Hüseyin Akçar'ın bu haftaki konuğu yönetmen Emre Basalak...
Gıpta edilen Eskişehir’in en önemli özelliklerinden biri Gençlik Şehri olması. Yani gençliğe değer verilen, gençliğin ön planda olduğu projelerin yaygın olduğu bir şehir. Kuşkusuz bunun gerçekleşmesinde, Ulu Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik için düşüncelerini, ideolojisini çok iyi anlayan ve özümseyen bir belediye başkanı var. Tabi ki Yılmaz Büyükerşen.
Şehir Tiyatroları’nın kurulmasından tutun da Eskişehir’i müzeler şehri haline getiren ve kendisini Eskişehir’e vakfetmiş Yılmaz Hocamız, Eskişehir’in bugünkü aydınlık yüzünü tüm Türkiye’ye göstermeye devam ediyor.
Müzeler şehri olmasının yanında, Eskişehir aynı zamanda festivaller şehri de. Birden fazla festivale ev sahipliği yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Eskişehir Şehir Tiyatroları’nın 13 yıldır aralıksız sürdürdüğü Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali. Festival 26 Mayıs Cumartesi günü başlıyor. Birbirinden güzel oyunlar bizleri bekliyor. Sanat şehrine yakışan, emek dolu bir festival. Emeği geçen herkesi kutlarım. Yakından takipçisiyim.
Gençliğe değer veren şehrin bir de Gençlik Sahnesi var. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bünyesinde kurulan Gençlik Sahnesi 4 yıldır harika oyunlar sergiliyor. Gençlere değer veren, onları düşünen ve yeni yeni oyuncular kazandıran böylesine bir sahnenin kurulması çok önemli. Tiyatronun içerisinde olan birisi olarak 9 yıl önce Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sui Generis Tiyatro’yu kurduğumda da aynı düşüncelerle hareket etmiştim. Şehir Tiyatroları içerisinde böyle bir birimin kurulmasına öncülük eden başta Emre Basalak, Ercüment Yılmaz, Mete Ayhan ve bütün emekçilere teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı iletiyoruz.
Tiyatro bir aile oluşturur. Onlar da büyük bir aile. Çemberin çocukları, onlar. Bu aralar çok heyecanlılar. Çünkü 26 Mayıs Cumartesi günü 13. düzenlenen Gençlik festivalinin açılış oyunu olan ‘Sen de Gitme Triyandafilis’ adlı oyunu sergileyecekler. Yönetmen koltuğunda başarılı sanatçı ve kendisini bu işe vakfetmiş bir sanatçı var. Emre Basalak. Amatör Tiyatro’nun ne demek olduğunu çok iyi özümsemiş, kendisini işinin gereklerinden biri olan eğitime, öğretmeye adamış birisi. Kendisini takdirle alkışlıyorum. Ellerine sağlık.
Harika bir gösterim olacağından şüphem yok. Yolları açık, alkışları bol olsun.
Hadi biraz da Gençlik Sahnesi’ni ve oyunu konuşalım.
Karşınızda;
‘Sen de Gitme Triyandafilis’ ve başarılı yönetmeni Emre Basalak.
- Emre Abicim, seni ve yaptığın işleri bütün Eskişehir biliyor. Bu şehir için koyduğun katkı çok önemli. Bu seferki konuşacağımız konu, senin için çok önemli bir yere sahip Gençlik Sahnesi. Kuruluşu hakkında bilgi alabilir miyiz?
2014 yılına dönmek lazım. Şehir tiyatromuzda sanat yönetmeni olduğum dönem Ercüment Yılmaz ve Mete Ayhan’la beraber ürettiğimiz bir proje. Başını sevgili Mete’nin çektiği bir ekip kurduk ve gençlik şehri denen Eskişehir’de bir açığı kısmen de olsa kapatmak için başlattık projeyi. İlk sene ve başlangıç olması dolayısıyla çok önemliydi ilk öğrenciler. Ertesi yıl yöneticilik görevimden ayrılınca Gençlik Sahnesinin koordinatörü oldum. Ekip yenilendi, farklı bir müfredatla, çalışma gün ve sayısını, ders saatlerini arttırdık.
Ve bu yıl 4. Yılı bitiyor.
- Gençlik Sahnesi neler yaptı? Biraz bundan bahsedelim?
4 yılda 5 oyun üretti. Hareketten şan derslerine, Metin incelemeden doğaçlamaya ve sahne üstü çalışmalarına harcanan yüksek mesaisiyle küçük ve kısaltılmış bir konservatuvar halini aldı.
