Memur-Sen tarafından 81 ilde yapılmaya başlanan “Memur-Sen’e davet tercihim evet” kampanyası Eskişehir’de de gerçekleştirildi. Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, parlamenter sistemin bu ülkeye huzur getirmediğini söyledi.
Türkiye için inisiyatif alma zamanı"
Burada üyelere seslenen Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, Memur-Sen’in başlattığı halkanın kelebek etkisiyle tüm topluma yayıldığını belirtti. Ülkenin çok önemli bir sürece girdiğini bildiren Yalçın, “Eskişehir bugün muhteşem görünüyor. Eskişehir bu salonda salonun almadığı heybet ve cesaretiyle Memur-Sen’e ilişkin yarınları, ülkenin yarınlarına ilişkin iyimser tabloları işaret ediyor. Onun için bugün burada bulunuşumuz sadece Memur-Sen üye yolculuğuna katkı sunacak değil. Bu ülkenin 16 Nisan’a ilişkin yarınları, umudu, bu ülkenin büyük Türkiye ve yeni bir dünya idealine ilişkin yürüyüşünü de müjdeliyor. Çünkü Memur-Sen hep kritik zamanlarda inisiyatif aldı. Memur-Sen ülke üzerinde bir kirli dalga varsa mutlaka dalgayı kırdı. Memur-Sen bu ülke için yeni bir dalga kurulması gerekiyorsa mutlaka o dalgayı kurdu. Onun için 16 Nisan tarihi netleştiği andan itibaren Memur-Sen, konseptini ifade ederek bu siyasi partilerin yarış alanı değil, sadece siyasi partilerin işi değil. Bu ülke meselesi, memleket meselesi. Yarına ilişkin yürüyüş, medeniyetin yeniden ayağa kalkış meselesi değil. Ülke için, gelecek için, istikrarlı ve büyüyen bir Türkiye için inisiyatif alma zamanı diyerek ‘Memur-Sen’e davet, tercihimiz evet’ diyerek 81 il, 100 büyük ilçe, bütün iş yerlerinde bu soluğu aktaracak, milletle buluşacak ve milletle 16 Nisan’ı bahara çevirecek, 17 Nisan’da aydınlık bir Türkiye’ye, istikrara kavuşmuş bir Türkiye’ye kapı aralayacak seferberlik ilanı. Onun için yola revan olduk. Her gün bir şehirdeyiz ve bu ateşi Muğla’dan yaktık” diye belirtti.
“Parlamenter sistem bu ülkeye huzur getirmedi”
Yaklaşan 16 Nisan referandum süreciyle alakalı da konuşan başkan Yalçın, bu sürecin son derece önemli olduğunu vurguladı. Yalçın, “16 Nisan’a kadar emek kadar evet için de çalışacağımızı ifade ederek yola revan olduk. Çünkü 16 Nisan bu ülkede istikrarsız zemini yok edecek. Umudu büyütecek. Bu ülkede uzun hükümetler dönemini başlatacak, bu ülkenin kalkınmasının ana başlangıç noktası olabilecek bir tarih. Bu ülkenin ana sorunu, temel sorunu istikrarsızlık. Bu ülkede yönetim sorunu var. Parlamenter sistem bu ülkeye huzur getirmedi. Parlamenter sistem bu ülkenin büyümesine fırsat oluşturmadı. 93 yıllık Cumhuriyet, 65’inci hükümet. 1.5 yılın altında bir hükümet etme süresi var” dedi.
“Üzülerek ifade ederim ki bu antidemoktarik süreçlerin tamamında Türkiye’deki örgütlü sivil yapılar sınıfta kalmış ve adam gibi sınav verememiştir” diyen Yalçın, şunları kaydetti:
“Darbenin şakşakçısı, alkışçısı, yandaşı olmuştur. 12 Mart muhtırasında sendikalar darbeyi destekleyen bildiri yayınlamışlardır. 28 Şubat’ta Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu darbe komitesine, darbe hükümetine çalışma bakanı vermiştir. Bundan cesaret alanlar 20’nci senesini devriyesinde olduğumuz bin yıl sürecek diye milletin ensesinde boza pişirdikleri o karanlık tarihte bütün sivil toplumu sokağa çekerek beraber kullanmışlardır. Tamamı üzerinden toplum manipüle edilmiştir. Tetikçi karargah medyası, bugünlerde kendini yeniden göstermeye başladı, o dönemde çok önemli görev ifa etmiş, topuk selamı ile aldığı manşetleri topluluğa yedirmeye çalışmış ve milletin diniyle, diyanetiyle, medeniyetiyle, inancıyla dalga geçerek amiral gemisini yürütmüştür. Bu ülkede operasyonun cesaretini onlar oluşturmuştur. Millet manipüle edilmiştir. Dinç Bilgin Tansu Çiller’i, Aydın Doğan Mesut Yılmaz’ı desteklemiştir. Tıpkı 7 başlıkta ‘Karargah rahatsız’ diye yine aynı fabrika ayarlarında yayın yapanlar o dönemde bu millete ilişkin operasyonun amiral gemisini yürütmüşlerdir.”
