Bir mahkûmun son gününü okudun…
Sefilleri; Neydi adı? Jean Veljan. O hayatı da sular seller gibi ezberledin.
Belki de Peregrini’sindir veya Vehbi Dede. Gir bakalım Sinekli Bakkal’a,
Cemil Meriç’in, Mağaradakileri defalarca ve defalarca hayretler içinde okudun,
“Masada masaymış” derken şair
Nazım”ın kendi vatan hainliğini alnı dik bir şekilde haykırışını gıpta ile belleğine kazıdın.
Döngeleler göründü.
Çukurova yoludur belki de…
Tüm yazılanları okudun, tüm yazılanlardan haberdarsındır örneğin.
Peki ya yazılmayanlar veya yazılamayanlar.
Belki de daha kıymetlidir bir düşün.
Aklıma geldi, ilk dersinde ne demişti Ahmet Cemal;
Bilginin erdemine ulaşmış, ecnebi diyarından hayatlar sunmuş o şaheser kişilik.
“Mağara duvarlarındaki resimler sanat mıdır?”
Göçüp gitti…
Yazılanlara kıymet veriyorsak, Ahmet Cemal ve onun gibiler sayesindedir.
Ama iddiam hala ateş üstündeki kızgın yağ gibi yakıcılığını koruyor
Yazılmayan daha değerlidir
Hele ki gazeteciysen…
Kim bilir yazılmayanlar daha değerlidir belki de…
Soner Uçak