Sosyal sorumluluk projeleri üretti. 70 civarı mezun verdi. Bunların 40 civarı konservatuvar sınavlarına girdi ve 25 kişi ülkenin çeşitli tiyatro okullarında okuyor şu an. Ayrıca belirtmeliyim ki, hedefimiz konservatuvara hazırlamak değil. Bir gün bir belediye konservatuvarına dönüşmek. Hayal etmeden hiçbir şey gerçekleşmez. 4 yılda sanırım boyumuzdan büyük işler yaptık.
- Gençlik Sahnesi, üyelerini nasıl seçiyor?
Gençlik sahnesi genç tiyatrocular için neredeyse konservatuvar kadar hedef halini aldı. Dolayısıyla artık sınavlarımız da ona göre olmaya başladı. Eylül aylarında duyurusu, ekim aynında da sınavlarımız oluyor. 200 ün üzerinde başvuru oluyor. 2 aşamalı sınavda belirlenmiş tiradlarla adayları izliyoruz. Sohbet ediyoruz. Tanımaya ve anlamaya çalışıyoruz. Bir numaralı kuralımız samimiyet ve duyarlılık. Okuyan, araştıran ve bilgi açlığı olan herkes avantajlı. Ve ilk iki sene 25 olan sayımızı, bu yıl 20 ye indirdik. Önümüzdeki yıl belki daha da çekeriz aşağıya. Meselemiz nicelikten ziyade nitelik. Önemli olan kazanıp giren aile üyemizin donanımını arttırmak. Konservatuvarlarda da bu rakam genelde en çok 15 olur.
- Önümüzdeki sene için çalışmalar ve seçmeler ne zaman başlıyor?
Dediğim gibi eylül ayı gibi duyuruları olur. Sınav ekimden sonra hazirana kadar tempo yoğun.
- Gelelim, Sen de Gitme Triyandafilis adlı oyuna. 26 Mayıs günü prömiyer yapacak. Bu sezonun oyunu. Oyun hakkında bilgi alabilir miyiz? Neden bu oyun?
Ben bir sınıfın oyununu seçerken daha çok o sınıfın karakterine göre bir yönelimde bulunuyorum. 2. Yılda Leonce ile Lena, 3. Yıl Antigone ve 4. Yılda Sen de Gitme Triyandafilis. Üçü de üslup ve tarz olarak birbirinden çok ayrı. Triyandafilis’i seçerken bu sınıfın gerçek, samimi ve içten karakterini ortaya koyabileceğini düşündük. Ayrıca bir tiyatro öğrencisi için, eğitim sırasında klasik üslupta oyun oynamak kadar öğretici bir süreç daha olamaz. Bence gençlik sahnesi bu noktaya geldi. Buradaki dert eğitim. Süreç mühim Gençlik Sahnesinde. Sonuç sadece araç.
- Bu zamana kadar gençlik sahnesinde senin yönettiğin oyunların hep bir derdi oldu. Bizi farklı yerlere götürdü. Bu oyunda seyirciyi neler bekliyor?
1930’lardan başlayıp 1950 sonlarına hatta 60’lara uzanan bir öykü Sen de Gitme Triyandafilis. Ayla Kutlunun ödüllü öyküsü. Seyfettin Babat oyunlaştırmış. Ancak o oyunlaştırmayı ve öyküyü rehber edinerek, biz baştan bir oyunlaştırma yaptık. Oldukça değişime ve gelişime uğradığını düşünüyorum. Gitmek, kalmak, beklemek kavramları üzerine kurduk tüm anlatımımızı. Asıl derdimiz de bu. Tabii öykünün önemli bir motifi olan savaş karşıtı duruşu bizi ve oyunumuzu da etkiledi. Ama diğer iki oyunumuzdan etkilenen varsa biraz şaşıracak. Bu kez çok tanıdık ve gerçek bir şey görecek sahnede.
- Oyunun gösterim tarihlerini okuyucularımızla paylaşalım. Hangi tarihler?
26 Mayısta uluslararası Eskişehir çocuk ve Gençlik tiyatroları festivalinde açılış yapıyoruz.
Ardından 2-3-4-5-6-7 ve 9 Haziranda temsillerimiz var. Operada oynadığına aldanmayın. Sahnelenme şeklinden kaynaklı 100 seyirci ile sınırlı. Ücretsiz olduğunu da hatırlatalım. Hala gişede davetiyeler var. Azaldı ama.
- Yoğunluğun arasında zaman ayırdığın için teşekkürler. Eklemek istediğin şeyler varsa alabiliriz.
Ben teşekkür ederim sevgili Hüseyin. Bu şehrin tiyatro hayatının temeli olan gençlerin önemini en az benim kadar farkında biriyle, bu sohbeti gerçekleştirmek çok anlamlı.