İŞİN DOĞRUSU!

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı, 20 Aralık 2016 tarihinde şehrimizde yayın yapan bir televizyonda canlı yayın programına çıkmış ve afet riskli alanlarla ilgili açıklamalarda bulunmuştur.
Bu alanla ilgili belediyenin üzerine düşen görevi yaptığını, bütün hazırlıkları yaparak bakanlığa sunduğunu, bakanlıkta sadece bir imzaya kaldığını, belediyenin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını beyan etmiştir. Sayın Bakan’ın, Güneydoğu Anadolu’daki meselelerle ilgili olarak çok yoğun olduğu için imzaya vakit bulamadığını açıklamıştır.
Meclis’te yapmış olduğum konuşmada söyledim. Kayıtlara geçti ama konuyu bir daha özetlemek gerekirse işin doğrusu şu:
“Büyükşehir Belediye Başkanlığınca, Porsuk Nehri etrafında afet riskli alan ilan edilmesi teklifi sunulmuş, Bakanlıkça yapılan incelemede, Büyükşehir Belediye Başkanlığınca hazırlatılmış olan jeolojik etüt kapsamında sıvılaşma riski yüksek alan olarak belirlenmiş ve binaların yoğun bir şekilde yer aldığı bölgenin alana dahil edilmediği belirlenmiştir. Bu aşamada Porsuk çevresinin yenilenmesi olarak adlandırılabilecek bir projenin Belediye Kanunu kapsamındaki dönüşüm hükümleri ile gerçekleştirilebileceği, Bakanlığa gerçekten riskli alanları kapsayan bir projenin sunulması gerektiği, Bakanlığın görev kapsamının afet riskli alanlar olduğu belirtilmiş, Büyükşehir Belediyesi de adı geçen alanları kapsayan bir teklif sunmuştur. Bu doğrultuda 17 Mayıs 2013 tarih ve 28650 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2013/4645 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Mustafa Kemal Paşa, İhsaniye, Hacıalibey, Yeni, Işıklar, Mamure, Deliklitaş ve Kurtuluş mahallelerinin bir bölümünü kapsayan 56.4. ha büyüklüğünde riskli alan ilan edilmiştir. Alanın riskli alan ilan edilmesi ile alandaki planlama ve proje yönetimi ile ilgili tüm yetkiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geçmiş, Büyükşehir Belediyesi, Bakanlık’tan yetki devri talep etmiş, kamulaştırma ve plan onaması hariç olmak üzere, alanda planların hazırlanması, projelendirme, uzlaşma sürecinin tamamlanması yetkileri Büyükşehir Belediyesine verilmiştir. Bundan sonraki süreçte teklif sahibi Büyükşehir Belediyesi dönüşümü nasıl gerçekleştireceğine dair kurgusunu yaparak tasarım, planlama, proje, dönüşüme ait öngörülerini hazırlayarak Bakanlığa sunacaktır. Tüm planlar Bakanlıkça onaylanacaktır. Bunun yanında alanda yapacağı çalışmaları göstererek Büyükşehir Belediyesi finansal hibe talebinde bulunmuş olup, 2milyon TL kaynak Bakanlıkça ayrılmıştır.
Büyükşehir Belediyesi alanda değerleme çalışmaları yapmış, bu doğrultuda kentsel tasarımlar ve planlar hazırlanmıştır. Söz konusu tasarımlar ve planlar ile ilgili sunuş 20.06.2016 tarihinde Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm ofisinin açılışı ile beraber yapılmıştır.
Hazırlanmış olan bu planlar henüz onaylanmak üzere Bakanlığa sunulmamıştır. Bakanlıkta bir kez sunum yapılmış, Bakanlıkta maliyetin yüksek olabileceği öngörülmüş, maliklerden maliyete katkı istenip istenmeyeceği, 1m2 arsa getirene ne kadar konut verileceği gibi matematiksel hesaplamaların yapılması ve maliklerle uzlaşma sürecinin tamamlanması, projeyi bu kapsamda anlatan yönetici özeti hazırlanması, bu çalışmalar sonrası plan onayı için Bakanlığa müracaat edilmesi istenilmiştir.”
Tüm bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Büyükşehir Belediyesi’nin, afet riskli alanların planları ve dönüşümü ile ilgili olarak, bakanlığa imzaya sunmuş olduğu hiçbir plan ve dönüşüm projesi yoktur. Başkan tarafından yapılan açıklamalar tamamen gerçek dışıdır. Gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki, Bakanlığa planları sunabilmesi için yer sahiplerinin 2/3’ü ile uzlaşma sürecinin tamamlanması gerekir. Var mı böyle bir belge yok. Afet riskli alanlarla ilgili tüm sorumluluk halen Büyükşehir Belediyesi’ndedir. Varsa bir belgesi, tarih ve sayısıyla birlikte kamuoyuna açıklasın.
Beceremediği dönüşümün sorumlusu olarak Bakanlığı suçlu göstermek gibi bir algı oluşturmaya çalışmaktadır.