banner536

FAİK ALKAN: SALGINDA BAŞARISIZ OLAN VARSA O DA MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞIDIR!

Eskişehir Eğitim Sen Milli Eğitim Bakanlığına yarıyıl karnesi verdi. Şube Başkanı Faik Alkan, Covid-19 pandemisinde öğrencilerin puanla değerlendirilmesinin eğitimde fırsat eşitliğini daha da derinleştiriceğini belirterek, “bu olağanüstü dönemde öğrencilere verilebilecek en iyi not sağlıklı kaldıkları ve pandemi kurallarına uydukları için içten bir teşekkür olacaktır” dedi.

FAİK ALKAN: SALGINDA BAŞARISIZ OLAN VARSA O DA MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞIDIR!
21 Ocak 2021 Perşembe 14:44

Milli Eğitim Bakanlığı’na verdikleri karne ile basın mensuplarının karşısına çıkan Eskişehir Eğitim Sen Şubesi adına konuşan başkan Faik Alkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

18 milyon öğrencinin aynı koşullarda uzaktan eğitime erişemediği; bilgisayarı, interneti olmayan milyonlarca öğrencinin olduğu, hatta televizyonu olmayan öğrencilerin olduğu, 6 milyonu aşkın öğrencinin EBA’dan yararlanamadığı bir ortamda öğrencilerimizin E- okula girilecek notlar ile gelecekleri belirlenecek.

Covid-19 pandemisinde öğrencilerin puanla değerlendirilmesi eğitimde fırsat eşitliğini daha da derinleştiricektir. Eğitim Sen olarak diyoruz ki, bu olağanüstü dönemde öğrencilere verilebilecek en iyi not sağlıklı kaldıkları ve pandemi kurallarına uydukları için içten bir teşekkür olacaktır.

Aynı duyguları ne yazık ki MEB için taşıyamıyoruz. Geleneksel olarak Eskişehir Eğitim Sen Şube olarak yarıyıllarda ve dönem sonlarında MEB' e karne veriyorduk. 2020-2021 Eğitim ve Öğretim Yılının ilk dönemi biterken Bakanımızdan başlayarak bütün eğitim bürokratlarına verdiğimiz karneyi kamuoyu ile paylaşmaktayız.

Karnemizden görüleceği üzere MEB  çalışmalarının yetersizliğinden dolayı başarısız olmuştur.

Başarısız olduğu çalışmalar:

  • Okullarda yüz yüze eğitime geçilmesi konusunda neredeyse 1 yıldır hiç çalışma yapılmadı. Seyreltilmiş sınıf uygulamasında, 4 metre kareye 1 öğrenci uygulamasında Bakanımız ayrı bürokratları ayrı konuştu. Olan öğrenci ve öğretmenlere oldu.
  • Yattığımız yerden maaş aldığımız ileri sürülerek adeta sosyal medyada linçe ugradık. Özel Okullar Derneği Başkanı başta olmak üzere birçok kesim öğretmenlere saldırırken MEB bizleri savunmadı.
  • Cumhuriyet’in temel kazanımı olan Laik ve Bilimsel Eğitim, dernek ve vakıflar aracılığıyla erozyona ugratıldı. Okul öncesinden liselere kadar eğitim gericileştirildi. Danıştay kararları ile bu dernek ve vakıfların faaliyetlerini durdurmamıza rağmen MEB hukuku tanımamaktadır.
  • Kamusal eğitim bitirildi. Bütçeden okullara yeterli ödenek gönderilmedi. Salgında eğitimin ne kadar sınıfsal olduğunu parası olanın erişebildiği olmayanın ise mağrum kaldığını bir kez daha gördük.
  • Milli Eğitim Bakanlığı 1 milyon öğrenciye tablet dağıtamadı. 2016-2020 yılları arasında özel okullarda okuyan öğrenciler için 5,78 milyar lira destek verildi. Ortalama tablet fiyatını 1.100 lira olduğunu düşünürsek DAĞITILAN bu para ile öğrencilere 5.254.545 tablet alınabilinirdi. Özel okula gelince vergi indirimi başta olmak üzere kaynak var, kamu okullarına ise yok.
  • Yönetici atamalarında liyakat yerine yandaş sendikadan olmak kriteri değişmedi. Salgın döneminde liyakatsız idarecilerin sınıfta kaldığını bir kez daha gördük.
  • Öğretmen atamalarında okulların değil bütçenin öngörüleri üzerinden hareket edildi. En son 60 bin atama konusunda kamuoyunun isteği görmezden gelindi.
  • Öğretmenlerin özlük ve ekonomik hakları konusunda hiç bir adım atılmadı. 3600 Ek gösterge sözü çabuk unutuldu. Güvenceli iş güvenceli gelecek öğretmenler için hayal oldu. Sözleşmelilik temel istihdam şekli haline geldi.

MEB' in başarılı olduğu alanlarda var. Karnemiz de onları da değerlendirdik

  • Salgın adeta fırsata çevrildi, gözden uzak gönülden de uzak  eğitim anlayışıyla özelleştirme hız kazandı. Okulda olması gereken öğrenciler, çocuk işçi olarak sanayide veya tarlalarda emek sömürüsüne tabi tutuldular. MEB ne yaptı? Tarlada popülizm dışında. Özel okullar ile devlet okulları arasındaki fark 2 yıla çıktı. Özel okullar kayıt alabilsin diye yapılanlar ortada. Şimdi de 15 Şubat'ta okullar şartlar oluşmadan açılsın ısrarı var. Kimden bu baskı?
  • Aynı öğretmen odalarını paylaşan, aynı işi yapan ücretli öğretmenlik meselesi yine çözümsüz olarak ortada durmaktadır. Bu konuda hiçbir olumlu adım atılmadı. Eğitim Sen' in başından beri karşı çıktığı bu emek sömürüsü hale devam etmektedir. Bu konuda ne yazık ki MEB başarısını kanıtlamıştır.

MEB bu yarıyıl başarısız oldu. İkinci dönemde başarılı olabilmesi için çok çalışmak zorundadır. Kamusal eğitim için daha fazla çalışma yapması gerekmektedir. Öğretmenliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu herkes salgında anladı. Bir tek MEB anlamadı.

Bizler daha iyi bir eğitim ortamı için 26 yıldır mücadele ediyoruz. Bundan sonra da  mücadelemiz tek bir çocuğumuzun geride kalmaması için devam edecektir.A

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.