800 yıllık bir Türk toprağı... Yıl 1944... 17 Mayıs'ı 18 Mayıs'a bağlayan gece...
Dünya tarihinde SSCB, Rus kökenli olmayan milletleri asimile etmek ve yayılma alanı oluşturmak amacıyla dil, eğitim, ekonomik alanlarda politikalar, sürgünler ve zorunlu göçler gibi politikalar izledi. Bu doğrultuda Kırım'ı işgal ettikten sonraki amaç da, Kırım'ı Slavlaştırmaktı. Stalin dönemi Sovyet kimliğinin oluştuğu ve kurumsallaştığı bir dönem olmakla birlikte Stalin'in hakimiyet altına aldığı milletlere karşı başlattığı acımasızlık devridir. Hatta Stalin'in izlediği ekonomi politikalarında 1930 - 1933 yılları Kırım'ın açlık çektiği yıllardır.
1939'da başlayan II. Dünya Savaşında, Karadeniz'e hakim olmak isteyen Hitler ve Stalin'in mücadelesine Kırım sahne oldu. 1941'de Alman ordusunun işgal ettiği Kırım, 10 Nisan 1944'te Sovyet ordusu tarafından geri alındı. Bu durum Kırım'da yaşayan yaklaşık 225.000 Tatar için büyük bir katliamın habercisi oldu. Kırım Tatarlarının Almanlarla işbirliği yaparak vatana ihanet ettikleri iddiaları ortaya atılarak 1944 sürgünü için gerekçe oluşturulmaya çalışılmışsa da bu sürgünün arka planı elbette ki farklı amaçlar taşımaktadır. Çünkü Tatar erkeklerinden 20.000'den fazlası Sovyet ordusunda, yaklaşık 2.000 kadarı Alman cephesindeydi. 11 Mayıs 1944 tarihinde Kırım'daki bütün Türklerin Orta Asya'ya sürgün edilmesi kararı verildi. Kırım Tatarları 18 Mayıs 1944 yılında Stalin tarafından sürgün edildi. Sürgün edilen Tatarların çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşuyordu. Plan sabaha karşı saat 4 sıralarında başlayacaktı. Tatarlara ait 25.561 eve giren askerler, onlara evlerinden çıkmak için sadece 15 dakika verdi. Yanlarına hiçbir şey alamayan bu insanlar nereye götürüldüklerini dahi bilmiyorlar. Hayvanların taşındığı trenlerle götürüldüler ve gidene kadar halkın %15'i öldü. Sürgün yolculuğundan geriye mezarı bile olmayan 8.000'e yakın Tatar cesedi kaldı. Kırım'ı Slavlaştırmak isteyen Sovyet ordusu Arabat bölgesinde yaşayan Tatarların unutulduğunu fark etti ve sayıları 500'ü bulan bu insanlar gemiye dolduruldu, Azak denizinin ortalarında batırıldı. Sürgünden önce Alman ordusu tarafından bazı Tatarlar esir kamplarında çalıştırıldı. Almanlar II. Dünya Savaşı bittiğinde yüzlerce Tatarı Ruslara teslim etti ve Özbekistan'a gönderilen Tatarlar bu seferde Sovyet esir kamplarında çalıştılar. Kırım Tatarları için geri dönüş süreci ise 1967'den sonra başladı. Gidişleri gibi dönüşleri de zor olan Kırım Tatarlarının çoğunluğu Özbekistan'dan olmak üzere yaklaşık 300 bin Kırım Tatarı anavatanlarına döndü.
Rus yayılmacılığı için yapılan sürgün politikası öncelikle Kırım'da yapılmış ve sonrasında Müslüman-Türk milletlere karşı uygulanarak etkin bir yayılma aracı olmuştur. İzlenen sürgün ve zorunlu göç politikalardan en çok etkilenen ulus Kırım Türkleridir. Kırım, Rusya için hem askeri hem de tarihi açıdan büyük önemi olan bir bölgedir ve Kırım'ın stratejik önemi sürgünün temel sebepleri arasındadır.
Sevcan ÖZKAN Çankırı Karatekin Üniversitesi - Uluslararası İlişkiler Bölümü