Hüseyin Akçar'ın bu haftaki konuğu Anadolu Üniversitesi Halk Bilim Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Taşçı...
Bir ülkede yaşayan insanların ortak paydasıdır, millet olma bilinci. Yani bizleri birbirimize bağlayan “ortaklık”ların tümüdür. Aslında içinde yaşadığımız ve ondan beslendiğimiz kültürümüzdür. Değişebilen bir yapıya sahip olan ve sahip çıkmamız gereken kültürümüzün temel taşlarından birini oluşturur, halk dansları. İnsanların sevinçlerini, üzüntülerini, haykırışlarını bir başka kimseye rahatça anlatmanın yoludur, dans. Halk dansları öyle bir elçidir ki insanlar arasındaki etkileşimi fark ettirmeden başka birisine aktarır. Bu aktarım gerçekleşirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kültürel değerlerin bozulmamasıdır. Bu önemli meseleye dikkat edildiği taktirde, danslarımızın yeni kuşaklara aktarılması rahatlıkla ve sağlıkla bir şekilde gerçekleşecektir. Fakat bu aktarım şekli doğal akışına bırakıldığında birtakım yozlaşmalar oluşabilir. Onun için özünü koruyan ve bu özden sapmayan aktarımların gerçekleşmesi için bir takım oluşumlara ihtiyaç vardır. İşte bugün tanıtımını gerçekleştireceğimiz, Anadolu Üniversitesi Halk Bilim Araştırmaları Merkezi kültürel aktarımı ve çalışmalarını yaklaşık 37 yıldır, en doğrusu ile kendisine görev edinmiş bir şekilde yerine getirmektedir ve getirmeye de devam etmektedir.
Anadolu Üniversitesi Halk Bilim Araştırmaları Merkezi bir kültür yuvasıdır. Aslında bu merkez için, Anadolu Üniversitesi’nin içerisinde yer alan; dansların, müziğin ve derlemelerin yapıldığı küçük bir kültür fabrikası diyebiliriz. Öyle güzel bir mütevazılıkla öylesine güzel işler yapılmaktadır ki, kültürel mirasımız kendiliğinden en doğalı ile insanımızla buluşmaktadır. İşte merkezin içerisine sinmiş olan bu aile tadındaki sıcaklığın kaynağını öğrenmek, yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi almak için merkezimizin müdürü Sayın Prof. Dr. Deniz TAŞCI ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
İşte karşınızda Halk Bilim Araştırmaları Merkezi;
Deniz Hocam, sanatın içinde ve her daim sanata destek veren bir hocasınız. Aslında sizi tanıyoruz. Kendiniz, sizin cümlelerinizle tanıyabilir miyiz?
Anadolu Üniversitesi Halkbilim ve Araştırmaları Merkezine hoş geldiniz.
Endüstri mühendisiyim. Strateji ve Yönetim alanında profesör oldum. İletişim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi ve Halkbilim ve Araştırmaları merkezinin müdürüyüm. Merkez ilk kurulduğu yıllarda, lisans öğrencisiyken halk dansları topluluğunda dans ettim.
Yıllar sonra pek çok anım olan ve üniversite açısından çok önemsediğim bu merkeze müdür olmak kısmet oldu. Tüm mesai arkadaşlarım ve topluluklarımızda yer alan katılımcılarımızla birlikte sanatın içinde bulunarak kendimi ve merkezi geliştirmeye çalışıyorum.
Yıllardır Anadolu Üniversitesindeki Halk Bilim Araştırmaları Merkezi’nin müdürlüğünü yapıyorsunuz? Bu merkezin kurulma amacı, misyonu nedir?
Halkbilim ve Araştırmaları Merkezi, Anadolu üniversitesinin en eski ve kurumsallaşmış merkezlerinden biridir. Üniversitenin dışa açılan yüzüdür. Ulusal ve Uluslararası düzeyde üniversiteyi başarıyla temsil etmektedir.
Halkbilim Araştırmaları Merkezinin kurulduğundan bu yana vizyonu değişmekte olan halk kültürünü derleme, tanıtma, yaşatma ve genç kuşaklara aktarmaktır.
Merkez olarak alana bakış açımızın temelini değişen yaşam koşulları ve kültürel yapıya uygun olarak yenilikçilik ve farklılıklara açıklık oluşturmaktadır.
Kültürel mirasımızı korumak ve yaşatmak amacıyla geleneksel müzik ve danslarımızı yeniden yorumlayarak onların değişen zaman koşullarında kaybolmasını önlüyor ve yaşatılmasına katkıda bulunuyoruz.
(FOTOĞRAF: Anadolu’nun Közleri Halk Dansları Topluluğu Gösterisinden…)
Halk Bilim Araştırmaları Merkezi bünyesinde hangi birimler ve sanat Kolları var, bunlar hakkında bilgi verir misiniz?
Merkezde müzik ve danslarımızın öğretilmesi ve icra edilmesi en önemli sorumluluklarımızdandır.
Biz bu sayede kültürel yaratıcılığımızı simgeleştirmelerimizi ve estetik algılayışımızı genç kuşaklara ve halkımıza tanıtıyor ve aktarıyoruz.
1976 yılında kurulan daha sonra da merkez birimlerinden biri olarak faaliyet gösteren
Türk Sanat Müziği Topluluğu, Türk Halk Müziği Personel Topluluğu, Türk Halk Müziği Öğrenci Topluluğu, Vurmalı Çalgılar Topluluğu, Türk Dünyası Müzik Topluluğu, Halk Dansları Topluluğu, Anadolu’nun Közleri ve Çocuk Halk Dansları topluluklarımız var.
