SANATLA VERİLEN TOPLUMSAL REFLEKS; UĞUR ÇALIŞKAN’IN ‘KAOS – METAMORFOZ’ RESİM - HEYKEL SERGİSİ

Değerli sanatseverler, toplumsal mücadelelerin tam ortasında kaldığımız şu günlerde; Odunpazarı Belediyesi Çağdaş Sanatlar galerisinde akıllara durgunluk verecek bir sergi açıldı. Toplumsal olaylara karşı eskimiş, kokuşmuş çözümler yerine sanatın yaratıcılığı ile bir duruş gerçekleşti.

Tepebaşı ilçesi sınırları içerisinde oluşturulması planlanan Kömürlü Termik Santral ile şehrimize ne denli zarar verileceğinin farkında değiliz. Bugünümüzün değil, geleceğimizi tehdit eden bu olaya topyekün dur demeliyiz. Her halimizle bu mücadeleye katkı sunmalıyız. Her köşede ne yapabiliyorsak, nasıl bilgilendirme yapabiliyorsak yapmalıyız. Bunu yaparken de daha çok sanatı kullanmalıyız. Bu yüzden böyle bir girizgahla başlayayım istedim.

Bu haftaki konuğum, mücadeleci duruşu ile Uğur Çalışkan. Resim ve heykel konusunda çalışan Çalışkan, geçtiğimiz hafta Odunpazarı Belediyesi Çağdaş Sanatlar galerisindeki Post Apocalyptic ‘Kaos ve Metamorfoz’ adlı sergisini sanatseverler ve Belediye Başkanları ile açtı. Büyük bir yankı uyandırdı. Yapmış olduğu eserlerle insanlara çok güzel anlamlar yükledi. Kaybolmuş, yok olmaya yüz tutmuş parçalarla ne denli bir eserin oluşturacağının duruşunu sergiledi. Aynı zamanda yukarıda bahsettiğim, son günlerde karşı karşıya kaldığımız TERMİK SANTRAL kabusuna da göndermede bulundu. AKILCI SANAT, BUNA DENİR. Anlayan çok fazla ders çıkardı. Toplumsal mücadelemizi en iyi şekilde sanatla gerçekleştiririz bilincini bir kere daha bizlere hatırlattı. Bu konuda ben kendisine çok teşekkür ediyorum. Aynı zamanda bu işe gönül veren küratör Mustafa Güneş’e ve koordinatör Özgür Baş’a da ayrıca kutluyorum.

Değerli Sanatseverler, Eskişehir dinamik bir şehir. Her köşesi sanat. Her yerde, her saatte resme, heykele, tiyatroya, senfoniye dair izler bulmak kolay. Bunun mimarı da Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen. Sanatla iç içe olan bir şehir yaratmak kolay olmasa gerek. Bu konudaki özverisini bilmeyen yok. Onu da anmadan geçemezdik. Tabiki de onun yanında, ondan beslenen, feyz alan Belediye Başkanlarımızın da olması bizi mutlu ediyor.

Sonuç itibariyle; hepimiz kendimizi ifade etmek isteriz. Sanatçı resim yaparak yaşama dair etkilendiği ne varsa onları insanların görebilecekleri biçime dönüştürür. Duygularını başkasına aktarır. Geçtiğimiz hafta tanıdığımız Uğur Çalışkan, böyle mücadeleci bir sanatçı. Açtığı sergisi 26 Aralık tarihine kadar Odunpazarı Belediyesi Çağdaş Sanatlar Galerisinde sergilenmeye devam edecek. Kaçırmayın derim….

Uğur Beycim, yaptığınız eserlerle sizi tanıyoruz ancak; sizi kendi cümlelerinizle tanıyabilir miyiz?

1964 Eskişehir doğumluyum. Üniversite eğitimimi Ankara’da tamamladım. Optimist düşünmeyi, üretmeyi ve paylaşmayı severim.

1988 yılında Artura Sanat Galerisini kurdunuz. Bu süreci anlatır mısınız?

