SONER UÇAK YAZDI...
Yollar yapıldı 4 şerit, sekiz şerit hükümete yollar için teşekkür ederiz elbette.
Her başarıya bin teşekkür, her hizmete bin şükran...
Ama onca yolun trafik kazalarını azalttığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
TÜİK verilerine göre;
2008’de 950 bin kazada 4236 kişi hayatını kaybetti.
2017 yılında 1 milyon 202 bin kazada 7 bin 427 kişi hayatını kaybetti.
Mesela onlarca stat yapıldı.
Birinden de Eskişehirimiz faydalandı.
Hemen söyleyeyim binlerce teşekkür ediyoruz, hizmetler önünde saygı ile eğiliyoruz.
Fakat futbolumuz uçtu der misiniz?
Statlarımıza 10 üzerinden 9’u hep birlikte verelim ama, futbolumuzun aldığı kırık nottan hiç mi söz etmeyelim?
Tarıma bakalım bir de
Ulusal süt kayıt sistemi ve damızlık koyun keçi kayıt sistemi kuruldu (2009)
Damızlık düve yetiştiriciliğine yüzde 60 indirimli faiz uygulaması başlatıldı (2008)
GAP ve DAP kapsamında yer alan illerde 50 baş ve üzeri hayvancılık yatırımlarının desteklenmesine başlandı (2010).
Hububata prim desteği verildi (2005)
Don zararına destek verildi (2010)
Liste uzayıp gider destek yağdırdı desek yeridir
Teşekkürü bir borç biliyoruz. Bunca desteği görmezden gelmek mümkün müdür?
Ama ilk kez kurbanlık ithalatı yapıldığından, ilk kez ot ve saman ithalatı yapıldığından bahsetmeyelim mi?
Ve şehir hastanelerini es geçmeyelim.
Dev binalar yapıldı. Dev hizmetten duyduğumuz memnuniyeti dile getirecek kelimeleri bulamıyorum o yüzden memnuniyeti anlatma faslını bir kenara bırakıyorum.
Fakat Ayşe Kaytan Uçak, hastanenin sadece uzaklığından, bina yapılırken şehre danışılmamasından, nüfus yoğunluğu olan mahallelerin göz ardı edilmesinden dem vurarak eleştirmiş.
Sosyal medya üzerinden Ayşe’ye “hain” diyen olmuş, “ne anlarsın sen” diyen olmuş, belki yok daha neler diyeceksiniz ama “ayı” diyen bile olmuş.
Şimdi o bina ile hükümetin yaptığı icratlara biraz kuşku ile yaklaşan insanların arasındaki mesafenin sadece yollardan ibaret olmadığını görüyorum.
Bir bina bazı insanlara neden bu kadar yakın ve sıcak gelirken, bazılarına neden bu kadar soğuk ve uzak gelebilir anlamak zor olsa da…
Meselenin sadece geniş yollardan, devasa binalardan, şaşalı açılışlardan, büyük yatırımlardan, sınırsız desteklerden ibaret olmadığı bir yerde oturup konuşmak gerekiyor zannediyorum.
İş Ayşe’ye ana avrat küfür etmeye gider mi bilmiyorum.
Giderse şaşırmam.
Ama zannediyorum toplum olarak hepimizin istinasız bir ruh sağlığı merkezine ihtiyacı var.
Hem de tam ülkenin göbeğinde, hem de herkese bir adım mesafe kadar yakın…
Hem de bütün yolların çıktığı…