Gazeteci olmak işin en kolayı.
Hatırlıyorum. Son sınıfta Eskişehir’de gazetelerde iş aramaya başladığımda girdiğim bir gazetede bana sorulan soru “fotoğraf makinen var mı” olmuştu. Sordum ettim. O zaman kıytırık bir makine 200 lira civarındaydı. Ne bildiğimden, ne olduğumdan çok daha önemli olan şuydu: Cebinde 200 lira olduğu zaman gazeteci olmaman için hiçbir engel yoktu. 200 liram yoktu. Bu nedenle mesleğe 1 ay gecikmeli başlamıştım. Ama bu kadar kolaydı işte gazeteci olmak.
Sonradan anlıyor insan. Gazeteci olmak mesele falan değil. Doğruda durabilmekti mesele, “doğruda durmanın bir felsefesi” olmalıydı. Kim bilir? Bir gazeteci için doğru olan neydi? Hangi sınırı geçtin mi sapıtıyordu? Tartışılır. Ama mevzu insanlığa gelince, mesleğin körleştirici etkisini yüzüne tokat gibi çarpan haberler okuduğun azman anlıyorsun.
O kararmış göz ve yüreğine bir aydınlık çöküveriyor. Seni rahatsız eden bir aydınlık. O habere ilişkin iki satır yazamamanın vermiş olduğu pis bir rahatsızlık. Sen yapmadıysan bu haberi, yapanın elini öp diyiveriyorsun. Ama biliyorsun ki, eli öpsen dahi, gazetecilik dersinde geçmiş olsan bile, insanlıkta karneni konu komşuya göstermekten utanacağın bir kırık…
Küçük Çağan Meriç’in haberini okudunuz. SMA denen illet bir hastalığın kollarında. Ne anne babasının yerine koyabiliyorsunuz kendinizi, ne de evladınızı o minik bebeğin yerine. İnsan böyle olduğu için yaşıyordur belki de. Acıları kendisine yakıştırmamak gibi illet bir meziyet. Ateş uzaklarda yanıyor. Uzaklardaysa sorun yok.
İşte tam o ateşin ortasından sesleniyor Meltem Karakaş, Çağan bebeği manşetlere taşıyor. Yatakta makinelere bağlanmış minik Çağan, sağında solunda umutsuzluğa yer olmayan bir acı ile mücadele eden annesi babası.
Meltem haber yapıyor yatağın çevresindeki insan sayısı artıyor. Bir Harun Karacan gidiyor örneğin, bir Gaye Usluer. Meltem’in haberi Çağan’a umut oluyor. Günlük olayın akışına kendisini bırakan benim gibi sıradan bir gazeteciyi utandırıyor. Sağlık Bakanlığı devreye giriyor. Meltem Karakaş ateşin tam ortasından bildiriyor. İyi ki de bildiriyor. Pulitzer ödülü veremesek de kendisine, sonsuz bir saygı, mahcup bir meslektaşın dayanışmasını gönderiyoruz.
Yorum Ekle
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.