Serbest sanatçı olarak çalışmaya karar verdim. 1988 yılında Ankara’da Artura isminde ilk atölyemizi eşim Rabia Çalışkan ile açtık. Art (SANAT) URA (Uğur ve Rabia’nın) baş harflerinden oluşur. ARTURA markası bu şekilde oluştu. Beş yıl Didim’de On iki yıl Alaçatı’da, 2015’ten itibaren de Ayvalık Küçükköy’de sanat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Uzmanlık alanlarınız içerisinde hem resim hem de heykel var. Ama ilk önce resimle başladınız. Sizi heykel bölümünü okumaya iten neden ne oldu?

Resim eğitimi ile başladım, heykel eğitimi ile evrildim. Sanırım renk ve perspektif kurguları ile elde edilen hacim duygusu beni tatmin etmedi. Heykel sanatında bu duygular daha tatminkar. Yine de diğer sanat disiplerini bırakmıyorum. Hepsi birbirini besliyor.

Bir dönem Anadolu Ateşi Dans Topluluğunun kostümlerini tasarlayıp uyguladınız. Bunu nasıl gerçekleşti, biraz bahsedebilir misiniz?

Türkiye’de sadece sanatla yaşayabilmek gerçekten çok zordur. Sanatı destekleyen para kazanacağınız alanlar yaratmaz iseniz sanatınızı icra edemezsiniz. Bu kapsamda film kostümleri ve el sanatları ilk yıllar bana çok yardımcı oldu.

2016 yılında Dubai’de gerçekleştirdiğiniz kişisel serginiz ile ilgili bize bilgi verir misiniz?

Tuhan Telli (TT Custom) ile birlikte Türk sanatçıları üzerine sergiler ve atölyeler açmak için yola çıktık. 2016-2017 yılları arasında birden fazla sergi açtık. 2018’de Dubai’de heykel atölyesi açacağım. Bu süreçte de yurt dışı sergi projeleri devam edecek.

2 Aralık’ta Odunpazarı Belediyesi Çağdaş Sanatlar Galerisi’nde açılışını gerçekleştirdiğiniz ve herkesi etkileyen ‘Kaos ve Metamorfoz’ serginiz Eskişehirli sanatseverlerden tam not aldı. Harika bir sergi olmuş. Biraz eserlerden ve bu serginin tekniğinden bahseder misiniz?

Resim ve heykellerimin felsefik zemini önce doğayı ve kendimizin varlık ve var olma çabasını gözlemlemek, anlamaya çalışmak ve sanatsal kurgularını yapmaktır. Bunu yaparken bilimin, sanatın, sosyal yaşamın tüm çıktıları bana malzeme olabilir. Organik ve mekanik her parça benim için bir sanat nesnesi olabilir. Teknik olarak da (mix teknik) bu parçaları kullanırım. Bunları yaparken fizik ve kimya bilimlerini sonuna kadar inceler ve dikkat ederim.

Sizi heyecanlandıran ve seyirci ile buluşmayı bekleyen sergiler var mı?

2018’nin Mayıs ayında Amerika’da Art Basel Sanat Fuarına hazırlıyorum. Turhan Telli ile birlikte bu sanat fuarı için hummalı bir şekilde hazırlanıyoruz. 25’e yakın heykel götürme düşüncem var. Benim için gerçekten heyecan verici. Oradaki kişilerin de sergimden etkileneceğini düşünüyorum.

Yoğunluğunuz arasında bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Son olarak eklemek istediğiniz şeyler varsa onları alalım.

Kendime düstur edindiğim bir hayat felsefem var. Çocuklarımı da hep bunu söylemişimdir. Atatürk gibi düşünmeyi severim. En zor koşullarda bile optimist olmayı, çözüm bulmayı, üretmeyi, üleşmeyi severim. Hayatı dürüstçe yaşamak ve adil olabilmek bu işin anahtarıdır. Bundan gerisi hikayedir. Güzel hikayeler bu bağlama kendiliğinden gelir. Ve bu düsturda dostlarımla yaşamayı yeğlerim. Bana yer ayırdığınız için Esgündem26 ailesine ve size teşekkür ediyorum.