Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı eğitim sisteminde çıkan problemler ve oluşan kaostan dolayı sağlıklı bir şekilde tartışılmadığını belirtti.
Eğitim sisteminin pek çok sorun ile anıldığını kaydeden Urfalı, “Eğitim sistemimizde gün geçmiyor ki; yeni bir problem ve bir tartışma yaşanmasın, bir kaos çıkmasın. Bir türlü eğitimin gerçek ve temel sorunlarının tartışıldığı ve çözümlendiği günlere ulaşamıyoruz. Eğitim alanındaki gündeme bakıldığında müfredat, öğretim programları, temel öğretimden ortaöğretime geçiş, ortaöğretimden yükseköğretime geçiş, öğretmen performans değerlendirme, proje okulları, mülakat atamalı sözleşmeli öğretmenlik, okul binalarının yıkımı ve yapımı gibi pek çok konu başta eğitim çalışanları, veliler ve öğrenciler olmak üzere tüm kamuoyunu tedirgin etmektedir” dedi.
Sınavlar tedirgin ediyor
Sınav sisetimin öğrencilerde kaygıyı arttırdığını belirten Urfalı, “Bilindiği gibi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan açıklamayla üniversiteye giriş siteminin değiştirildiği yaklaşık 4 ay arayla gerçekleştirilen ve en az 3 oturumda gerçekleşen Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) yerine aynı günde gerçekleştirilecek 2 oturumda Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) yapılacağı bildirilmiştir. Yapılan açıklamanın detaylarına bakıldığında önceki sınav uygulamasının adının değiştiğini ve hızlandırılmış versiyonu olduğu anlaşılmaktadır. Bir anlamda YGS+LYS=YKS denilebilir. Özlenen ve beklenen sınavsız bir üniversiteye geçiş sistemidir. Ancak, nitelikli ve kaliteli bir eğitim-öğretimin bırakın yurt sathında eşit dağılımını aynı ilin okullarında dahi bunun sağlanmadığı gerçeği de ortada durmaktadır. YKS’de birinci oturum olarak uygulanacağı bildirilen Temel Yeterlilikler Testi’nin (TYT) sadece Matematik ve Türkçe sorularından oluşması, bu anlayışa uygun Haftalık Ders Çizelgesi ve Öğretim Programlarıyla yetiştirilmeyen öğrencilerden farklı yönde bir başarı bekleneceğini göstermektedir. Bir de üstelik bu testin sonucu belli olmadan birkaç saat sonra dil, sayısal, sözel ve eşit ağırlık olmak üzere geleceğini etkileyecek belki de hayatının en önemli sınavına girecektir. TYT’nin sonucunu almadan, öğrenmeden veya kestiremeden 180 puan alacağını düşünerek ikinci oturuma katılan öğrenci bu başarıyı gösteremezse veya 180 puan alamayacağını düşünerek ikinci oturuma katılmayan öğrenci bu başarıyı gösterirse hali ne olacaktır?” diye sordu.
Olan evlatlarımıza olacak
Urfalı konuşmasını şu sekilde sürdürdü: Bu durum başta öğrenciler ve veliler olmak üzere tüm paydaşların kaygı düzeyini had safhaya çıkaracaktır. Bu sınavların hızına yetişmek bir hayli güç olacak yetişemeyen yaya kalacaktır. Yaya kalanlar ise genelde kıt imkanlarını evlatlarının yoluna sermeye çalışan Anadolu insanlarına ve evlatlarımıza olacaktır. Öyleyse, üzerinde fazlaca çalışılmadan, paydaşların görüş ve önerileri alınmadan ve aceleyle alınmış bir karar olarak gördüğümüz YKS’ye dayalı Üniversite Giriş Sistemi mutlaka ortaöğretim ile entegre olmalıdır. TYT’de sadece Matematik ve Türkçe soruları bulunması problem oluşturacaktır. Bu sınavda tarih, coğrafya, felsefe, fen bilimleri sorularının da sorularak ortaöğretimle daha entegre bir sistem kurulması gerekirdi. TYT’de Türkçe ve Matematik soruları yanında Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri sorularının sorulması ile yeni sistemde ciddi bir eksiklik de giderilmiş olacaktır. Matematik ve Türkçe elbette önemlidir ve mutlaka sorulmalıdır ama neden orada Tarih, Coğrafya, Fen Bilimleri, Felsefe gibi derslerin olmadığı izaha muhtaç bir durumdur. Bunun sağlanması ortaöğretimin önemini ortaya koymakla birlikte veli ve öğrencinin ilgisini de buraya çekecektir. Birinci öncelik de bu olmalıdır. Ayrıca, TYT'de sadece Türkçe ve matematik sorularının yöneltilmesi sosyal bilimler, mesleki ve teknik ile imam hatip liselerinin üniversiteye girmesinde dezavantajlı bir sonuç çıkaracaktır. Aynı gün yapılacak iki oturumun öğrencinin psikolojik durumunu olumsuz etkileyecek ve pedagojik olmayan bir tutum sergilenmiş olacaktır. Bu ise öğrencinin sınav başarısını ciddi oranda olumsuz etkileyecektir. YKS’nin birinci oturumu olan TYT’ye katıldıktan sonra bu testin sonucunu öğrenmeden ikinci oturuma katılma durumu söz konusu olduğuna göre, bu TYT’nin pek de öneminin olmadığını göstermektedir. O zaman veli ve öğrencilerimiz bu eziyetten kurtarılmalı, tek sınav yapılmalıdır. Üniversiteye girişte uygulanması planlanan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YKS) ile kısa bir süre önce yapılan ve uygulamaya konulan müfredat değişikliği ile yenilenen öğretim programları birlikte değerlendirildiğinde bir uyumun söz konusu olmadığı ortadadır. Yaşanan belirsizlik ve kaos ortamı eğitim-öğretim sürecinin asli unsurları olan öğretmen ve öğrencilerimizi tedirgin etmekte bu ise moral ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Eğitim sistemi bir bütün olarak ele alınmalı ve çözüm bulunmalıdır. Yoksa yapılan kısmi müdahaleler ve alınan pansuman tedbirler yeni sorunların doğmasını engellemeyecektir. Eğitimde yapılan yanlış uygulama ve politikaların bedeli ise kaybedilen kaliteli, nitelikli ve yeterli eğitim alamayan evlatlarımız olacaktır.