SONER UÇAK YAZDI...
Unutmak için neden varsa, unutmak çok da fazla zaman gerektirmez.
Hemen unutuveririz.
“Unutamazsak yaşayamazdık” diyen filozoftan mülhem, belki de sırf yaşamak için unuturuz.
Belli bir zaman sonra hatırlamak kaydıyla unuttuklarımızda vardır.
Boşalan bardakların şahitliğinde, sessiz bekleyişlerin ardından “Tazeleyim mi abi” diyerek uyandırana teşekkür.
Tazele efendim tazele!
Unutturulmak istenenler de vardır örneğin...
Unutmazsak belki; sen, ben, o değil de, daha fazla biz olacağız ama…
Tazele efendim!
Fukara hafızalarımızın hatırlamaya öyle fazla ihtiyacı vardır ki bazen,
Bir bardağın sıcaklığına muhtaçlığından daha fazla ellerimizin.
Ve hafızalarımızın o kara kuyularına gömeriz, bizi biz eden her ne varsa.
Biz olmamak da iyidir belki;
şayet işe yarıyorsa.
Ama hep bir biz olsun isteriz yine de.
Yalnızlığımızdan bize ne fayda.
Sen, ben, o yalnızlaştıkça bir biz.
Tazeler misiniz lütfen!
%50’mizin, diğer %50’miz ile olan husumeti bir unutmaya işaret.
Unutmak gibi, hatırlamakta neden sonra olacak bir iştir.
Hatırlamak da en az unutmak kadar elzemdir,
"Hatırlamazsak da yaşayamayızdır" haddizatında canım dostum.
Ve bardak gelir konur, bir kez daha masaya.
Ellerimiz bardağın sıcak çeperlerine sarılı,
Hafızamızda bir hatırlamanın hoşluğu
İyiki de tazelediniz….