Soner Uçak yazdı...
Yılmaz Büyükerşen,
Ahmet Ataç,
Kazım Kurt,
Savaş Özaydemir,
Cemalettin Sarar,
CHP Milletvekilleri,
Bazı AK Partililer (Çoğu sessiz),
MHP, CHP, İyi Parti, Demokrat Parti,
Kent Konseyleri,
Ses sanatçıları, tiyatrocular, Sivil Toplum Kuruluşları,
İnanmayacaksınız ama Vedat Celal Alp ile Cihan Yıldırım,
Kaldırımdaki dilenci, şirketindeki patron adını unuttuklarım…
Pek çok konuda bir birine ters düşen isim, kurum, kuruluş, bir araya gelip adeta bir aile gibi davranıyor son süreçte.
Bir bilseniz hepsinin nasılda Yaşar usta gibi masaya vurarak “Bak beyim, sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın. Paran var, pulun var, her şeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana Alpu’ya termik santral yapmak? Yakışır mı bunca günahsızın, çoluğun çocuğun sağlığı ile oynamak?” diyesi var.
Ah bir bilseniz! Emin olun ki, Alpu ile Termik santrali yan yana aynı cümlede konuşmaktan bile büyük bir hicap duyarsınız.
İlerleyen zamanda umut ediyorum ki, “Ama nasıl yakışmasın! Sen değil misin, bir damlacık saadeti çok gören.” demek zorunda kalmaz Termik santral karşıtı ailemiz.
Çünkü göçüp gittiğinde dahi hepimizin içinde bir Yaşar usta yeşertti. Hepimiz, zayıflığımıza, güçlüsüzlüğümüze bakmadan…
Karşıdakinin gücüne, varlığına aldırış etmeden o masaya vurmanın onurunu bir kez daha derinden hissettirdi.
“Bak beyim demenin” beyi baktırmaya yettirmeyeceğini bilmesine rağmen, hepimizin içindeki Yaşar usta elini kaldırmış havaya ve masaya vurması an meselesidir.
Huzur içinde uyusun beynimizdeki karelerin en temiz karakteri Munir Özkul…