SONER UÇAK YAZDI...
“Cennet mahallesiydi” ya adı, oyunculuk performansı olarak cehennemi yaşatırdı bizlere.
O diziyi seyrettiğinizde Çingene yurttaşlarımızın ekmek derdi falan olduğu hiç akıllara gelmezdi.
Mesela, kapı gıcırdatmasına oynamak adettendir belki, ama o diziyi izleyenlere “bana, bir Çingene taklidi yap” deseler, zannediyorum, “UUşşt,köpek Senin ağzını yırtarım” demek yeterdi.
Neyse, amacımız elbette oyunculuk performansını değerlendirmek değil.
Yahut bir dizi çözümlemesi de yapmayacağız.
Aklımıza geldi işte; siyaset üretemeyen, ,iktisadi ve sosyal hayatta tökezlemekten bitap düşen cennet ülkemin, geldiği haldır.
Kapı gıcırtısına oynamaya teşne bizlerde, kolları kaldıracak, dizi yere vuracak mecal kalmadı.
Halayından, horonuna, zeybeğinden, çiftetellisine…
7 bölge, 4 mevsimde hiç birimizde
Fakat, cennet ülkemde, siyasetin ve siyasetçinin geldiği hal zannediyorum daha acıklı.
"Sana buradan kemik düşmez" denilebiliyor.
Hem de kim tarafından?
Ülkenin gelmiş geçmiş en güçlü iktidarının tek ve yegane temsilcisi tarafından.
Siyasetin geldiği noktadır.
Ve işin aslına bakarsanız fevkalede akıl açıcıdır.
Bu kafa ile ülke sorunlarına çözüm üretilmez.
Siyaset, ikili, üçlü, beşli ağız kavgalarına taşınmak isteniyor yeniden.
Ekmek kavgası, onurlu bir yaşam mücadelesi ve çocuklarımızın geleceği bir ağız kavgasının hengamesinde görünmez kılınmak isteniyor.
Ama dedim ya; oyunculuk artık kabak tadı verdi.
Bakın, artık Cennet Mahallesi de yayınlanmıyor üstelik.
Neyse, abe çalayım sana bir 9/8 atasın göbecikler