CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin belediye başkanları ile Ankara’da bir araya geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de katıldığı toplantıda Eskişehir’den övgüyle bahseden Kılıçdaroğlu, Eskişehir’in, Ankara ile Bursa arasında çölde bir vaha gibi olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Bilkent Otel'de düzenlenen, CHP Belediye Başkanları Toplantısı'nda, bir toplumda yaşayan herkesin sorumlulukları olduğuna işaret etti.
Çok karmaşık sorunlar olabileceğini ancak bu sorunların zaman içinde kendi çözümünü üreteceğini belirten Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarının sorumluluklarının ise hizmet verdikleri vatandaşlardan daha fazla olduğunu söyledi.
“HER KENTİN BİR KİMLİĞİ VARDIR”
Kılıçdaroğlu, her kentin bir kimliği olduğuna dikkati çekerek, "Kimlik, bazen o kentin tarihinden, bazen doğasından kaynaklanır. Çoğu kez kentin logosunda bu kimliği görürüz. Seçilmiş belediye başkanları olarak kentin tarihine karşı sorumlusunuz. Bu sorumluluk karşısında hareket edildiğinde kentin zenginleştiğini görürsünüz." ifadesini kullandı.
CHP'nin belediye başkanlarının bu bilinçle hareket ettiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP olarak zenginliği bireysel değil, kitlesel düşündüklerini anlattı.
“ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE HAİNLERE YER VERMEYİN”
Son bir kaç aydır "İstanbul'a ihanet edildi mi, edilmedi mi?" tartışmasının yaşandığını hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:"En yetkili kişi çıktı, üstelik görev yaptığı bir kente nasıl ihanet ettiklerini anlattı. Biz bunu söyleseydik pek çok çevreden eleştiri alırdık. Ne demek İstanbul'a ihanet etmek, üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehre ihanet yapılır mı diye bize eleştiri gelirdi. Ama en yetkili kişi çıktı 'Biz bu kente ihanet ettik.' dedi. Kente ihanet, kentin kültürüne, doğasına, kimliğine ihanettir. İhanet edenler hiçbir şey yapmadı, sadece söylediler. Buradan bütün İstanbullu kardeşlerime sesleniyorum, oy verdin, belediye başkanı yaptın ve çıktılar kendileri itiraf ettiler 'Biz İstanbul'a ihanet ettik.' diye. Lütfen önümüzdeki seçimlerde hainlere yer vermeyiniz."
HALİÇ ELEŞTİRİSİ
İktidarın "Dikey yapılaşmaya izin vermeyeceğiz." dediğini, kendilerinin de bunu takdirle karşıladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, hatadan ders almak kadar güzel bir şey olamayacağının altını çizdi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Belediye başkanı zorla istifa ettiriliyor. Yeni belediye başkanı gelip koltuğa oturuyor. Arkasından Haliç'te yapılaşma 4 kat, belediye meclisinden bir karar, 10 kata çıkıyor. İhanetin katmerlisi. Haliç'in etrafına yüksek binalar diktiğinizde bu Haliç'e ve İstanbul'a ihanet etmek değil midir? Fatih'in gemileri indirdiği Haliç. Emin olun gözleri kararmış. Eğer böyle giderse bunlar Haliç'i doldurur, oraya da yüksek binalar yaparlar. Böyle bir tablo asla İstanbulluları şaşırtmasın. Bu kentin rantiyeye teslim edilmesi anlamına geliyor. Bir kent, akılla, bilimle yönetileceği yerde rantiyeye teslim edilirse her şey yapılır. 50 kata çıkarın, 100 kata çıkarın, nasıl olsa yukarıya doğru gidiyorsunuz. İstanbulluların İstanbul'u düşünmeleri lazım. Rantiyeye teslim olmanın en tipik örneği şudur, yine aynı zat, 'İstanbul'daki kupon arazilerin satışını bana soracaksınız.' diyordu önce. Ne demek bu? Eğer çıkar ilişkilerini rantiye üzerinden götürüyorsanız. Siz o kente hizmet edemezsiniz. Hizmet ettiğiniz kesim, rantiye sınıfıdır."
“ESKİŞEHİR, ANKARA İLE BURSA ARASINDA ÇÖLDE BİR VAHA GİBİ”
CHP'li belediyelerin ranta izin vermediğini savunan Kılıçdaroğlu, CHP'li belediyelerden örnekler verdi. Kemal Kılıçdaroğlu, yüksek binalar yerine en büyük kent ormanının İzmir'de yapıldığını, Eskişehir'in de Ankara ile Bursa arasında çölde bir vaha gibi yükseldiğini anlatarak, "Aynı şekilde Aydın, Tekirdağ, Hatay... Bunlar bizim şeref yıldızlarımızdır. Biz büyük kentlere nasıl hizmet veriyorsak aynı sorumluluk ve anlayışıyla en küçük beldelerimize de hizmet veriyoruz." dedi. (TimeTürk)