Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, corona virüsü ile ilgili yeni dönemi değerlendirdi. Usluer, sosyal mesafe, maske ve ellerin sık sık yıkanması gibi tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğini belirterek “Salgın bitmedi, corona virüsü yanımızda, pusuda bekliyor. Peki, neden vaka sayısı azaldı? Çünkü hepimiz evdeyiz. Sosyal yaşamlarımız yok, evden çıkmıyoruz, sokağa çıkma yasakları var. Ama normalleştiğimiz anda o pusudaki corona virüsü bizleri enfekte etmeye başlayacak” dedi.
Corona virüsü ile ilgili son gelişmeleri değerlendiren Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gaye Usluer, vatandaşları virüse karşı alacakları tedbirleri elden bırakmamaları yönde uyardı.
SALGIN BİTMEDİ
Daha önce yapılan sıcakların başlaması ile virüs salgınının biteceği yöndeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Usluer, “Türkiye’de 11 Mart tarihinde başlayan dünyada ise 2019 yılının sonunda ortaya çıkan global bir sağlık sorunu ile, bir salgın ile savaşmaktayız. Savaşmaktayız diyorum, ama 1 Haziran tarihinde dünyada, Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de bir normalleşme süreci başladı. Bu normalleşmeyle birlikte Türkiye’de aslında 65 yaş üstü ve 20 yaş altı dışında her şey normale döndü biranda. Öncelikle şunu sormak isterim: Salgın bitti mi? Salgın bitmedi. Yaz aylarında havaların ısınmasıyla birlikte corona virüsü olmayacak mı? Corona virüsü mevsimsel grip gibi değil. Mevsimsel bir hastalık olmadığını biliyoruz. Ve eğer sıcak aylarda corona virüsü bitecek olsaydı, bugün dünyanın en sıcak yerleri olan Brezilya gibi, Arjantin gibi, Hindistan gibi, Peru gibi ülkelerde giderek artan rakamlarda corona virüsü olgularıyla karşılaşmazdık” dedi.
BİRDEN NORMALLEŞMEK NORMAL DEĞİL
1 Haziran tarihinde yasakların birden kalktığını ve normale dönüldüğünü ancak bu normalleşmenin normal olmadığını belirten Usluer, “Şimdi yeni normale geçerken bir kalıp elbise yok. Yani her ülkeye sipariş verilecek bir elbise veya herkesin giyeceği ortak elbise yok. Her ülke kendi elbisesini, her ülke kendi normalini kendisi hazırlamak zorunda. Bunu yaparken kendi vakalarına bakacak, bölgesel dağılımlara bakacak. O toplumun kültürel yapısı, o toplumun gelenekleri yeni normali belirleyecek. Ve yeni normale geçerken biranda bütün kilitleri açarak ‘haydi hep birlikte normalleşelim’ değil, aşama aşama en az riskliden başlayıp en yüksek riskli olana doğru ve her açtığımız kilitten sonra bir 14 gün bekleyip, açılan kilidin sonuçlarını görmek üzere ne yazık ki Türkiye’de biranda bütün kilitler açıldı. Bakın 65 yaş üstü için yasak kaldırılmazken, toplu taşıma araçlarında yüzde 50 taşıma kuralı biranda kaldırıldı” şeklinde konuştu.
CORONA VİRÜSÜ YANIMIZDA, PUSUDA
Açıklanan test sayılarını değerlendiren Prof. Dr. Usluer şunları söyledi:
“Salgının esas sorun kısmı sağlığa olan etkileri ama bugün geldiğimiz noktada ekonomiye olan etkileri. Yani duran ekonomiyi tekrar dönen ekonomiye, tüketemeyen ekonomiyi tüketen, üreten ekonomiye dönüştürmek istiyoruz. Ancak bunu yaparken merkeze ekonomiyi değil merkeze insanı koyacağız. Merkeze ekonomiyi nasıl hızlı hızlı döndürürüz değil, merkeze insanı koyarak insan sağlığını nasıl koruruz ona bakacağız. Bugün Türkiye hangi noktada? Hep birlikte kaba rakamları, yalın kaba rakamları her akşam izliyoruz. Bakın 20 bin test yapıldığı gün de vaka sayısı 800-900’lerde 50 binin üzerinde test yapıldığında da vaka sayısı 800-900 arasında. Halbuki normalleşen Avrupa ülkelerinde günlük vaka sayıları 200 ila 300 arasında değişmekte. Bu nedenle ben sizlere şu mesajı vermek istiyorum: Birincisi salgın bitmedi, corona virüsü yanımızda, pusuda bekliyor. Peki neden vaka sayısı azaldı. Çünkü hepimiz evdeyiz. Sosyal yaşamlarımız yok, evden çıkmıyoruz, sokağa çıkma yasakları var. Ama normalleştiğimiz anda o pusudaki corona virüsü bizleri enfekte etmeye başlayacak.”
KORUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Usluer, Sağlık Bakanlığının ve hükümetin bir test politikasının olmadığını da ifade ederek yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
* Normalleşen tüm ülkeler daha çok test, hedef testlerle açıkladılar normalleşme süreçlerini.
* Sağlık personeli, bakımevlerinde kalanlar, cezaevlerinde kalanlar, bunların çalışanları, toplu taşıma şoförleri bunlar hedef gruplar.
* Süreci iyi yöneten ülkeler günlük test sayılarını 1 milyonlu rakamlara çıkardılar.
* Türkiye’de ise başından itibaren toplam test sayımız halen 3 milyonun altında.
* Hızlı hızlı normalleşmeyeceğiz.
* Kapılar, kilitler açılabilir. Bu demek değil ki biz yaşama normal yaşama geri döneceğiz.
* En önemli korunma önlemleri maske kullanmak, 1,5 metre fiziksel mesafe ve el yıkamaya dikkat etmek.
* Eskiden yıkadığımızdan daha fazla ellerimizi yıkayacağız.
* Eğer ellerimizi yıkayamıyorsak kolonya veya alkol bazlı el dezenfekteleri kullanabiliriz.