Soner Uçak yazdı...
Bir önceki yerel seçimler öncesinde halkçı başkan adı ile ön plana çıktı. Karşısındaki rakibi Volkan Doğan’ın gayri nizami mücadelesi göz önüne alındığında Kazım Kurt’tan bir halk kahramanı çıkması gayet doğaldı. Daha ötesi, Kazım Kurt ideolojik bir tavır sergilerken, politik bir figür olarak da Eskişehir’de kendisine çok rahat bir örgütlenme alanı yarattı. Daha doğrusu; var olan bu alanın tek taliplisi olarak Eskişehir siyasetinde bana kalırsa hak ettiğini almayı başardı.
Fakat, seçimi kazandıktan sonra politik bir kişilik olan Kazım Kurt, kendisinin çok rahat ettiği ideolojik hattı terk etti ya da ettirildi. İdeolojik ve politik bir figür olmaktan uzaklaşarak, siyasi ve ekonomik güç dengeleri arasında yer almaya çalıştı. Bu çaba, şimdilerde Kazım Kurt’u dar bir alana hapsetmişe benziyor. Kimilerince, sarı öküz, mavi öküz, kırmızı öküz diye hitap edilen ve Kazım Kurt’un bir dönem sahiplendiği ilkelerle pek de bağdaşmayacak kişilerden ve gruplardan arınamamasının en büyük nedeni de bana kalırsa, bu güç dengesini korumaya çalışmak. Zor bir mevzu. Çünkü; insanın çevresinde çok fazla verilmemesi gereken öküz türerse, her kişi ya da grubu kurt sürüsü olarak görmeye başlar. En azından ben bir dönem Kazım Kurt’un şehrin neredeyse tamamına karşı açtığı kimi anlamlı ama daha fazlası anlamsız kavgayı buna yoruyorum.
Eski Kazım Kurt’a sırt dönebildiği ölçüde yeni Kazım Kurt’a alan açacağına inanmış ya da inandırılmış. Bir dönem halkçı olan ve halkçılığın arkasında duran Kazım Kurt şimdi halkçılık yapmaya çalışıyor. Eskisi gibi olduğunu göstermek adına abartılı söylemlerle kamuoyu karşısına çıkıyor. Yüksek ihtimal eski ben olsaydım nasıl davranırdım diye düşünüyor. Bu nedenle söyledikleri yaptıkları ya eksik kalıyor ya da abartıya kaçıyor. Ne eskisi kadar halkçı olabiliyor ne de yeni bir güç dengesi olmak konusunda başarı sağlayabiliyor. Bu yaşananlardan en ağır darbeyi ideolojik ve politik bir tavır sergileyerek şehirde bir yerlere gelebileceğini düşünen kişi ya da gruplar alıyor. Masalar kuruluyor, ekipler oturuyor masaya. Herkes bir şekilde siyasetin ona kazandıracağına odaklanıyor. Bu gözle bakıldığında Kazım Kurt sadece geçmişi ile vedalaşmadı bu şehirde ideolojik ve politik bir tavır sergileme cesareti ile de köprüleri yıkmayı başardı.
Henüz yerel seçimlerin çok gerisinde olunmasına rağmen Kazım Kurt ve onun nezdinde Odunpazarı neredeyse tüm partilerin hedefinde olması bana kalırsa bundan kaynaklanıyor. Yeni Kazım Kurt eski Kazım Kurt’u aratıyor. Bir dönem CHP’li bir Kazım Kurt vardı. CHP’nin neredeyse tamamı Kazım Kurt ile gurur duyardı. Şimdi Kazım Kurt’un bir CHP’si var. Kazım Kurt CHPsi ile gurur duyuyor mu tartışılır bana kalırsa…
Zaman içinde tartışacağız