Bizzat iktidar ağzı ile söylendi; halka telkin ettikleri beceri hünerini katmerlemek için belki de, “Uzaya yol yapacağız desek inanacak vatandaşlarımız var”
İnsan ile inanç arasında ki yolun seyri meşakkatli ve uzundur.
Bir şeylere inanmaya aç bir taraflarımız koşar adım ilerlerken bu yolda, arkada hayallerin yarı çıplak cesetleri bırakırız
Hayal kırklığıdır.
Ve her hayal kırıklığı göz ardı edilmeyecek bir inanç kaybıdır aslında.
Gerçekler, inanılması daha güç olgulardır.
Rahmetli dedem Hacı Abdurrahman Uçak acından ölebileceğine inanmazdı örneğin insanın bu topraklarda
Savaş görmüş, yağı dirhem ile alan bir insanın inancından bahsediyoruz
Anne sütünü kabul etmeyen ve ailesinin mama alamadığı Cuma
Yeterli beslenemeyen 2 buçuk aylık Kübra
Açlık ve soğuklukla beslenen 8 aylık Gökmen
Ölü bebekler İse acı birer gerçek olarak geçmektedir gazete sayfalarında.
“Uzaya yol yapmaya” inanılır elbet
İnsan açtır inanmaya
Yılda bir kez “hanımı çocukları alıp da tatile gidelim” diyememenin suskunluğudur; uzaya yol yapımına duyulan inanç
İnsan aynalardan bakar oldu kendine üstelik,
Kendisini göstermeyen aynalarda hep yakışıklıdır, hep güzel
Ruhu göstermez aynalar…
Ve ruhtan uzaklaşıyorsak
Bol şeritli yollara ihtiyaç vardır elbet.
Ve inanç yol tayın etmekle kalmaz, varacağın yeri de tayın eder.