ÖN SEÇİM…
Ayşe Kaytan Uçak yazdı...
Seçim havasına girildiği zaman ’nin en çok tartıştığı konuların başında ön seçim geliyor.
Ön seçime siyasi bir prensip, ilkesel bir duruş olarak yaklaşanları saygı ve hürmet ile bir kenara bırakacak olursak, ön seçim en çok ön koltukta kendisine yer bulamayanların terbiye sopasından öte bir yere geçemiyor.
Küskün vekiller, hakkının yenildiğini düşünen yerel siyaset aktörleri ön seçim naraları ile medyada, kürsüde, şehir sokaklarında, kimi zaman hepimizin duyacağı şekilde, kimi zaman ise sessiz çığlıklar ile sahne alıyor.
Muhtemelen yerel seçimler sonrasında yeniden rafa kaldırılacak “” bir kez daha gündemde.
“Ön seçim” son olarak İlker Özokçu ve arkadaşlarının sert diye bileceğimiz çıkışlarının ana gündem maddesi olarak sahne aldı.
Şayet ön seçim saygın bir tercih olarak düşünülüyor ise gerekli olan saygıyı göstermek gerekiyor.
Sizce de öyle değil mi?
Bir gruplaşmanın ‘kaybeden’lerinin ön seçime kendilerini galibiyete taşıyacak bir argüman olarak yaklaşması ön ve arka kavgasında yetim bırakılmış bir seçimden öte görüntü vermiyor.
Mevzu Eskişehir olunca zaten işler daha da karma karışık bir hal alıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en güçlü iktidarı olan AK Parti’nin karşısına aday bulmak konusunda ciddi sıkıntılar çektiği ’in yerine CHP, hangi ön seçimle yeni bir aday çıkarabilecek?
Ciddi bir muamma…
Öte yandan 4 yıllık süre içerisinde; yaptığı projelerle ile hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak bir performans sergileyen ve Tepebaşı halkının sempatisini kazanmış mevzu bahis olunca ön seçimin nasıl farklı bir sonuç çıkaracağını insan tahmin edemiyor.
Ayrıca koltuk kapma kavgası olarak düşünüldüğünde bile araç çoktan hareket etti.
Seçim çalışmaları başladı.
Hareket eden aracın koltuğuna atlamak ciddi bir akrobasi yeteneği gerektiriyor.
Yeter mi, yetmez elbette.
Birinin de aracın kapısını açması şart.
EEE! Birilerinin kapıyı açması için bekleniyorsa ön seçimden bahsetmek biraz zor gibi…