Güç teşhirciliği de en az cinsel teşhircilik kadar iğreti eder. Çünkü bilirim, güç teşhir edilecek kadar ayyuka çıkmışsa, elimizde kalan tek şey ben yaptım oldu mantığının tatsız seyrinden ibarettir.
Demem o ki; iddia vahim, çok ciddi bir cevap gerektiriyor.
Usulsüz yapıldığı iddia edilen bir seçim söz konusu.
Ancak, Nadir Küpeli bunu komik buluyor.
Hukuken usulsüzlük söz konusu ise gerçekten ki, cevaplardan pek bir şey anlayamadım. Aklımda kalan “bakan onayladıysa doğrudur”dan öte bir şey değil nitekim…
Ancak komik bulunmuştur, usulsüzlük iddiası. Cevap vermek bile bir tenezzül meselesi olmuştur.
Vah ki, ne vah.
Gülmek mi? Büyük meziyettir. Neye gülüneceğini bilmek kaydıyla.
Komik bulmak mı?
Acıyı nerede kaybettiğimize bakalım.
Usulsüzlük komik bulunacak bir meseleye dönmüştür.
Yazılıp çiziliyor, Kesikbaş’ın stratejik bir hata yaptığı ile ilgili. Strateji denen şey seçim kaybettirir. Ancak usulsüzlüğe ilişkin serde şüphe bıraktırmayacak bir açıklamaya gerek duyulmuyorsa, varın neler kaybettiğimizi siz düşünün.
Bilmiyorum! Kükreyerek usulsüzlük var iddiasının arkasında mı Kesikbaş? Şayet iddiasından vaz geçip “yanılmışım” der ise komedidir. Ancak gerçekten bir usulsüzlük söz konusu ise Nadir Başkanımız neyi komik bulduğuna dair bir açıklamaya mecbur kalır.
Kimin gülüp, gülmediği de umurum değil açıkçası. Koltuğa kimlerin oturduğu da pek mühim değil. En usulsüzünden de oturabilirsin koltuğa veya doğruda durup koltuğu itebilirsin de beri tarafa. O senin kaba etinle, vicdanın arasındaki muhasebeyle ilişkilidir. Strateji değil, sırra erimlik bir meseledir anlayacağınız.