BİRAZ DA KOLAYLAŞTIRARAK DENEMEK GEREKİYOR

Kabul edelim ya da etmeyelim. Siyasi arenada yaşanan çekişmelerin, zaman zaman dozajının ayarlanmadığı durumlar görünebilir.

Eldeki gücü, rakibi engellemek adına kullanmak kadar doğal bir şey de yoktur üstüne üstlük.

Şayet alanınızı genişletemiyorsanız, rakibinizin alanını daraltmak gayet doğal bir tepkidir.

Ancak siyasette, rakip alanı ve kendi alanını belirlerken, unutulmaması gereken bir şey varsa, o da sahanın ev sahibi kitleler olduğudur.

Rakibin alanını daraltırken, kitlelerin nabzını da iyi bir şekilde ölçmek gerekiyor.

Bu noktada rakibinin alanı daraltmak bir hedef kovalama aracı olmaktan uzaklaşır, bir hedef olmaya başlar ise “engelleme” o gücü elinde bulunduranlara kaybettiren bir unsur olmaktan öteye geçmez.

Bakınız; iki gün önce Orman ve Su İşleri Bakanı ile birlikte kendisine bağlı tüm kurumların genel müdürleri, iktidar partisinin Eskişehir ayağını oluşturan tüm unsurların bir araya geldiği bir açılış gerçekleştirildi.

O alan Odunpazarı Belediyesi’nden alınırken, izlenen yanlış stratejiler ve Kazım Kurt’un kitlelere sunduğu argümanlar ele alındığında Odunpazarı Belediyesi ve halkına yapılan zulmün anıtı olarak hafızalara kazındı.

Kamuoyunun hafızasında bir zulüm olarak kalan alanın açılışını şölenlerle yapmak zulüm algısını yıkmaya yetmedi. Aksine çiğ bir görüntü verdi. Onca şaşanın medyada alay konusu olduğunu söylemekten de kendimi alamayacağım.

Siyasette çelme takmak tırnaksa, kamu vicdanın et olduğunu unutmamak gerekiyor.

Taktığınız çelmenin zamanı, etkisi, gücü çok önemli. Hele ki, kamu vicdanını yaralıyor ise o çelme, rakipten çok size zarar verir bir hale geliyor.

Son olarak Büyükerşen’in gazetecileri de yanına alarak Aşağı Ilıca barajında yaptığı toplantıya dikkat kesilmek gerekiyor zannediyorum. Bizler sadece “sağlıklı su tüketmek gibi saygı duyulması gereken bir hakkımız olduğu için” bu açıklamayı beynimize kazımalıyız.

Ancak Ak Parti daha doğrusu Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan ve İl Başkanı Dündar Ünlü siyasi istikbal adına bu açıklamayı dikkate almalı.

Şayet, AK Parti 2019’da Eskişehir’i almak konusunda samimi ise engelleme gücünü elinde bulundurduğunu gösterme kabiliyetini, engellemeleri kaldırma konusunda da göstermeleri gerekiyor.

Bu adımı atarlarsa 2019’da laf ola beri gele böbürlenmelerin yanına Eskişehir halkının menfaati söz konusu olduğunda belediyelerle bile iş birliği yapabilecekleri gibi yaldızlı bir madalyayı omuzalarına koyacaklar.

Engelleyerek, denendi tutmuyor.

Biraz da kolaylaştırarak denemek gerekiyor.

Ayrıca atalara kulak vermeli, “su içene yılan bile dokunmaz” der atalar.

Suyu getirene dokunmayı varın siz düşünün.