MECLİS’TE ‘SOLCU’ TARTIŞMASI

Odunpazarı Belediye Meclisi’nde gündeme gelen faaliyet raporu görüşmeleri sırasında AK Partili Ahmet Yapıcı’nın solcularla ilgili sözleri CHP’lilerin tepkisine neden oldu.  
 
Yapıcı: Türkiye’de solcuları sadece konuşturmak lazım
Yapıcı, solcularla ilgili yaptığı bir tespiti Meclis ile paylaştı. Türkiye’deki solcuların çok güzel konuştuğunu, güzel yazılar yazdığını ancak iş icraata gelince aynı başarıyı gösteremediklerini savunarak, “Hasbelkader devlet yönetimine geldikleri zamanlarda insanlar açlığa mahkum olmuştu. Yağ yok, tüp yok, mazot yok, hastaneler perişan halde, yönettikleri belediyelerin hali ortada, İSKİ skandalı hala hafızalarda. Yine yönetiminde oldukları belediye şirketlerinin durumu ise içler acısı, hepsi borç batağında, çalıştırdıkları işçilerin maaşlarını bile ödeyemez durumda. Bence Türkiye’de solcuları sadece konuşturmak ve nutuk attırmak lazım, en iyi yaptıkları iş o çünkü. Ülkenin ve milletimizin menfaati açısından yönetimden uzak tutmak lazım. İş başına geldiklerinde aşırı partizanca davranıyorlar. Liyakat esasına göre değil partiye yakınlığı öncelik olarak alıyorlar. Görev verilecek insanlarda ehliyet değil partili, eş, dost, yakın akraba ilişkileri devreye giriyor” dedi.
 
Süzen: Evet solcular çok konuşur, çok çalışır
Yapıcı’ya ilk yanıt CHP’li Mahmut Süzen’den geldi. Süzen, “Evet solcular çok konuşuyor. Ama ellerine icraat fırsatı geçtiğinde de çok çalışıyorlar. Kendisi de en az solcular kadar çok konuşan bir arkadaşımız” dedi.
 
Arslan: Türkiye’nin solcuları, Türkiye’nin her karış toprağında izi olan insanlardır
CHP’li İbrahim Arslan ise şunları söyledi: siyasette akıldan, gönülden hiç çıkarılmaması ve unutulmaması gereken iki temel kavramdan bir tanesi siyasal nezakettir. Bir diğeri de zarafettir. Sevgili Yapıcı, konuşmasının bir bölümünde Türkiye’nin solcularının çok güzel konuştuğunu, çok konuştuğunu, çok güzel yazdığını beyan ederek, farkında mıdır, değil midir bir hakareti de içinde barındıran cümleleri sarf etti. Bu doğru bir yaklaşım değil. Böyle bir genelleme yapamazsınız. Bu hakkı size kimse vermez, veremez. Türkiye’nin solcuları, Türkiye’nin her karış toprağında izi olan insanlardır. En büyük izi aramak ve bulmak istiyorsanız, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde o izi görebilirsiniz. Parlamenter demokratik sisteme geçişte bunu görebilirsiniz. Zira bugün bu kadar hakaret vari bir yaklaşımla bir değerlendirme yapabiliyorsanız, o Türkiye solcularının demokratik parlamenter sistemi, o özgürlükler sayesinde bu düşünceleri açıklayabiliyorsunuz.”
 
Kurt: Solculuk çok zor bir şeydir; inanç ister, irade ister
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ise, "Biz konum itibariyle, geldiğimiz yer itibariyle nereden geldiğimizi ve nerede duracağımızı bilen bir ekibiz. Ben bir köy çocuğuyum. Annem, babam bu memleketin en yoksullarından. Dişinden tırnağından artırarak, bu cumhuriyetin bize vermiş olduğu nimetlerden yararlanarak beni okutmuş. Bu aldığım eğitim sayesinde Eskişehir’de iddialı bir yere gelmişim. Tıpkı bugün Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması gibi…Tıpkı Binali Yıldırım’ın başbakan olması gibi… Böyle bir olay 100 sene önce hiç kimse hayal edemezdi. Çünkü 100 yıl önce böyle bir sistem yoktu. Demokrasi, eşitlik, insan hakları, sosyal devlet bugün bizi buraya toplayan devlettir. Bundan ödün verdiğiniz sürece, bunu hiçe saydığınız sürece, 10 yıl sonra hiçbir köylünün çocuğu okuyarak avukat olamaz. Hiçbir işçisinin çocuğu okuyarak doktor olamaz. Bugün ki tablonun meydana gelmesine neden olanlara bir kez daha şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz. Bu saygıyla hareket ederek Odunpazarı Belediyesi’ni yönetmeye çalışıyoruz. Bu saygıyla hareket ederek Türkiye’de solculuk yapmaya çalışıyoruz. Solculuk çok zor bir şeydir. Bir kere bunu herkes bilmelidir. Solculuk muhalefet ister, direnç ister, irade ister. Bunlar iktidardayken çok kolay şeylerdir. Bir elinizi kıpırdatırsınız, Boğaziçi’ne üçüncü köprüyü yaparsınız. Diğer elinizi kıpırdatırsınız alt geçit yaparsınız. Bunların hiçbiri sizin paranız değildir.  Sizin ürettiğiniz değildir. Sizin artırıp da ortaya koyduğunuz değildir. Ya Japon’un, ya Alman’ın, ya da beğenmediğiniz Hollandalının artırıp biriktirdiği, bizim 30 yıl sonra ödemek üzere aldığımız bir sermayedir. Ama solcular bundan ders çıkarır. Solcular sadece bunu ödemekle kalmaz, ders çıkarır. Bunun bir daha olmaması için ne yapmak gerekir diye çalışmaya başlar” dedi.