Burada üyelere seslenen Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, Memur-Sen’in başlattığı halkanın kelebek etkisiyle tüm topluma yayıldığını belirtti. Ülkenin çok önemli bir sürece girdiğini bildiren Yalçın, “Eskişehir bugün muhteşem görünüyor. Eskişehir bu salonda salonun almadığı heybet ve cesaretiyle Memur-Sen’e ilişkin yarınları, ülkenin yarınlarına ilişkin iyimser tabloları işaret ediyor. Onun için bugün burada bulunuşumuz sadece Memur-Sen üye yolculuğuna katkı sunacak değil. Bu ülkenin 16 Nisan’a ilişkin yarınları, umudu, bu ülkenin büyük Türkiye ve yeni bir dünya idealine ilişkin yürüyüşünü de müjdeliyor. Çünkü Memur-Sen hep kritik zamanlarda inisiyatif aldı. Memur-Sen ülke üzerinde bir kirli dalga varsa mutlaka dalgayı kırdı. Memur-Sen bu ülke için yeni bir dalga kurulması gerekiyorsa mutlaka o dalgayı kurdu. Onun için 16 Nisan tarihi netleştiği andan itibaren Memur-Sen, konseptini ifade ederek bu siyasi partilerin yarış alanı değil, sadece siyasi partilerin işi değil. Bu ülke meselesi, memleket meselesi. Yarına ilişkin yürüyüş, medeniyetin yeniden ayağa kalkış meselesi değil. Ülke için, gelecek için, istikrarlı ve büyüyen bir Türkiye için inisiyatif alma zamanı diyerek ‘Memur-Sen’e davet, tercihimiz evet’ diyerek 81 il, 100 büyük ilçe, bütün iş yerlerinde bu soluğu aktaracak, milletle buluşacak ve milletle 16 Nisan’ı bahara çevirecek, 17 Nisan’da aydınlık bir Türkiye’ye, istikrara kavuşmuş bir Türkiye’ye kapı aralayacak seferberlik ilanı. Onun için yola revan olduk. Her gün bir şehirdeyiz ve bu ateşi Muğla’dan yaktık” diye belirtti.
“Parlamenter sistem bu ülkeye huzur getirmedi”
Yaklaşan 16 Nisan referandum süreciyle alakalı da konuşan başkan Yalçın, bu sürecin son derece önemli olduğunu vurguladı. Yalçın, “16 Nisan’a kadar emek kadar evet için de çalışacağımızı ifade ederek yola revan olduk. Çünkü 16 Nisan bu ülkede istikrarsız zemini yok edecek. Umudu büyütecek. Bu ülkede uzun hükümetler dönemini başlatacak, bu ülkenin kalkınmasının ana başlangıç noktası olabilecek bir tarih. Bu ülkenin ana sorunu, temel sorunu istikrarsızlık. Bu ülkede yönetim sorunu var. Parlamenter sistem bu ülkeye huzur getirmedi. Parlamenter sistem bu ülkenin büyümesine fırsat oluşturmadı. 93 yıllık Cumhuriyet, 65’inci hükümet. 1.5 yılın altında bir hükümet etme süresi var” dedi.
“Üzülerek ifade ederim ki bu antidemoktarik süreçlerin tamamında Türkiye’deki örgütlü sivil yapılar sınıfta kalmış ve adam gibi sınav verememiştir” diyen Yalçın, şunları kaydetti:
“Darbenin şakşakçısı, alkışçısı, yandaşı olmuştur. 12 Mart muhtırasında sendikalar darbeyi destekleyen bildiri yayınlamışlardır. 28 Şubat’ta Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonu darbe komitesine, darbe hükümetine çalışma bakanı vermiştir. Bundan cesaret alanlar 20’nci senesini devriyesinde olduğumuz bin yıl sürecek diye milletin ensesinde boza pişirdikleri o karanlık tarihte bütün sivil toplumu sokağa çekerek beraber kullanmışlardır. Tamamı üzerinden toplum manipüle edilmiştir. Tetikçi karargah medyası, bugünlerde kendini yeniden göstermeye başladı, o dönemde çok önemli görev ifa etmiş, topuk selamı ile aldığı manşetleri topluluğa yedirmeye çalışmış ve milletin diniyle, diyanetiyle, medeniyetiyle, inancıyla dalga geçerek amiral gemisini yürütmüştür. Bu ülkede operasyonun cesaretini onlar oluşturmuştur. Millet manipüle edilmiştir. Dinç Bilgin Tansu Çiller’i, Aydın Doğan Mesut Yılmaz’ı desteklemiştir. Tıpkı 7 başlıkta ‘Karargah rahatsız’ diye yine aynı fabrika ayarlarında yayın yapanlar o dönemde bu millete ilişkin operasyonun amiral gemisini yürütmüşlerdir.”