SEÇİMLERİN GÜVENLİĞİ VE GÜVENİLİRLİĞİ!

Bugüne kadar yapılan ve bugünden sonra yapılacak olan seçimlerin güvenliği ve güvenilirliği hiç kuşku yok ki çok önemlidir. Zira ülkemizde yapılan her seçim sonrasında, geniş toplumsal kesimlerde seçimlerin güvenliği ve güvenilirliği ile ilgili kuşkulu yaklaşımların ortaya çıktığı bilinmektedir.
 Her seçim öncesi ve sonrası; Türkiye genelinde köy-köy, mahalle-mahalle, ilçe-ilçe yılarla sari, seçim sonuçlarını analiz ederek, siyasi yorumlar çıkarmaya çalışırım. Bu çalışmalarımdan bir tanesi de hala üzerinde çalıştığım, Türkiye nüfusu, seçmen ilişkisi ve siyasal sonuçlara etkileri. Bu çalışmalarımdan elde ettiğim çok farklı bulgularımı sonraki yazılarımın da değerlendirmeye çalışacağım. Ancak bu bulgularımdan bir tanesini bugün sizinle paylaşmak istiyorum. O da 18 yaş üzeri nüfus sayımız ile seçmen kütüklerinde ki seçmen sayıları arasındaki çelişkiler!
 TÜİK; 2015 yılı sonu itibariyle ülke toplam nüfusumuzun 78.741.053 kişi olduğunu açıklamıştır.( bkz.Tüik)  Açıklanan verilerde toplam nüfusun yerleşim yerlerine, medeni durumuna, nüfusta kayıtlı olunan yere, yaş gruplarına göre, göç ve doğum yeri bilgilerine göre istatistiksel göstergelere yer verilmiştir.
TÜİK verilerine göre, otuz büyükşehir ilimizin 18 yaş üstü nüfus sayısı 43.261.511 kişi olmasına karşın, bu illerin 1 Kasım seçimlerinde oy kullanma hakkına sahip toplam seçmen sayısının ise 41.973.093 kişi olduğu ortaya çıkmıştır.(bkz.Ysk)
Yani bu otuz ilde 18 yaş üzerinde olan 1.288.418 kişinin seçmen kütüklerinde olmadığı, diğer illerle birlikte ülke genelinde bu sayının yaklaşık 2 milyon kişi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Örneğin, TÜİK tarafından Eskişehir’in 2015 Aralık sonu itibariyle nüfusunun 812.320 kişi olduğu, bu nüfusun 644.404 kişinin 18 yaş ve üzeri olduğu açıklanmıştır. Ancak Kasım ayında yapılan genel milletvekili seçimlerinde seçmen sayısının 616.531 olduğu, yani 27.873 kişinin seçmen kütüklerinde yer almadığı ortaya çıkmaktadır.
Bu farklılığın 26.324 kişisinin Odunpazarı ve Tepebaşı ilçelerinde, 1374 kişisinin ise Mihalgazi ve Sarıcakaya ilçelerinde olduğu, diğer on ilçede de ise açıklanan nüfus ile seçmen kütüklerindeki seçmen sayılarının yaklaşık olarak birbirleriyle uyumlu olduğu görülmektedir.
TÜİK ve YSK nın ilan ettiği veriler açısından Türkiye genelinde ki 81 ile bağlı 968 ilçeden 416 sında bu çelişkilerin olduğu yaptığım çalışmadan ortaya çıkmaktadır. Bu durum var olan kuşkuyu artırmaktadır. Neden 416 ilçede bu çelişkiler ortaya çıkarken, diğer 552 ilçede TÜİK ve YSK nın ilan ettiği veriler yaklaşık olarak uyumludur?
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun;
“6.maddesine göre; 18 yaşını doldurmuş her Türk vatandaşı seçme hakkına sahiptir. 34.maddesine göre; seçmen listeleri hazırlanırken 18 yaşın doldurulmuş olmasının hesabında seçimin yapılacağı günün esas alınacağı düzenlenmiştir.
36.maddesine göre de; seçmen kütüğünün ADNK deki bilgilerin esas alınarak her yıl güncelleştirilmesi yoluyla oluşturulacağı hüküm altına alınmıştır.”
Bu yasal düzenlemeler ışığında, TÜİK verileri ile Seçmen kütükleri arasında oluşan çelişki, kuşkuların oluşmasına yol açmaktadır.
Elde ettiğim bulgulardan şu sonuç çıkmaktadır. Ya TÜİK’in ADNK kayıtları sağlıklı değildir. Ya da Seçmen kütüğünde yer alan kayıtlar!
YSK nın ve/veya Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünün ortaya çıkan çelişkinin nedenlerine ilişkin kuşkuları ortadan kaldıracak açıklama yapması ve bu çelişkilerin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapması gerekmektedir.
Siyasal partiler; kendi örgütleri ve mahalle muhtarları ile yapacakları yaygın ve etkin bir çalışmayla seçmen kütüklerinin doğru ve sağlıklı oluşturulmasına önderlik etmelidirler. Zira 298 sayılı kanun gereğince talep etmeleri halinde her yıl güncelleştirilmiş seçmen kütükleri, siyasi partilere verilmektedir.
Yaptığım çalışmadan elde ettiğim sonuçların bir yanı da vatandaş olarak bizimle ilgilidir. Ülkemizde yapılan seçimlere bakıldığında çok ciddi bir seçmen kitlesinin oy kullanmadığı bilinmektedir. 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan seçimlerde bu sayı 6.845.836 dır. Buna 18 yaşını doldurduğu halde seçmen kütüklerinde yer almayan yaklaşık 2 milyon kişide eklendiğinde 9 milyon insanın oy kullanmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu sayının 18 yaş üstü nüfusumuza oranı % 16,36 dır.
Bir tek oyun, bir meclis üyesinin, bir belediye başkanının, bir milletvekilinin, seçilip seçilememesine yol açacak etkisi ve önemi ortadadır.
Bu kapsamda, ülkemizin ve kentimizin geleceğinden sorumlu insanlar olarak yapmamız gereken çok kolay ve basit ama sonuçları itibariyle çok önemli iki görevimiz var. Seçmen kütüğünde kendimiz ve aile bireylerimizin kaydı var mı, yok mu? Oy kullanacağımız sandıkta,  apartmanımızda, sokağımızda, mahallemizde oturmayan, tanımadığımız yabancı birileri var mı yok mu?
Söylemeye çalıştıklarım, kurumsal olarak YSK ve Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü ile siyasal partilerin, bireysel olarak da vatandaşlar olarak bizlerin temel görev ve sorumlulukları. Çok zor şeyler mi istedim?