Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fahrettin Küçükay, diyalize giren hastaların fistüllerinin tıkanması veya daralması sorunu ve ameliyatsız çözüm önerileri hakkında bilgilendirici bir açıklama yaptı.
Hemodiyalizin böbrek yetmezliği olan hastalarda uygulanan bir kan temizleme yöntemi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Küçükay, “Hastalara hemodiyaliz uygulayabilmek için damar giriş yolu ve damar çıkış yolu bağlantılarının olması gerekmektedir. Bu da başlıca 3 yöntemle sağlanır. Bunlar; büyük toplardamarlara ince borular bırakma, cerrahi olarak; sentetik greftlerle; cerrahi olarak atardamar ile toplardamar arasında direkt bağlantı kurmakla geliştirilen arteriovenöz fistül ile sağlanabilir. En sık kullanılan yöntem arteriovenöz fistül oluşturmaktır fakat arteriovenöz fistül oluşturmak cerrahi olarak mümkün değilse bu bağlantı sentetik greftler yardımı ile yapılır. Santral venözkatater bırakma ancak kısa dönem uygulamalar için yapılmaktadır. Bunun nedeni uzun süre kateter bırakmaya bağlı komplikasyonlardır. Oluşturulan arteriovenöz fistül ve sentetik greft bağlantıların nedeni toplardamardaki kan akımını ve basıncını arttırarak damarın güçlenmesini ve duvarının kalınlaşmasını sağlamaktır. Böylece hemodiyaliz için tekrar tekrar yapılması gereken toplardamar girişleri daha güvenli ve komplikasyonsuz bir şekilde oluşturulabilecektir" dedi.
"Fistüllerdeki darlık ve tıkanıklıklar hastanın hemodiyalize girmesine engeldir"
Fistülün sürecinden bahseden ESOGÜ Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Küçükay, sentetik greftlerin zamanla daralma gösterebileceğini ya da tıkanabileceğini bildirdi. Bu durumun hastanın hemodiyalize girmesine engel olacağına dikkat çeken Küçükay açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Oluşan pıhtıların, daralmaların ve tıkanıklıkların tedavisi için girişimsel radyolojik olarak tromboliz (pıhtı eritilmesi), trombektomi (pıtının dışarı çıkarılması), balon uygulama ve stent uygulama yapılabilir. Bunlardaki temel amaç hemodiyaliz yolunu açık tutmaktır. Oluşturulan fistüllerdeki darlık ve tıkanıklıklar hastanın hemodiyalize girmesine engeldir. Çünkü bu patolojiler kan akımında ciddi azalmaya neden olabilirler. Bu girişimlerin bir başka amacı ise fistüllerin ve sentetik greftlerin uzun ömürlü olabilmesini sağlamaktır. Cerrahi prosedürleri tekrarlamaktansa oluşan patolojiyi ortadan kaldırıp fistül ve sentetik greft açıklığını ve uzun süre dayanıklılığını sağlamak daha güvenli-etkin ve tercih edilen bir yöntemdir. Hastaya uygun pozisyon verdikten ve sterilizasyondan sonra pıhtı varsa ince boru kateter ve teller yardımı ile girilerek pıhtı eritici tedavi bu ince borular yardımı ile uygulanır. Bir başka yöntem ise pıhtıların mekanik olarak eritilmesi ve dışarı çıkarılmasıdır. Bunlar için özel tasarlanmış kateterler (borular) mevcuttur. Bazen pıhtının içinden ince bir telle geçip balon uygulandıktan sonra bu yöntemler tekrarlanabilir. Darlıklar içinse öncelikle farklı özelliklerde balonlar kullanılır. Bu balonlar yüksek dirençli ve yüksek basınçlara çıkabilen balonlardır. Bazen yan tarafında ince kesici bıçaklar olan balonlar da kullanılabilir. Bunlar yeterli olmazsa hemodiyaliz yolunu açmak için stent uygulanabilir. Nadir de olsa işleme bağlı kanama, enfeksiyon, pıhtı oluşumu, damarlarda zedelenme, kontrast maddeye bağlı komplikasyonlar ve ağrı oluşabilir."