzden yola çıkarsak, termik santrali istemeyenler meyve ağacını mı taşlıyor?
Aynen öyle. Bu şehrin büyümesini istemiyorlar. Sazova ve Kentpark dışında bu şehrin neyi var. Bir bulvarımız yok açılmış. Kimse kimsenin Köle Isaura’sı değil. Olmamalı. Benim fikrim, zikrim bu. İnsanlar eşittir. Böyle fabrikalar açılmazsa eğer çocuklarımız nerede çalışacak.
URAYSİM son hızla devam ediyor. Termik santralde kurulursa Alpu’da uzun vadede ne gibi değişiklik olur?
Burası Eskişehir’in üçüncü merkez ilçesi olacak. İmarımızı bitirdik. 5 kat, dört, kat ve üç kat. Büyükşehir Belediyesi’nden de geçti. 3 tane müttehit binaları yapmaya başladı. 2018’in baharında tahmin ediyorum buraya en az 20 tane müttehit gelir. Çünkü URAYSİM buranın ivmesini değiştirecek. Yaz bunu bir kenara.