Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde 9 -12 yaş çocukların evlendirilebileceğine yönelik ifadelerine tepki gösterdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yayınlanan Dini Kavramlar Sözlüğünde yer alan "İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir" ifadelerinden yola çıkılarak, “buluğ çağına ermiş kızların da evlenebilecekleri hatta kız çocuğunun velisi olmaksızın kendisinin nikahlanabileceği” şeklindeki açıklamalar / yorumlar ve toplum nezdinde yaratılan olumsuz algı Anayasa'nın başta Laiklik olmak üzere bir çok hükmü ile Medeni Kanununa aykırı olup TCK'nundaki çocukların cinsel istismarı / çocuklara karşı cinsel saldırı suçları ile mücadeleyi de sekteye uğratacak nitelikte olması kamuoyunda tepkilere neden oldu.
Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu da yaptığı açıklamayla, Diyanet’in bu ifadelere yer vermiş olmasına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Medeni Kanununun getirdiği sınırların altındaki bir yaşta evlendirilen çocuklarla ilgili "çocuk gelin" tabirini de asla kabul etmiyoruz. Bu kavram çocuklara karşı cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarının vehametini hafifleten algılar oluşturabilecektir. Çoçuk yaşta evlendirilen çocuklara karşı cinsel saldırı ve eski yasanın deyimiyle tecavüz suçu işlenmiş olacaktır. Evlendirmeye izin verenler açısında da TCK 39.maddedeki suça iştirak hükümleri uygulanacaktır.
Medeni Kanunun 124. Maddesi açıktır; Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana , baba veya vasi dinlenir. Yine Türk Medeni Kanunun 126. Maddesine göre de küçük yasal temsilcinin izni olmadıkça evlenemez.
Dolayısıyla yasalarla 17 yaşını doldurmuş olmak ve 18 yaşından gün almış olmak şartı aranırken ve anne baba rızası aranırken Diyanet işleri Başkanlığınca Türk Medeni Kanunun emredici hükümleriyle tamamen tezat teşkil edecek şekilde nikah yaşının fiilen 9-12 yaşlarına indirilmesi ve anne baba rızasının aranmaması gerektiğine dair verilen ve Laik Hukuk Düzeninde asla yeri olmayan fetva ; Anayasanın en temel ilkelerinden olan laikliğe aykırı olmakla birlikte Türk Medeni kanunun 124 ve 126. Maddelerine de açıkça aykırıdır. Yurttaşlarımızı , emredici olan bu kanun maddelerine uymamaya yönelten açıklamalar TCK 217.maddedeki " halkı kanunlara uymamaya tahrik " suçunu da oluşturabilecektir.
Her ne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı cinsel istismara zemin hazırlayan bu açıklamalarından sonra kamuoyundan gelen tepkiler üzerine yazılı bir açıklamayla konuyu yalanlanmışsa da Dini Kavramlar Sözlüğünde yer alan ilgili kısımlara ilişkin değişiklik yapılmamıştır.
Eskişehir Barosu Çocuk Hakları İzleme Komisyonu olarak Laik Hukuk Düzenini benimsemiş ve özümsemiş olan Türkiye Cumhuriyeti'nde "fetva" nın yeri olmadığını özellikle vurguluyor ; Diyanet İşleri Başkanlığı’na anayasal bir devlet kurumu olduğunu hatırlatıyor; gerek anayasamız gerekse taraf olduğumuz milletlerarası sözleşmelere aykırı olarak suç oluşturan ve ülkemizin kanayan bir yarası olan çocuk evliliklerini herhangi bir bağlamda aklamaya yönelik bu eylemin karşısında durduğumuzu, durmaya devam edeceğimizi ve bu meselenin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz.”