CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer hükümetin Meclis’e getirdiği Torba Yasa’yı TBMM Genel Kurulu’nda topa tuttu. Hükümetin hesapsız, kitapsız harcamalarının vatandaşın sırtına yüklendiğini belirten Çakırözer, “Bu torba, sarayın ve hükûmetin hesapsız, kitapsız harcamalarının bir sonucudur. Bu torbada işçiye, emekçiye bir şey yok, sadece vergi yükü var, zam var. Bu torba emekliyi, emekçiyi, çiftçiyi hiçe sayan koca bir çuvaldır” dedi.
Hükümete çağrıda bulunan Çakırözer, “ Türkiye bu kadar adaletsiz, bu kadar hukuktan uzak, bu kadar pervasızca yönetilmeyi asla ve asla hak etmemektedir. Ekonomimizin düze çıkması için her şeyden önce bu ülkeye demokrasi, hukuk güvenliği ve bağımsız yargı gerekmektedir” diye konuştu.
HESAPSIZ, KİTAPSIZ HARCAMALAR YURTTAŞA ÖDETİLECEK
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda AKP oylarıyla kabul edildikten sonra Meclis Genel Kurulunda görüşülen Torba Yasa görüşmeleri sırasında söz alan Çakırözer, “Bu torba, sarayın ve hükûmetin hesapsız, kitapsız harcamalarının, iktidarın zengin ettiği bir avuç rantçı sermayeyi kayıran politikaların bir sonucu olarak karşımıza getirildi. Tüm itirazlarımıza rağmen, kamu-özel iş birliği adı altında hepimiz müthiş bir borç yükü altına sokulduğumuz için ortaya çıktı” dedi.
TELEKOM ŞİRKETLERİNİN MİLYARLIK BORÇLARI SİLİNİYOR
Torba yasa ile Meclis’e getirilen maddeleri eleştiren Çakırözer, torba yasada vatandaşa sadece vergi yükü ve zam yükü olduğunu belirtti. Çakırözer torba yasada yer alan maddeleri sıralayarak, “ Bu torba yasada 20 milyon vatandaşın arabasına, motosikletine enflasyonun 2, hatta 3 katına, yüzde 35’lere varan vergi artışı var. Bu torbada Türkiye’nin en fazla kazanan şirketleri olan yabancı ortaklı TELEKOM şirketlerinin milyarlarca liralık alacağına getirilen af var, bir kalemde eski parayla 5-6 katrilyon lira alacak bir anda silinmekte. Bu ülkede cep telefonu faturasını ödeyemeyen öğrencinin, emeklinin, esnafın borcu silinmiyor. Milyonlarca kredi kartı mağdurunun, çiftçinin borçları silinmiyor. TELEKOM şirketlerinin milyarlık borçları silinirken, 50 milyon yurttaşımızın kullandığı, artık vazgeçilmezimiz hâline gelen internetin vergisine yüzde 50 zam getiriliyor” dedi.
YURTTAŞA 37 MİLYAR BORÇ YÜKÜ VAR
Çakırözer şöyle konuştu; “Bu torba yasada vergisini düzenli ödeyen, namuslu, dürüst iş insanlarına yüzde 10 daha fazla kurumlar vergisi var. Bu torbada 80 milyon yurttaşımızın sırtına, hatta yeni doğacak, yeni kuşaklarımızın sırtına yeni borç yükü var. 53 milyar liralık rekor bütçe açığımız yetmezmiş gibi, hesapsız, kitapsız ve Anayasa’ya aykırı bir biçimde 37 milyar lira daha borç yükü var. Bu torba hepimizin millî zenginliği olan kıyıların, kamu taşınmazlarının, lojmanların satışına izin veriyor.”
EMEKLİYİ, EMEKÇİYİ HİÇE SAYAN KOCA BİR ÇUVAL
Torba yasada, emekliye, emekçiye, asgari ücretliye, çiftçiye ilişkin hiçbir madde bulunmadığını dile getiren Çakırözer, “Bu torbada yüz binlerce taşeron işçisine kadro yok. Asgari ücretlinin sırtındaki vergi yükünü kaldıran bir madde yok. Bu torbada beş ay yirmi dokuz gün çalıştırdığınız geçici işçilerimize kalan altı ay için güvenli iş imkânı yok. Bu torbada 6 milyon işsizimize istihdam kapısı yok. Bu paket, vergi adaletine, sosyal devlet ve eşitlik ilkelerine aykırı bir çuvaldır. Emekçiyi, emekliyi, dar gelirliyi, çiftçiyi hiçe sayan bir koca çuval” diye konuştu.
DEMOKRASİ ÇAĞRISI
Konuşmasında hükümete çağrıda bulunan Çakırözer, “ Gelin, bir torba yasa da demokrasimiz için çıkaralım” dedi. Çakırözer şöyle konuştu; “15 Temmuz darbecileriyle hesaplaşacağız diye getirilen ancak ülkede muhalif herkesi hapse atan bu OHAL rejimi artık bitmeli. Düşündüğü, konuştuğu, yazdığı ve eleştirdiği için cezaevine tıkılan onlarca gazeteci, milletvekili özgür kalmalı. Mahkemelerin suçsuzluğunu ispat eden kararlarına rağmen hâlâ zorla içeride tutulan Enis Berberoğlu serbest kalmalı. Aynı Büyükada soruşturmasında olduğu gibi ayağı yere basmayan suçlamalarla hapse atılan sivil toplumcu Osman Kavala serbest kalmalı. Bu ülkede Kızılay’ın ortasında İnsan Hakları Heykeli polis kordonuna alınmamalı. İşinden, aşından edilen gencecik öğretmenlerimiz hakkını aramak için açlık grevinde bedenlerini ortaya koymak zorunda bırakılmamalı. Demokrasi ve hukuk güvencesi altında daha çok çalışmalı, daha çok üretmeli; zenginliğimizi de keyfîlikten uzak, partizanca değil, bilim temelli ekonomi politikalarıyla ulusça, hakça paylaşmalıyız.”