Hüseyin Akçar, tiyatronun 'Küçük Dev Adam'ı Ergin Orbey'i yazdı...
27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü; heyecanın, birleşmenin, özgürlüğün, sadakatin, düşünmenin ve hep birlikte haykırmanın günü… Bugün bütün Türkiye’de bir bayram havası var. Bugün akşam bütün oyunlar ücretsiz ve herkesin sahnedeki heyecanı paha biçilemez.
Tiyatroya emek veren, sahne önünde ve arkasında ter akıtan herkese, bütün tiyatro sevdalılarına selam olsun.. GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!!!
Böylesine anlamlı bir günü; Şehrimizin en büyük sanat kurumu Eskişehir Şehir Tiyatroları kuruluşunda büyük emeğe sahip, değerli sanatçı ve kurumun kurucu genel sanat yönetmeni Ergin Orbey Hocayı anarak taçlandıralım istedim…
YAŞASIN TİYATRO!
&&&&
Bir tiyatro duayeni nasıl anlatılır bilmiyorum. Acaba hangi kelimeleri seçmeliyim. Cümleleri hangi sırayla oluşturmalıyım, bununla ilgili tereddüdüm var. Çünkü karşınızda bütün hayatını dolu dolu yaşamış ve anlatılması gereken bir usta var.
Galiba şöyle başlamalıyım;
Tarafsız, ilkeli, tutarlı, sevgi dolu bir oyuncu, yönetici, rejisör ve daha neler neler…
Ergin Orbey, hayatımda izlemekten zevk aldığım ve her izlediğimde de almaya devam edeceğim Hababam Sınıfın’daki karakter Hüseyin Şevki Topuz, İstanbul’da doğdu. Lise eğitimden sonra iki yıl İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro bölümünde eğitim gördü. 1955 yılında girdiği Ankara Devlet Konservatuarı Tiyatro Yüksek bölümünden 1961 yılında mezun oldu. Aynı yıl devlet tiyatrolarında göreve başlayan Ergin Hoca, 1965 yılına kadar oyuncu ve yönetmen olarak çalıştı. 1967’den başlayarak çeşitli özel tiyatrolarda yönetmenlik, oyuncu ve sanat yönetmenliği yaptı. 1978 yılında Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne atandı. İki yıl sürdürdüğü genel müdürlük görevi sırasında Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümünde eğitimci ve sahne yönetmeni olarak çalışmaya başladı. Türkiye’de tiyatro basının yeterli olmadığı dönemlerde Ergin Hoca, yurt dışındaki yayınlardan tercüme edip duvar gazetesi çıkardı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi tiyatro bölümünün hem kuruculuğunu hem de hocalığını üstlendi. Eğitimciliğinin yanı sıra, çok sayıda yerli ve yabancı oyunun sahnelenmesinde emek verdi. Büyük tiyatro duayeni, Eskişehir’de şehir tiyatrolarının oluşup, gelişmesini de sağladı.
Hayatı boyunca çalışmayı kendisine görev edinmiş ve karşısındakilere de bunu aşılamış olan büyük USTA’yı ne yazık ki 18 Temmuz 2012 tarihinde kaybettik. Yaptıkları ile her zaman örnek olan bir kişiydi. Eskişehir’in tiyatro gelişiminde etkili olan kişiyi her daim anmak bizim görevimiz.
18 Temmuz gününden sonra baş sağlığı için değerli hocamın eşi Gönül Hanımı aradım. Telefonu açıp, sesini duyduğumda boğazımda bir şeylerin düğümlendiğini ve konuşamadığımın farkına vardım. O da çok üzgündü, ve hala daha eşinin öldüğü düşüncesini kabullenemiyordu. Ergin Orbey’i en iyi kendisinin anlatacağını düşünüyordum.. Kendisinden bir kaç cümleyle Ergin Orbey’i anlatmasını istedim. Hocanın bir kaç cümleyle anlatılması imkansızdı; ama bu acılı günde Gönül Hanımı sık boğaz edemezdim. Benim bu iyi niyetimi anlayışla karşıladı ve bana bir yazı gönderdi.
İşte sizlere Gönül Orbey’in kaleminden Ergin Orbey;
Canım Ergin’im
Sen gittin gideli yüreğim nasıl acıyor bir bilsen, sivri uçlu bir şeyle oyuyorlar sanki . Ergin, hala öyle kuvvetli bir ışığın var ki etrafa sevgi hareleri, yaratıcılık, insanlık, insan olmanın onurunu ve tevazuyu yayıyorsun . Hep ilkleri yaptın, hiç hırsın olmadı. Hele kıskançlığın asla. Güzellikler ürettin hep. Pazarlamacı olmadın hiç tezgah açmadın. Bunlara tenezzül etmedin. Adam gibi adamdın çünkü, insandın. Dostların, arkadaşların hele hele öğrencilerin öyle güzeller ki öyle insanlar ki okulun bahçesindeki çınar gibi sağlamlar.
Ha odanın kapısındaki Ergin Orbey yazısı da duruyor. Yılmaz’ın yaptığı mumya heykelin de çok güzel olmuş, büstünü de yapacakmış. Eskişehir seni bir sürü etkinlikle anmaya hazırlanıyor. Bir şey daha var. Senin sevgili Eskişehir’lilerin; meslektaşların, tiyatrodaki emekçilerin sana toprak, Eskişehir toprağı ve suyu, kabalak suyu getirdiler.
Biliyorsun değil mi doktorlarının da sevgileri var.
Birlikte kotardığımız sevgimiz kocamandı şimdi devasa bir şey oldu.
Seni çok seviyorum Küçük Dev Adam. (Turgut Özakman’ın deyimi) Hep de seveceğim. Ergin Orbey; adam gibi adam.
Ama neden bırakıp gittin, unutma beni olur mu?
Gönül’ün
Bu yazıyı okuduktan sonra başka anlatılacak bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Sadece şunu dile getirmek istiyorum; Ergin Hocam; sizi tanımak, hayatımın küçük bir dilimini dahi sizinle geçirmek benim için onur verici bir şeydi. Bunun için çok teşekkür ederim.
Böylesine anlamlı bir günde sizleri tekrar anmaktan büyük mutluluk duyduğumu bir kere daha dile getirmek istiyorum. İyi ki varsınız ve iyi ki böylesine tanınan, bilinen bir Şehir Tiyatrolarımız var.