Bir AK Partili AK Parti’den nasıl aday olur?

Bundan birkaç ay önce çok sevdiğim bir büyüğüm ile siyaset üzerine konuşurken başka birinden nakille şu cümleyi sarf etmişti “Türkiye’de siyaset ile uğraşmak bir hak değil, cüret işidir”

Gerçekten baktığımız zaman “siyasete girmeli, şu makamı hak ediyor, bu makama yakışır” denilen neredeyse kim varsa gerekli olan o cüreti gösteremediği için bir köşede tozlanmaya başlıyor.  

Bizim hak gördüğümüzü, belki de kendisinin de hakkı olarak gördüğü tüm hedefleri, gerekli olan o cüreti gösterememekten kaynaklı olarak bir bir geride bırakıyor. Boşluğu ise hak edip etmediği şüpheli, ancak o cüreti gösteren kişiler dolduruyor.

Belki de, salt cürete indirgenmiş bir yaklaşım pek çok diğer unsuru dışladığı için doğru olmayabilir. Ancak, siyasette bir aktör olmak isteyenler açısından bence yabana atılmayacak bir özellik cüret edebilmek.

Zannediyorum, Eskişehir siyasetinin kısa ve yakın tarihinde Volkan Doğan ismi bu cüreti gösteren en iyi örneklerden biridir.

Benim de içinde olduğum “herhangi bir şekilde hak etmiyor” diye düşünen onlarca binlerce kişiye rağmen cüretin ne denli faydalı bir özellik olduğunu gösterdi Doğan.

AK Parti gibi siyasi aktörlere neredeyse kendisini göstermek için hiçbir alan bırakmayan bir partide, kendisine sunulan sınırlı alanı ne denli iyi kullandığını hatırlayalım.

Bazen, daha doğrusu çoğunlukla kendine verilen sınırların duvarlarına çarpma pahasına.

Günün sonunda AK Parti Genel Merkezi de , ne tarafa bakarsa baksın karşısına bir Volkan Doğan figürü çıktı. Genel Merkez Volkan Doğan’ı aday olarak göstermedi, göstermek zorunda kaldı. Doğan ise rezil olmayı göze alarak çıktığı yolda neredeyse vezir oluyordu.

Bakın! Doğan dışında o cüreti gösteren başka bir isim yok AK Parti’nin kısa geçmişinde. Ellerine aldıkları metinleri okuyarak, birkaç facebook paylaşımı yaparak, belediyelere en iyi muhalefeti yapıyormuş izlenimi vererek geçiştirilen ve kendilerine sunulmasını bekledikleri makam için uslu çocuk görüntüsüne bürünenlerle dolup taştı AK Parti.

Şuanda AK Parti’de pek çok ismin neyi niçin beklediği benim için bir muamma.

Pek çoğu “mahcup” olmamak için utangaç bir performans sergilerken, çoğu da hiç bir vizyon ortaya koymadan mahcubiyete doğru koşar adım ilerliyor.

 Bana kalırsa; Volkan Doğan’ın kendisini genel merkeze bile nasıl dayattığını hatırlayıp, kendisini makul bir alana taşıyabilenlerin günün sonunda cesaretlerinin mükâfatını alacaktır. Aksi halde “yaramazlık yapmayalım” diyerek hiçbir şey yapmayanların dışardan aday arayan genel merkeze bir söz söyleme hakkı yok zannediyorum.