SONER UÇAK YAZDI...
Eskişehirspor üst sıralara oynuyordu. Büyüyordu diyebiliriz. Diğer taraftan yöneticilerin skandalları, kulüp araçlarının özel kişilerin altında gezinmesi, futbolculara verilen yüksek paralar, başa çıkılamayacak borçlanma haberleri ortalığı yakıp kavuruyordu.
İşte böylesi bir süreçte gidilen kongrede Halil Ünal, yoğun stress ve gerginlikle kürsüye çıktı. Kulüp delegelerine yönelik olarak, “hepinizin aidiyatlarını ben ödüyorum. Siz ne konuşuyorsunuz” dedi. Ortalık buz… Seçimi kaybettiğinin son işaretiydi.
Yönetilememe durumu, yönetememe krizi tırmandıkça stress ve yorgunluk baş edilemeyecek bir noktaya taşınıyor. Önce ruh, ardından beden iyice yıpranıyor. Yönetici bırakın başında bulunduğu kurumu kendini bile yönetmekten uzaklaşıyor. Bu uzaklaşma durumu, yorgun ve bıkkın ruh hali ister istemez dile de yansıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz AK Parti Meclis Grup Toplantısı'nda, "Neymiş? Millet açmış. Aç olarak dolaşanları buyurun siz de doyuruverin. Biz bütün imkanlarımızı seferber ederek bunları yaptık" dedi. Sıkışmış bir yöneticinin “Ne haliniz varsa görün” demesine eş değerdir. Adım hızır elimden gelen budur yani…
Daha iyi yönetme iddiası ortaya koymak bir yana, ağzından çıkacak kelimelere bakan insanları idare edebilme yeteneğinin eridiği, tükendiği diyelim...
Erdoğan, metal yorgunluğu kavramını siyaset dünyasına hediye etmesinin üstünden 4-5 yıl geçti. Metal yorgunluğunun bir şekilde giderildiğini daha sonra kendisi beyan etti. Ancak makam yorgunluğunu gidermek o kadar kolay değil.
Bir dönem gelir “hepinizi ben doyurdum ne konuşuyorsunuz be” derse şaşırılmaz yani…