NE OLUR PLAY-OFF DEMEYİN !

Basketbol camiasının sevilen ve başarılı hakemlerinden olan mesai arkadaşım, dostum Nezihi Soydan'ın vefatı üzerine son yolculuğunda yanında olmam sebebiyle Eskişehirsporumuz'un Giresunspor galibiyetini izleyemedim. Prensip olarak da seyredemediğim maçın 3 dakikalık özet görüntüleriyle teknik analiz yapmak istemiyorum.


         Ama futbol bilgisine güvendiğim arkadaşlarla yaptığım sohbetlerde Eskişehirspor'un kontrollü oynadığını, golü bulduktan sonra takım savunmasını iyi yaptığını, kaptığı toplarla bulduğu geniş alanı kontra ataklarla iyi değerlendirdiğini, takım halinde iyi mücadele edip çok efor sarfettiğini, haklı bir galibiyet aldığını söylediler. Ayrıca ilk kez seyirci karşısında çıkan Bedirhan'ı beğendiklerini, Dorukhan'ın mevkisi olan orta sahada daha verimli olduğunu, Kayacan'ın yine önemli kurtarışlar yaptığını anlattılar.


         İstanbulspor maçından sonra yönetimin desteğiyle radikal değişikliklere giden Yücel Hoca, doğru oyuncuları doğru mevkilerde kullanarak takımın direncini arttırdı. Eskişehirspor 2 haftadır çıkan bu kadroyla artık maçları 11-11 oynamaya başladı. Son iki maçta takımda yer bulan 1999 doğumlu Bedirhan (bu maçtaki performansıyla milli takım antrenörlerinin beğenisini kazandı) şu andan itibaren kendisi milli takım havuz (geniş) kadrosundadır. Bu performansını devam ettirdiği takdirde Dorukhan'la birlikte milli formayı giymeye başlayacaktır.


        Ben Bedirhan'ın, Dorukhan'ın, Kayacan'ın başarılı performanslarını yazarken keyif alıyorum. Hasan Hüseyin zaten rüştünü geçen sezon ispatladı. Geçen hafta da yazdığım gibi "biraz daha cesaret" ile bu sayı artacaktır. Bu yapılanlardan taraftar da Halil Başkan da fazlasıyla keyif alıyor. Başkan bunu Denizli maçından sonraki ropörtajında da dile getirdi. Daha sırada Furgan, Fıratcan ve başka gençler de var, dedi.


         Ben de diyorum ki: Sevgili Başkan, seni keyiflendiren, heyecanlandıran bu genç oyuncular saksıda yetişmedi. Bunlara emek veren, antrenman yaptıran, kısaca onları yetiştiren bir antrenör grubu, bir de onların hizmetini gören personel var. Şu anda çalışan ve ayrılanların, senin önceki ve bu dönemine ait ortalama 10'un üzerinde maaş alacakları var. Nasıl profesyonel takım oyuncularının alacaklarını kaynak bulup kapattıysan, bunu da halledebilirsin. İnan ki onlarla da helalleştiğin zaman kendilerini çok daha değerli hissedeceklerdir. Özgüvenleri de artacaktır. Bu moralle daha verimli çalışacak, daha üretken olacaklardır. Pekala bunu forma kampanyasından gelecek parayla yapabilirsin. Bu parayı futbolculara prim olarak dağıtmak yerine; onların da rızasıyla alt yapı hoca ve personeline dağıtıp, onları rahatlatabilirsin. Gönülden inanıyorum ki buna ne ekonomik olarak rahatlayan futbolcular ne de teknik heyet karşı çıkar. Bilakis, bu düşüncenizi destekleyeceklerdir.


         Eskişehirspor'da işler düzeliyor. Takım 2 haftadır iyi oynayarak kazanıyor, yüzler gülüyor. Şu anda görünen tek sıkıntı: Alınan iki galibiyetten sonra yine söylemlerin değişmesi ve play-off hesaplarının yapılması. Bence 2 hafta öncesini unutmayalım. Sezon başından beri tekrar ediyorum: Es-Es'in oynayacağı her maç üç ihtimalli. Herkes maç maç düşünsün, şu an sadece Ümraniye'ye odaklansın. Puan, hatta puanlar almaya çalışalım. Play-off söylemleriyle gençleşen takımımızın üzerinde baskı kurmayalım. Yine bir istikrar yakaladık. Bunu devam ettirip, toplayabildiğimiz kadar puan toplayıp, kazanabildiğimiz kadar genç oyuncu kazanalım. Mayıs ortasında puan tablosuna bakarız. Belki de istediğimiz yerde oluruz. Kendimizi ilk altıya atamazsak da kazandığımız ve de kazanacağımız oyuncularla gelecek senenin takım iskeletini ortaya çıkarmış oluruz. Bu da en az play-off oynamak kadar başarıdır.