Tüm topluluklar aracılığıyla her yıl onlarca üniversite çalışanı, öğrencisi ve şehirden katılan hemşerilerimize eğitim verilmekte ve hazır olduklarında performansları gösteriler yoluyla sahnelenmektedir.
(FOTOĞRAF: Anadolu’nun Közleri Halk Dansları Topluluğu Gösterisinden…)
Bu hafta içinde Anadolu’nun Közleri Halk Dansları Topluluğu ilk gösterisini gerçekleştirdi. Yeni bir topluluk ve etkili bir gösteri ortaya çıktı. Bu topluluk ve misyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yaklaşık 6-7 yıldır düşündüğüm ve hocalarımla paylaştığım bir fikirdi.
Bu topluluğu hangi açılardan önemsediğimi açıklayayım. Çünkü 7’den 70’e dans ve müzik eğitimi gerçekleştirmiş olmanın gururunu yaşıyoruz ‘’ Anadolu’nun Közleri’’ topluluğunda yaş aralığı 25-67 ve yine ekipteki pek çok kişizamanında heves edipte fırsat bulamadıkları için dans etmemiş, hayatlarında ilk kez dans eden kişilerdir.
Ekipteki meslek yelpazesi hastanedeki hizmetliden öğretim üyesine kadar değişmektedir. Ayrıca aramızda öğretmen, avukat, subay, mühendis, ev hanımı, anne ve eski dansçı bulunmaktadır.
Başlarken amacımız biraz önce söylediğim gibi eğitim vermekti. Ancak gelişmeler tahmin ettiğimizden de olumlu oldu. Topluluğa katılanlar amacımızı çok sahiplendi ve bu hafta içindeki gösteriler ortaya çıktı.
Halkbilim Araştırmaları Merkezinin en önemli sosyal sorumluluk projelerinden birisini közler sayesinde gerçekleştirmiş olduk. Kültürel mirasımızın farkında olan topluluk üyelerimizin tümüne ve başta hocalarıma, müzik şefine, tüm müzisyenlerimize, arkada çalışan tüm mesai arkadaşlarıma, size ve tüm eski dansçılarımıza çok teşekkür ediyorum. Gurur duyduğumuz bir projemizi daha gerçekleştirmiş olduk.
(FOTOĞRAF: Anadolu’nun Közleri Halk Dansları Topluluğu Gösterisinden…)
Halk Bilim Araştırmaları Merkezi, durmadan çalışan bir merkez. Önümüzde daha ne gibi projeler var. Okurlarımıza onun bilgisini verelim.
Halkbilim ve Araştırmaları Merkezinin duracak bir lüksü yok. Yapacak çok işimiz, gerçekleştirmeyi düşündüğümüz pek çok projemiz var. Çünkü biz Anadolu Üniversitesi çalışanlarımızın, öğrencilerimizin, şehirdeki katılımcılarımızın kültürel değerlerimizi sadece izleyip öğrenmesini değil, aynı zamanda tanıtılmasında görev almalarını istiyoruz. Halkımıza borçluyuz öyle hissediyoruz bu nedenle durmayı düşünmüyoruz.
Her yıl yaptığımız rutin etkinlikler dışında halk dansları topluluğu ve halk müziği topluluklarında temalı ve daha spesifik odaklı işler yapmayı düşünüyoruz.
Sanal kostüm müzesi yapmak, yalnızca halkbilimle ilgili kaynaklardan oluşan, merkez içinde kütüphane açmak ve Türkiye de değişik üniversitelere giderek gösteriler yapmak üniversiteyi ve Eskişehir’i temsil etmek yapmayı planladığımız projeler içerisinde.
Merkez içerisinde yapılan faaliyetlerden şehirdeki vatandaşlarımız nasıl istifade edebilir? Böyle bir durum var mı?
Merkez içerisinde yapılan faaliyetlerimize şehirde konularımızla ilgilenen vatandaşlarımız katılabiliyor.
(FOTOĞRAF: Anadolu’nun Közleri Halk Dansları Topluluğu Gösterisinden…)
Anadolu Üniversitesi’ni ve Türkiye’yi çoğu defa yurt dışında temsil etme durumu olan bir merkezden bahsediyoruz. Bu çok önemli. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Önümüzde var mı böyle bir proje?
Anadolu Üniversitesini, merkezimizi, Türkiye’yi, birçok kez yurtdışında festivallerde, yurtiçinde özel gösterilerde temsil ettik. Dans ve müziğimizi tanıtmak için davet aldığımız yerlere olanaklarımız ölçüsünde katılmaya çalışıyoruz. Katılmaya da devam etmeyi düşünüyoruz.
(FOTOĞRAF: Anadolu’nun Közleri Halk Dansları Topluluğu Gösterisinden…)
Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben geldiğiniz ve merkezimizin çalışmalarını Esgündem26 haber portalınızda yayınladığınız için teşekkür ediyorum.
Eklemek istediğim konu merkez olarak biz bu topraklar üzerinde çok güzel müziklerin olduğunu ve dansların edildiğine inanıyoruz. Ve herkesin en azından bir zeybek dansını edebilmesi, bir Neşet Ertaş türküsünü baştan sona söyleyebilmesi en büyük arzumuz. Umarım faaliyetlerimiz ve projelerimiz bu amacımıza hizmet ediyordur.