Tolstoy'un 1885 yılında ilk basımı yapılan ve bugüne kadar yayımı süre gelen kitabının adı, bugün içeriğinden farklı olarak başka sorgulamalar yaptırmaktadır.
Ülkemiz tüm yurttaşlarıyla kenetlenmiş olarak aynı anda hem acısını yaşamakta hem de yaralarını sarmaya çalışmaktadır. Yaşamını yitirenler ile yaşamaya devam edenler olarak bölge keskin bir çizgi ile ikiye ayrılmış, ve ailelerin, akrabaların, sevgililerin, arkadaşların arasından derin, ölümcül bir fay geçmiştir.
Bazıları için tutulan yas hiç bitmeyecek, bazıları için ise bir süre sonra normale dönüş başlayacaktır. Bu süreçler sonunda başlıktaki soruya dönüş yapacağız. İnsan ne ile yaşar? Evrensel olarak, hem toplumsal ödevlerin başında; hem de devlet organizasyonu ödevlerinin başında; temel dayanakları sağlanacak şekilde yaşamı idame ettirmek gelir. Buna dair önemli bir referans Şeh Edebali tarafından 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' olarak toplumsal hafızamızda yer etmiştir. Tümceyi biraz daha geniş tutarsak tabiatı yaşat ki devlet yaşasın şeklinde düşünebiliriz. Çünkü yaşam tabiat bütünüyle kutsaldır.
Deprem gibi kötü tecrübe sonrasında tekrar durup düşünürsek ve sorarsak, insan ne ile yaşar? Birçok cevap verebilir ve bu cevapları türetebiliriz. Peki, nihai olarak en üstte ne denilebilir? Bütün cevapların ortak temasının 'öngörülen vakalara karşı önlem almaya gereken önemi vermek' olması şu günlerde olasıdır. Bu vaka ekonomik kriz riski olabilir, darbe riski olabilir, büyük göç dalgaları ile karşı karşıya kalmak olabilir, pandemik yayılım vb. ya da kuraklık, sel, orman yangını, deprem gibi afetler olabilir. Yaşam için altın kural hazırlıksız veya tedbirsiz yakalanmamaktır.
Ülkemiz büyük afetten sonra yine halk olarak önemli bir dayanışma örneği göstermiştir. Umarım bu dayanışma sürecini kalıcı şekilde sürdürülebilir hale getirebiliriz. Bu sürdürülebilirliğin bir faktörü de alınacak önlemlerin herhangi ayrım olmaksızın hem toplumsal hem de kurumlar arası dayanışma içerisinde yapılabilmesidir. Bu şekilde yaşamı yükseltmek ve ölümü azaltmak daha mümkün olacaktır. Bu mümkünat ile yaşam daha güvenli kılınacaktır.
Sözcüklerin anlamlarını kaybetmediği günlerde görüşmek dileğiyle