15 yıldır ülkede bir istikrardan bahsediliyor ama gel gör ki istikrardan işçilerin, emekçilerin ekmeği istikrarlı olarak küçüldü.
Güvencesiz çalışma yaygınlaştı.
15 yıldır çalışma hayatında yapılan bütün yasalar emekçileri için; modern köle düzeni getirmiştir.
İşçi sınıfı için yapılan istikrarlı gelişmeleri yazımın devamında madde- madde belirteceğim.
İlk yapılan icraat özelleştirme ile başlamıştır.
Üretime dayalı birçok işyeri özelleştirilip buralarda çalışan arkadaşlarımız ya işsiz kalmış, ya da özel sektörün elinde kuralsız ve sendikasız asgari ücrete mahkum edilmiştir.
Ya da işletmeler kapatılıp arsaları imara açılmıştır.
Yine 15yıllık istikrar döneminde taşeron çalışma yüzde 400’lere varan bir şekilde artmış güvencesiz esnek çalışma yaygınlaşmıştır. Bu da yetmezmiş gibi, 2016’nın Mayıs ayında Meclis’ten geçen kiralık işçilik yasasıyla “dayıbaşılık” sistemi yasalaşmıştır.
2008 yılında sendikaların ve emekçilerin bütün itirazlarına rağmen yeni Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasasıyla emeklilik yaşı 65’e kadar çıkartılmıştır.
Emekli olmak için doldurulması gereken prim gün sayısı artırılmıştır.
Kendi isteğinizle işten ayrıldığınızda kıdem tazminatı alma hakkınız 15 yıl 3600 gün pirim ödemesinden, 25 yıl 5400 gün pirim ödemesine çıkartılmıştır.
2016 Ağustosunda çıkan “Zorunlu BES Yasası” ile cebimizden çıkacak paralarla sermayeye kaynak sağlanması hedefleniyor, uzun vadede sosyal güvenliğin özelleştirilmesinin yolu açılıyor.
İşçilerin aldıkları ücretlerden kesilen paralarla oluşan işsizlik fonunda biriken paranın ancak küçük bir kısmını geri alabilmiş.
2002 yılından beri sadece 14 milyar lira işçilere fondan ödenirken diğer kısmı istikrarlı bir şekilde çıkarılan yasalarla hükümet fon kaynaklarını istediği gibi kullanmıştır.
9 Şubat 2017 tarihli KHK ile bir çırpıda yine fon kaynaklarından işverenlere 13 milyar lira istikralı bir şekilde ödenmiştir.
2002 Kasım ayından 2017 yılına kadar, 18000’den fazla işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.
Bu iş cinayetleri ile ilgili hükümetimizin işçi sınıfına söylediği sözleri ve yasaları hatırlayalım.
Maden de iş kazasında hayatını kaybeden arkadaşlarımıza “Bu işin fıtratında var” denilebilmiştir.
İş güvenliğini temin için çıkarılan yasa ise iş sağlığı güvenliği malzemelerini kullanmayan arkadaşlarımıza iş akdi feshi olarak döndürülmüştür.
Yani yine işçiler, emekçiler cezalandırılmıştır.
Bir başka istikrar başlığı ise düzenli olarak işçi sınıfının grevlerinin ertelenmesidir.
1)- 1 TEMMUZ 2003’te Petlas A.Ş, Petrol İş Sendikası
2)-8 ARALIK 2003 Şişe Çam, Kristal-İş Danıştay sendikanın grev kararını haklı buldu grev yasağı kalktı, 30 Ocak 2004 tekrar çıkıldı, tekrar bakanlar kurulu kararı ile ikinci kez iptal etti.
3)- 14 SUBAT 2004 Şişe Cam, Kristal iş
4)- 21 MART 2004 Lastik- İş Sendikası 20 fabrika
5)- 1 EYLÜL 2005 Erdemir madencilik, Türkiye Maden İş
6)- 27 HAZİRAN 2014 Şişe Cam, Kristal İş
7)- 21 TEMMUZ 2014 Çayırhan Kömür İşletmesi, Türkiye Maden-İş
8)- 29 OCAK 2015 MES’e bağlı fabrikalarda Birleşik Metal- İş
9)- 18 OCAK 2017 Asil Çelik, Birleşik Metal-İş
10)- 20 OCAK 2017 EMİS’e bağlı işletmelerde “GENEL SAGLIĞI, MİLLİ GÜVENLİĞİ VE EKONOMİYİ TEHDİT” ettiği için istikrarlı olarak işçinin, emekçinin yasalardan doğan hakları hükümet tarafından tırpanlamıştır.
Böyle bir istikrarı işçi sınıfı hak etmiyor.
Böyle bir istikrarı asla kabul etmiyoruz.
Vergisini düzenli ödeyen işçi sınıfı, patronlardan daha çok vergi indirimi hak etmiyor mu?
15 YILLIK İSTİKRARDAN İŞCİ SINIFINA DÜŞEN
Erdal Akyazı